Maskeli olmak mı iyi gelir, maskesiz olmak mı bilmem ama; bu virüs birçok şeye de çok iyi geldi!
Evet, her şeyi unutmaya müsait olan "insan" oğlunun önemli bir kısmı bunu da unutuverir ama; epeyce birilerimizi de adam etmeye vesile olacak gibi görünüyor, inşaallah!
Eşref-i mahlukat olarak yaratılmış olduğu halde esfeli safiline yuvarlanan biz insanoğlunu..
Bizi adam edecek ve Allah indinde insan değerinin tek ölçüsü olan "takva"ya zorlayacak.
"Allah indinde en değerliniz, şüphesiz, en takvalı olanınızdır."(Hucûrat-13)
Sahi ne demekti takva?!
Hemen hepimizin "sakınmak" diye anladığı..
Salgın bize bunu anlatabilirse, anlatabilmişse ne mutlu!
Değil mi?
Bu vesileyle hepimiz, her şeyden sakınır hale gelmedik mi?
En âlâsından, "sakınma"yı öğrenmedik mi?
Evet, çok kişinin maskesini düşüren bu salgın; belki çoğumuza da kime maskeli, kime maskesiz muamele edeceğimizi öğretti.
Neye eldivenli neye de eldivensiz dokunmayı, dokunmamız gerektiğini öğrettiği gibi..
En çok da, başta Rasulullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem olmak üzere, geçmiş büyüklerimize ne de muhtaç olduğumuzu nasıl da anlayıverdik!
Hem de en titrer pozisyonumuzla..
Ve de en ihlaslı, riyasız bir biçimde..
Ve şunları da yeniden hatırlayıverdik:
Resullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"Her kim
"İsmi anılınca, yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah'ın ismi ile!.. O işitendir bilendir"
duasını üç kez söylerse sabaha kadar hiçbir ani bela ona isabet edemez.
Yine kim sabahladığında bu duayı üç kez söylerse akşama kadar hiçbir ani bela ona isabet etmez."
Hafız İbn Hacer (rh a) der ki:
"Veba ve tâûn gibi salgınların bir faydası da dünyevi arzu ve hesapları azaltması, ameli güzelleştirmesi, gafletten uyanık kılması ve göçmek için hazırlık yaptırmasıdır."
İmam Şafii(ra) de salgın için şu tavsiyede bulunur:
"Ben salgın için tesbih etmekten daha faydalı bir şey görmedim."
Aynı şekilde Abdullah Bin Mesud (ra) da şöyle buyurur:
"Hangi peygamber herhangi bir sıkıntıya uğramışsa, hemen Allah'ı tesbih yoluyla imdat istemiştir."
Hele de evlerimizi nurlu mekanlara çevirmek zorunda kalıp buna en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde Efendimiz (sav)'in şu buyruğu bizlere çok daha anlamlı hale geliyor:
"Gücünüz nispetinde evlerinizi nurlandırın. Şüphe yoktur ki, Kur'an okunan ev, ahalisi için genişler, hayrı artar, melekleri çeker, şeytanları da def eder.
Lâkin, Kur'an okunmayan ev ise, ahalisi için daralır, hayrı azalır, melekleri iter, şeytanları cezbeder."
Bu şekilde rahatlamış bulunan kişi, artık Resulullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin şu mübarek müjdeleri ile rahatlayabilir:
Hz Âişe (ra) vâlidemiz, salgını sorunca, Efendimiz şöyle cevap verir:
"Bu, Allah'ın, dilediğine gönderdiği bir azaptır. Ancak, Allah onu Müminler için de bir rahmet kılmıştır.
Her kim salgına yakalanır ve de Allah'ın yazdığından başka hiçbir şeyin kendisine isabet etmeyeceğini bilerek, sabırla ve de ecrini Rabbinden umarak evinde, yurdunda beklerse ona da bir şehit mükafatı vardır."
Sığ maske tartışmasından uzak, maskesiz haliyle virüsü, salgını, gelişinin -belki sebebini değil de- hikmetini anlayabilmişsek, gerisini de başkaları düşünsün artık!