İzmir ziyaretleri kapsamında İzmir’de faaliyet yürüten STK temsilcileri ile kahvaltıda bir araya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu gündemdeki konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Referanduma süreciyle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, yapılan değişiklikleri yetersiz buldukları halde, değişikliklerin memleketin hayrına olduğuna inandıkları için EVET deme kararı aldıklarını söyledi.
Yapıcıoğlu, "Temennimiz 12 Eylül cuntasının halka dayattığı 82 anayasasının bütünüyle değiştirilmesi için bu değişiklikler bir fırsat olur." dedi.
Yeni bir anayasa taleplerini parti programında dile getirdiklerini belirten Yapıcıoğlu, bu hususta literatüre yeni bir tanım da kazandırdıklarını belirerek, "Özgürlükçü bir anayasa tabirlerinin yanına biz bir ibare daha ekledik ve ‘Yerli bir anayasa’ dedik. Yapılacak olan yeni anayasa kaynağını halkımızın inancından ve kültüründen almalı, halkın değerleriyle ters düşmemeli, kavgalı olmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Referandum üzerinden toplumu ayrıştırmaya, toplumda yeni fay hatları oluşturmaya çalışanların olduğunu belirten Yapıcıoğlu, etnik temelde, mezhep üzerinden bölünmeye çalışılan toplumun, bir de EVET ya da HAYIR tercihleri üzerinden bölünmesine sebep olunmaması gerektiğini söyledi.
Yapıcıoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim yeni bir cepheye, yeni bir ayrışmaya değil, biri birimizle daha çok kaynaşmaya, yakınlaşmaya, dayanışmaya ve kendimizi karşıdakilerin yerine koyarak onu anlamaya ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda olayı değerlendirerek şunu söylüyoruz: Üsluba dikkat edilmesi gerekir. Yaptığımız ziyaretlerde halk bize şunu söylüyor: ‘Başkanım biz sakiniz, halkın arasında bir sorun yok, yeter ki siz siyasetin tepesindekiler sakin olun, toplumu karşı karşıya getirmeyin.’ Çok doğru bir tespit ve bu uyarılar dikkate alınmalı. "
Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana halkın inancı ve değerleriyle kavgası olanların varlığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Bazılarının bu gün çıkarak ‘rejim değişiyor’ gibi doğru olmayan söylemlerle, bahanelerle toplumu germelerini çok yanlış görüyoruz. Zira bu gün kimsenin cumhuriyetle bir sorunu olduğunu düşünmüyorum ve halka rağmen bir şey yapılamayacağını şu 94 yıllık cumhuriyet tarihi bize açıkça göstermiştir." ifadelerini kullandı.
"Birbirimizle kavga etmeye devam edersek bizi bölüp yok edecekler"
339 oyla meclisten geçen 18 maddelik anayasa değişikliğinin kurallar gereği halkın onayına sunulduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Siyasilere düşen ise çıkacak sonucu kabullenmek ve halkın kararına saygı duymaktır. " dedi.
Yapıcıoğlu, "Dünyada Türkiye'ye diş bileyenler, tuzaklar kuranlar var. Buna rağmen biz böyle bir günde birbirimize diş bilersek, birbirimize kardeş nazarıyla bakmaz ve kavga etmeye devam edersek bizi küçük lokmalara bölüp yok edeceklerinden şüphemiz olmasın." şeklinde konuştu.
"Bu kara sevdadan vazgeçmeliyiz"
Avrupa’nın son günlerde sergilediği tavırlar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa’nın son günlerde içine girdiği durumu ikiyüzlülük olarak değerlendirenler var. Hayır, ben diyorum ki; onlar ikiyüzlü idiler. Şimdi ise yüzlerindeki maskeyi indirerek gerçek yüzlerini ortaya koydular. Sayın cumhurbaşkanı Avrupa’nın bu tavrını Nazi kalıntısı olarak değerlendirdiğinde ise, dönüp ‘Siz çizgiyi aştınız’ diyorlar. Evet, eğer bizler Allah’ın bizim için çizdiği çizgiyi aşar ve onların kapsında hizaya gelir, onlardan ödev almaya razı olursak, hele hele bir de onlardan diploma talebinde bulunursak haliyle sınırlarımızı da onlar belirleyecektir. Oysaki onların bize diploma vermek gibi bir niyetleri de hiçbir zaman olmadı. Amaçları sadece bizleri kendilerine benzetmekti ve bunu da kısmen başardılar. Bunu artık görmeliyiz ve diyoruz ki: Biz kendi yolumuzu çizmek zorundayız ve onların ekmeğine yağ sürmekten vaz geçmeliyiz. Bu kara sevdadan, platonik, tek taraflı aşktan vazgeçmeliyiz."
"Hükümet aileyi korumak için önlem almalıdır"
Avrupa zihniyetinin özgürlükten anladığı şeyin medeniyet değil, edeniyet (aşağılık) olduğunu, özgürlük anlayışlarının uyuşturucu ve her türlü cinsel sapıklığı barındıran nefsani, hayvani arzuları serbest bırakmaktan ibaret olduğunu belirten Yapıcıoğlu sözlerine şöyle son verdi:
"2014 rakamlarını söylüyorum; OECD ülkelerinin araştırmaları sonucu evlilik dışı doğan çocukların oranı Avrupa ortalaması yüzde 41’dir. İzlanda’da bu oran yüzde 71, İngiltere gibi muhafazakâr bir toplumda bile bu oran yüzde 51’e çıkmıştır. Düşünebiliyor musunuz!? Bir nesil sonra birbirleriyle evlenecek onların kardeş olmadığını kimse garanti edemiyor. Böyle bir toplum olmak istiyor muyuz? Karar vermek zorundayız. Türkiye’de de bu oran yüzde 2.68’e yükselmiş. Bu oran düşük mü? Böyle bir Avrupa bize yaramaz. Biz böyle bir ortam, böyle bir toplum yapısı istemiyoruz. Hükümet sanayinin/sanayicinin korunması için aldığı tedbirlerden daha fazlasını aileyi korumak için almalıdır. Zira toplumumuzu ayakta tutacak temel güç ailedir ve bunu muhafaza etmeliyiz. Aile kurumu yıkılırsa toplum ayakta kalamaz." (İLKHA)