Başbakan Erdoğan’ın, tüm görevlerinden istifa etmesi gerektiği yönündeki muhalefet görüşünün çürüten karar Yargıtay’dan geldi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1989’da TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal’a hakaret davasında bugünkü tartışmalara da cevap olacak karar verdi. Ceza Genel Kurulu’nun kesin hükmündeki kararında “Cumhurbaşkanlığı sıfatı seçimle değil and içmeyle başlar” denildi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığının and içmekle başladığına dair emsal kararını 2 Nisan 1990’da verdi. 1989’da TBMM’deki Cumhurbaşkanı seçimelerini kahvehanede izlerken Turgut Özal’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılaması yapılan vatandaşın kararı bugünkü tartışmalara da emsal nitelikte. Kadıköy 4.Asliye Mahkemesi, eski TCK’nın “Cumhurbaşkanına hakaret” başlığını taşıyan maddesine muhalefetten sanığa 10 ay hapis cezası verdi.
Bu karara yapılan itiraz üzerine dosyaya Yargıtay 9.Ceza Dairesi baktı. Daire, “Hakaret suçu; seçimden hemen sonra, ancak and içmeden önce, Cumhurbaşkanlığı makamında görev süresi henüz dolmamış olan Cumhurbaşkanı bulunduğu sırada işlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı Makamında aynı anda iki kişinin bulunduğundan söz edilemez. Bu nedenle TCY.nın 158. maddesindeki suçun unsurları bakımından oluşmadı” diyerek yerel mahkeme kararını bozdu.
Dairenin bozma kararına Yargıtay Başsavcılığı itiraz etti. Başsavcılık itiraz gerekçesinde, “Cumhurbaşkanı sıfatı seçimle kazanılmıştır. Bu sıfatın kazanılması and içme şartına bağlanamaz” dedi.
CHP YARGITAY'A BAŞVURMUŞTU
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle, başbakanlık, parti başkanlığı ve milletvekilliği görevlerinin sona erdiği iddiasında bulunarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuştu.
Kart, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı görevlerini hep birlikte sürdürmek istediğini ileri sürdüğü dilekçesinde, "Bu suretle müteaddit anayasal ve yasal ihlâlleri gerçekleştiren R.T.Erdoğan ile AKP Tüzel Kimliği hakkında; yasal yaptırımların uygulanması, idari ve yasal önlemlerin alınması" talebinde bulunmuştu.
Kart, başvuru dilekçesinde Erdoğan'ın Anayasanın 101,102 ve 103.maddeleri ile Siyasi Partiler Yasası'nın 104.maddesine aykırı hareket ettiğini savunmuştu.
Kart, dilekçesinde Erdoğan'ın 27 Ağustos'ta yapılacak Ak Parti Genel Kurulu'nu yönetemeyeceğini ve bunu engelleyecek idari ve yasal önlemlerin ivedi olarak alınmasını istemişti.