Veliler Kur'an ve Siyer dersini zorunlu ders gibi algılamalı

İmam Hatip Mezunları Yardımlaşma ve dayanışma Derneği başkanı İbrahim Gökdemir seçmeli Kur'an ve Siyer dersi ile igili yaptığı açıklamada veli, öğretmen ve idarecilerin bu derslerin seçiminde özen göstermesi, özellikle idarecilerin gerekli kolaylığı göstermesi gerektiğini fade etti.

İmam Hatip Mezunları Yardımlaşma ve dayanışma Derneği başkanı İbrahim Gökdemir''in konuyla ilgili açıklaması...

KUR’AN-I KERİM VE PEYGAMBERİMİZİN HAYATI ÇOCUKLARIMIZLA BULUŞUYOR.

2012–2013 Eğitim ve Öğretim     döneminde  Okullarımızda Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı dersinin seçmeli olarak müfredata konması yetersizliğine rağmen cumhuriyet kuruluşundan bu güne kadar halkımız için yapılmış önemli bir adım olarak görüyoruz. Çünkü Müslüman halkımız öz evladını okullara gönderirken Laik eğitim modeli çocuklarımıza yıllarca değerleri ile örtüşmeyen ve hatta dini değerleri ile çatışan bir eğitim programı enjekte ediyordu.

Toplumsal yozlaşmanın temelini oluşturan ve değerlerimizi hiçe sayan bu batı patentli eğitim modelleri çocuklarımızı birbirine kırdırtmış, insanlarımız arasındaki sevgi, kardeşlik, muhabbet, iyilik ve yardımseverlik duygularını köreltmişti.

Bu eğitim programları ile bireyselciliği, çıkarcılığı, vurdumduymazlığı, nemelazımcılığı ve kişisel benliği öne çıkararak topluma ait erdemli ve güzel davranışları her geçen gün yitiren, sosyal dokuyu tahrip eden, ayrımcılığı ve bölücülüğü kürekleyen büyük bir yıkıma sebebiyet vermişti.

Müslüman halkımız yıllarca vergisini ödediği ve her türlü fedakârlığı gösterdiği halde maalesef laik sistem Müslüman halkın çocuklarına dinin değerlerini yozlaştıran ve uzaklaştıran bir anlayışla İslam’ın değerleri ile çocuklarımızı buluşmasını engellemişti.

“Yanlışın neresinden dönülürse kardır” misali bu eğitim ve öğretim döneminde “Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı” derslerinin halkımızın % 98’inin Müslüman olduğu ülkemizde zorunlu ders olarak okutulması gerekirken, yetersizliğine rağmen seçmeli ders olarak okutulmasını bir kazanım olarak görüyoruz.

İnsanlığa ait tüm erdemli ve güzel davranışları içinde barındıran Kur’an-Kerimin evrensel mesajı ve Peygamberimizin güzide hayatı, her Müslüman ve onun evladı için vazgeçilmezdir. Hayat kaynağının temelini oluşturan bu iki hayat iksirini Müslüman halkımızın çocuklarından uzak tutmak her türlü bela ve musibetin kaynağını teşkil etmektedir.

Milli Eğitim bakanlığı bu iki dersin müfredatı ile Kur’an-ı Kerimin evrensel mesajını ve Peygamberimizin hayatını “en güzel örnek” niteliği ile çocuklarımıza buluşturmalı ve bu derslerde görev alan eğitimcilerin liyakatli, ehil olmaları hususunda seçici olmalıdır. Öğretmen yetersizliği bahanesinin arkasına sığınılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliğine gidilerek bu derslerin etkili ve verimli şekilde çocuklarımıza öğretilmesi için gerekli hassasiyet gösterilmeli, gerekirse camilerde uygulamalı bir şekilde verilmelidir.

Velilerimiz ise; çocuklarını okullara gönderirken ibadet bilinci ile hareket etmeli, Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı derslerini zorunlu dersmiş gibi algılamalı, mutlaka çocuklarına bu iki dersi okutmak için dilekçeyle gereken özeni göstermelidir. Bu iki dersi pekiştirecek ve aile ortamında paylaşılacak bir konumda tutmalıdır. Bunu ihmal ettiği sürece vebal ve sorumluluk altında olacağı unutulmamalıdır.

Ayrıca Milli Eğitim müdürlükleri ve okul yöneticileri ve öğretmenler bu dersin seçilmesi hususunda vatandaşlarımıza kolaylık göstermelidir. Bu derslerin önemine binaen, Okul İdaresi ve öğretmenler kurul toplantısında bu iki dersi seçmeli olarak kabul etmelidir. Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı ve Arapça derslerini istemeyenlerden dilekçe almalıdırlar.

Başta Sivil toplum kuruluşlarımız, Sendikalar ve Diyanet camiası olarak; Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı ve Arapça derslerinin okutulması için velilerimizi ve çocuklarımızı bilinçlendirmeli, ev-ev, kapı-kapı dolaşarak ayrıca camilerde konunun ehemmiyeti anlatılmalıdır.

Bu derslerin okutulması için duyarlı sivil toplum kuruluşları Okul aile Birliklerinde etkin rol almalıdır. Ayrıca bu derslerin okutulmasında zorluk çıkaran kurum ve kuruluşlara karşı gereken girişimlerde bulunulmalıdır.

İbrahim GÖKDEMİR

İmam Hatip Mezunları Yardımlaşma ve dayanışma Derneği