Rabbim!
Ey âlemleri, yeri göğü kendi tasarrufu ile yöneten
Ey her şerrin kapısını bir hayra tebdil eyleyen
Dert ve kederim ayyuka çıktı
Hayalini saliselerden sakındığım gurbetlerin eteğindeyim şimdi…
Rabbim!
Yıkılmaz dediklerime bir haller oldu
Durmaz dediklerim hala ayakta
Olmaz dediğim işler oldu
Bana acz görünenlere sen muktedir oldun
Ey yerin göğün kuşatıcısı!
Ey olmazları olduran!
Ey takdiri ve tedbiri elinde tutan!
Beni, şaşkınlığımdan ötürü yargılama
Beni zelil kılan kederlerin ortasından, imanımla yücelt…
Ey Rabbim!
Nefisler Senden gayrısına tutsak yaşamanın garabeti içinde
Hiç değişmeyen koca hayatlar darmadağın, ser sefil…
Ne tarifsiz bir sızı ne tesellisiz bir gurbetin içine düştüm
Karmakarışık, darmadağınık bir sülükle ilerlerken hayat,
Bana düşen telafisiz bir firak…
Ey karanlığın ardından sabahı armağan eden Rabbim,
İçine düştüğüm karanlık, ıssız dehlizlerden
Beni iman ve teslimiyetin aydınlığa ulaştır
Hikmet pınarından payıma düşen ile beni mükâfatlandır
Senden gayrı tutunacak ne bir dalım ne bir sığınağım kaldı
Beni ortalıkta bırakıp heder etme…
Gönül mahzun olur gözler yaşarır
Bunun ötesine geçen ve isyanın kıyısına sürükleyen garabetten kurtar bizi Rabbim!
Senden geldik sana dönücüleriz
Bu fani dünyanın kucağında ebediyet temennilerinden arındır bizi Rabbim!
Kapına geldim. Her şeye Kadir, herkese yeten azametinle beni düzlüğe çıkar
Nefis ve şeytanın kederimi kirletmesine izin verme
En çok daraldığım anda şefkatinle hasbihal nasip et
Çöken bedenim, körelen sevinçlerim, buğulanan bakışlarım
Ancak senden gelecek bir iltifatla teselli bulabilir
Beni katındaki nimetlerinle bahtiyar eyle…
İlahi!
Adına içtiğim her zehri imanıma kuvvet eyle
Yakındığım gurbetimi vuslatınla iyileştir
Yetim kalan dört bir yanımı himmetinle telafi et
Senden gelen her şerri imanıma hayr eyle.
Beni kendimle, beni acizliğimle, beni insaniyetimle yalnız bırakma…
Âmin.
Esra Türk