Partisinin Mardin’de düzenlediği programda AK Parti Hükümeti üyesi 3 Bakan’ın istifasını değerlendiren Zekeriya Yapıcıoğlu, 17 Aralık Operasyonun her halükarda vahim sonuçları olduğuna dikkat çekerek, bir tarafın “Büyük bir yolsuzluktan” söz ettiğini, Hükümet kanadının ise “Yargı ve Emniyet içerisindeki bir odak tarafından siyasete yön vermek amacıyla” yapıldığı yönündeki iddiasını hatırlattı.
Her iki tarafın da ileri sürdüğü iddiların vahim olduğunun altını çizen Yapıcıoğlu, “Bu iddialardan biri diğerinden korkunçtur. Bu operasyonun siyasi olup olmadığı hususu tartışıla dursun; Biz yıllardır memleketimizde, özellikle de Kürdistan’da Polisin, Emniyetin, Jandarmanın ve Adliyenin muhalifleri sindirmek için bir silah olarak kullanıla geldiğini haykırıp durduk. Fakat bugüne kadar sesimizi pek kimseye duyuramadık.” diye konuştu.
Düzmece Mahkemelerde İnsanlar Cezalandırıldı
17 Aralık’ta Operasyonu ile gündeme gelen ‘Emniyetin var olmayan delilleri oluşturduğu’ iddiasının ilk olmadığını hatırlatan Yapıcıoğlu, 2000 yılından bu yana Hizbullah adı altında yapılan operasyonları işaret ederek, “17 Aralık operasyonunda böyle bir olgu söz konusumudur? Bunu zaman gösterecek ve hep beraber göreceğiz. Ancak biz şunu biliyoruz; Olmayan delillerle yüzlerce kardeşimiz peşinen suçlu ilan edildi. Bu kardeşlerimizin pek çoğu düzmece mahkemelerde yargılandı. Bunlardan yüzlercesi mahkum edildi. Uydurulan delillerle on yıllarca cezaya çarptırıldı. Bunlardan yüzlerce halen cezaevinde bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Polis ve Jandarma Halkın Başına Çorap Örmemeli
Son operasyonla birlikte kolluğun ve yargının (Adliye, Hakim ve Savcıların) nasıl bir silah gibi kullanılabilineceği hususunu gözler önüne serdiğini belirten Yapıcıoğlu, “Zahiren şer gibi görünün bu operasyon, Allah’tan (cc) niyaz ediyoruz ki; Bazı hayırlara vesile olsun. En azından bundan sonra kulluk güçlerinin, yani halkın malını ve canını korumakla yükümlü polis ve jandarmanın kimsenin başına çorap örmemesi, düzmece delillerle insanları itibarsızlaştırmaması, onları özgürlüklerinden etmemesi için bir vesile olsun.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Hatırlanacağı üzere oğullarının ismi 17 Aralık Operasyonuna karışan Bakanlardan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler bakanlık görevlerinden, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da Bakanlık görevinin yanı sıra Milletvekilliği görevinden de istifa etmişti. (Hürseda Haber)