BİNGÖL - Dün akşam Bingöl'de plakası ve sürücüsü öğrenilemeyen bir araç, yolda yürüyen 5 üniversite öğrencisine çarpmış ve olay yerinden hızla uzaklaşmıştı. Kazada İlahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Şeyma Çokparlamış hayatı kaybetmiş, 4 öğrenci ise yaralanmıştı.
Yaralı öğrenciler tedavi gördükleri Bingöl Devlet Hastanesinden bugün taburcu oldular. Yaralı öğrencilerden Ayşe Fatma Zengin, İslim Karabaş arkadaşının vefat ettiğinden habersiz kazayı anlattı.
Yapmış Olduğu Bir İnsanlık Suçudur
Ayşe Fatma Zengin, "Arkadaşlarımla beraber Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) önünden Bingöl Üniversitesine doğru yolun en sağından ilerliyorduk. Karşıya geçme gibi bir durumumuz yoktu. Ne olduğunu tam anlayamadım ama kendimi bir anda yerde buldum. Sonrasını hatırlayamıyorum. Sonradan öğrendim, sürücü bizi o vaziyette bırakıp kaçmış. Acaba birisi onun evladına vurup kaçsa ne hissederdi? Yapmış olduğu bir insanlık suçudur" dedi.
Sürücüye Hakkımı Helal Etmiyorum
Aynı kaza da yaralanan İslim Karabaş ise Zengin'in ifadelerini doğrulayarak, "Her şey aniden gerçekleşti. Bir aracın altında kanlar içinde yatan birisini gördüm. Nasıl bir zihniyet, o vaziyette olan birisini bırakıp kaçar. Bizim inancımız gereği, hayvanları bile incitmekten kaçınırken o kişi nasıl olur da bırakıp kaçar. Ben o sürücüye hakkımı helal etmiyorum" şeklinde konuştu.
Kasten Yapmıştır
Esra Şevli'nin babası Hüsamettin Şevli ise başkalarının da kaza yaptığını ancak yol ortasında bırakıp kaçmanın insanlığa yakışmadığını belirtti. Şevli, "Benim büyük oğlum da trafik kazası geçirmişti. Ancak ona çarpan şahıs oğlumu alıp hastaneye götürdü. Evladımla kendi evladı gibi ilgilendi. Ama bu cani kasten yapmış olmalı ki yolda bırakıp kaçtı. Eğer kaza olsaydı oradan kaçmazdı. Kaçtığına göre kasten yapmıştır" ifadelerini kullandı.
Basın Açıklamasına Tepki
Elazığ'da tedavi gören Hülya Generel'in babası Mehmet Generel ise yaralıları olay yerinde bırakıp kaçan sürücünün en ağır cezayı almasını istediğini belirtti.
Bingöl'de olayı suiistimal etmek isteyenlerin olduğunu ifade eden Generel, "Bizim yavrularımız karşıdan karşıya geçmiyordu. Kaldırım olmadığı için yolun en sağından ilerliyordu. Ayrıca bizim adımızı kullanarak basın açıklaması yapanlar olmuş. Bizim ağzımız yok mu? Biz konuşmayı bilmiyor muyuz? Kimden izin almışlar ki adımıza açıklama yapıyorlar. Hangisi ölen evladımızın arkasından Fatiha okudu. Bizim adımıza konuşacaklarına, ölen evladımıza ya da yaralanan evlatlarımıza dua etsinler" dedi. (Nihat Kanat-İLKHA)