Zavallıyız, acınacak durumdayız.
Batı bizi kobay olarak kullanıyor.
Sadece yeni silahlarını üzerimizde denemiyorlar.
Think-thank kuruluşlarından çıkan yeni fikir ve stratejilerini de üzerimizde deniyor, uyguluyorlar.
Soft power (Yumuşak güç), kontrollü gerilim, tahtrevalli siyaseti vs.
Son olarak “Yaratıcı kaos”.
“İyi veya kötü bir düzen kurmak yerine kaos ve çatışma çıkarmak ve bunu zamana yayarak sürdürmek
Bir grup güçlenince desteği kesip rakibini desteklemek, böylelikle mezhepsel ve etnik çatışma çıkarmak.”
Her çeşit farklılığı yüzyıllardır bünyesinde barındıran ve bir kuyumcu titizliği ile farklı ton ve desenleri ilmek ilmek işleyen bu coğrafyanın sosyal ve kültürel dokusu acımasızca yok ediliyor.
Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı ya da Fars'ı yürüyen dolar veya petrol varilleri olarak gören “mimsiz medeniyet”, vahşi kapitalizm, silah tüccarları, çok uluslu petrol şirketleri bu güzelim züccaciyeci dükkanına fil gibi dalıyorlar.
Türkü Kürde, Kürdü Arap'a, Şii'yi Sünni'ye; yüzyıllardır iç içe, yan yana yaşamış Ezidi'yi, Süryani'yi, Nasturi'yi Müslümana düşman hale getirip bölgeyi ateş topuna çeviriyorlar.
Kahroluyoruz, onurumuz kırılıyor, gururumuz inciniyor.
Kişilik kırılması yaşıyoruz.
Desteklenen her grup ya da devlet, bunu bir lütuf olarak görüyor ve bağlılık nirvanasına ulaşıyor.
Saddam'ın, Mübarek'in ya da Kaddafi'nin akibetinden ders almadan.
Şeytanla bazen aynı masaya oturuyor, bazen de aynı yatağa giriyoruz.
Hürmetlerimize tecavüz kesin, bunu kabullenmişiz; konuştuğumuz şey bunun usul ve stratejilerini belirlemek.
Şeytan, tuzağını iyi kuruyor.
Herkese mavi boncuk dağıtıyor.
DAİŞ'e hilafet, PYD'ye devlet.
Ardından kurnazca geri çekiliyor.
Nasıl olsa sabunu koydu, zemin kaygan.
Bu kaygan zeminde görüşmeleri başlatıyor
Son görüşme Türkiye ile...
Adımını atacağı yerdeki sabunları-sopaları gösteriyor
Hedef, İncirlik ve Türkiye-Suriye sınırına yerleşmek.
Salı günü(07.07.2015) Amerikan ve hükümet yetkilileri arasında en uzun görüşmeler yaşanmış.
Neymiş gündem? DAİŞ'le mücadele(!)
Basına yansıyan kısmı Amerikalıların İncirlik'i istediği.
Bu kesin, peki başka? Bilemiyoruz.
Özcesi, celladımızla pazarlık.
Beceriksiz ve kifayetsiz siyasetin cezasını hepimiz çekiyoruz-çekeceğiz.
Allah'ın ;”düşmanlarım” dediklerine gel sen “Suriye'nin dostları” de.
Onlarla iş tut ve onların ipi ile kuyuya in.
Allah'ın verdiği tabii hakları elinden alınmış, gasp edilmiş kardeşlerinin haklarını verme.
Bunları pazarlık konusu edin ve bundan politik rant devşirmeye kalkış.
Üstelik bu pazarlığı bu halka hiç benzemeyen yapılarla yap ve onları güçlendir.
Halka benzeyenleri ise yok say veya hiç muhatap alma.
Süreci iki-üç beceriksiz kafanın insafına terk et.
Bu rezil akibete uğramaman için feryad eden kardeşlerini ise duyma.
Hubb-u cah ve dünyevileşmenin pençesinde kıvranan danışmanlarına uy.
Bu kafa yapısına sahip kadrolarla adamlara dirsek atacaksın, öyle mi?
İşte böyle tekme atarlar sana!
Bu günleri görmüş de yazmış sanki merhum Akif:
Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk
Bak nasıl doğranıyor? Kalk baba, kabrinden kalk!
Seni tahrik eden üç beş alığın ma'rifeti!
Ya neden beklemiyordun bu rezil akıbeti?
NOT: Bütün dünya Müslümanlarının Dünya Kudüs Günü'nü tebrik eder, bu günün Kuds-ü Şerif'in kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.