Hanefiler hariç diğer mezhep imamlarının tamamına göre nikâh akdinde velinin bulunması gerekir. Velinin yer almadığı evlilikler geçersiz sayılır. Ancak bunun için velide birtakım şartların bulunması gerekir. Bunlardan birinin bulunmaması durumunda velayet kızın yakınlarından birine intikal eder. Mesela; velinin akli dengesinin bulunması şarttır. Akli dengesi yerinde olmayan veli, evlilik hususunda yetki sahibi değildir. Deliliğin ölçüsüyle ilgiliyse farklı görüşler belirtilmiştir. Kimi âlimler bunun bir yıl boyunca kesintisiz bir şekilde devam etmesi gerektiğini söylerken diğer bazıları, bu sürenin bir yıldan fazla olması gerektiği görüşündedir. Yani bir kimse senenin azında aklı yerinde olursa, bu sırada velilik yapabilir. Konuyla ilgili Hanefi mezhebi ise her hangi bir vakit belirtmeksizin, hâkimin kararı üzerine hükmün verilmesi gerektiğini söyler. (El Mevsûatü'l Fikhiyyetü'l Kuveytiyye c.41 s.251)
Velinin Müslüman Olması: İslam âlimleri kâfirin, Müslüman üzerinde hiçbir şekilde velayet yetkisi bulunmadığını söyler. Allah'u Teâlâ Kuran'ı Kerim'de “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yok vermeyecektir.” (Nisa 141) diye buyurmaktadır. Nasıl ki dinleri farklı olanlar birbirlerine mirasçı olmuyorsa, aynı şekilde evlilik hususunda kâfirin Müslüman üzerinde velilik hakkı da bulunmamaktadır. Aynı hüküm aksi için de geçerlidir. Yani Müslüman biri, kâfir olan bir yakınına velilik yapamaz. Şafi mezhebi hariç söz konusu bu hüküm, vekâlet yoluyla olsa da aynıdır. Şafiler ise vekâlet yoluyla, Müslümanın kâfir birinin kızını evlendirebileceğini söyler. (Nihâyetü'l Muhtâc İlâ Şerhi'l Minhâc, Şemsuddin Er Remlî, Daru'l Kütübi'l İlmiyye 2009 c.4 s.446)
Velinin Adil Olması: Velilikte adalet, fasıklığın zıddıdır. Yani veli olacak şahıs, büyük günahları işleyen biri olmamalıdır. Tabi bu şart Şafi ve Hanbelilere göredir. Hanefi ve Malikilere göre velinin adil olması şart değildir.
Velinin Erkek Olması: Hanefi mezhebi hariç diğer mezheplerin tamamına göre, velinin erkek olması şarttır. Hanefiler ise, kız kendisini evlendirebileceği gibi velisinin de ister velayet ister vekâlet yoluyla olsun kadın olabileceğini söyler. Bununla ilgili cumhurun delili Kuran'ı Kerim'de geçen “Erkekler, kadınlara yönetici kılınmıştır…” (Nisa 34) ayeti ve Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)'ın “Kadın kadını ve kendisini evlendiremez (ya da evlendirmesin) (İbn Mâce, İbn Huzeyme, Dârekutnî) hadisidir.
Şafii mezhebi her ne kadar velayetle ilgili babanın veya diğer yakınların bulunmasını şart koşsa da bazı zaruri durumlarda kızın, evlilikle ilgili durumunu âlim, kanaat önderi, devlet yetkilisi gibi birine taşıyabileceğinin caiz olduğunu söylemektedir. (El Camî' Fî'l Fikhi'l İslâmî, Abdülkerim Zeydan, Müessesetü'r Risâle, BEYRUT 2012 c.6 s.435) Dolayısıyla; çeşitli meşru sebeplerden dolayı babasının kendisine velilik yapmasını istemeyen kimse, uygun gördüğü birini kendisine veli tayin edebilir. Bu, kızın Hanefileri taklit ederek kendi başına evlenmesinden çok daha iyidir.