Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O'nun pak Rasûlüne olsun.
Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir, diyor şair. Katılmıyorum. Ölüm her şeyi değiştirseydi, ölülerimizin ardından, hayat kaldığı yerden devam etmezdi. Sevgi her şeyi değiştirseydi, Allah'ı sevdiğini söyleyen insanlar Allah'tan bu kadar uzak yaşamazdı. Bana kalırsa her şeyi değiştirebilecek olan aşktır. (İlerde bu düşüncem değişir mi bilemem.)
Sevgide itaat yoktur, sever geçersiniz. İradeniz sizin elinizdedir. Sevdiğiniz kişinin üzerinizdeki etkisi pek yoktur. Ancak aşk böyle mi? Aşk, oturduğu kalbin sahibine tamamen hükmeder. Kişinin ruhuyla cismini, zihniyle kalbini etkisi altına alır. Âşık her yerde mâşukuyladır; onsuz bir ânı bile geçmez. Âşıkın, hal ve hareketlerine dikkat etmek için mâşukunun cismen yanında olmasına ihtiyacı yoktur. O zaten fikrinde hep maşukuyla gezer, yer, içer… Fikri ve zikri O olmuştur artık. Her şeyde O'nu hatırlar ve hep O'ndan bahseder. Bir hata yaptığında, fark eder etmez, yanında olsa da olmasa da O'ndan özür diler.
Bunları niçin yazıyorum? İtaat; günümüz insanının en büyük sorunu. Artık Müslümanların büyük kısmı, bırakın İslam büyüklerini, Allah'a dahi itaat etmemektedir. Gözüyle görmediği ve aşkı kalbine yerleşmediği için Allah'ın emirlerine bile muhalefet eder olmuşlar. Özellikle gençleri dizginleyecek olan şeyin aşk olduğuna inanıyorum.
Herkesin perçemi elinde olan Sevgili'yi tanıtalım insanlara. “E, yıllardır böyle yapmıyor muyuz zaten?” diyebilirsiniz. Kastım şu: Söylemlerimizi değiştirelim. Namaz kılmayan insanlar artık ‘kabirde ilk sualin namaz olması'ndan etkilenmiyor. “Kâlû belâda, buluşmak üzere anlaştığınız Sevgilin her gün beş vakit namaza bekliyor seni. Bekletmeye devam mı edeceksin?” diyelim.
Günümüz insanını rahmet celbetmiyor, gazap korkutmuyor. İnanıyorum ki aşktır hepimizi yola getirecek olan. Dünyada onca zulüm yaşanırken, filmdeki âşığın derdine ağlayan insanları ancak aşk söylemiyle Hakk'a ulaştırabiliriz. Dikkat buyurun, dünyadaki zulümleri de para, mal, mevki âşıkları yapıyor. Zulüm bile aşkla yapılınca kalıcı oluyor yani. -Hâşâ- yanmayan kefen bile üretildikten sonra, azaptan korkmayan günümüz insanını Allah'a vâsıl edecek bir tek aşk kalıyor elimizde.