Her yıl Ağustos ayında toplanan Yüksek Askeri Şura (YAŞ), bu yıl 4 Ağustos 2021 yani 3 gün önce toplandı. Bu toplantıda alınan kararlar Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylandı.
Onaylanan kararlar arasında kamuoyunca da yadırganan iki önemli başlığı siz değerli okurlarla paylaşmak istiyorum.
Birincisi; daha önce Ergenekon ve Balyoz gibi derin davalarda hüküm giyen ve daha sonra bir şekilde beraat edilen isimlerin rütbelerinin yükseltilmesi.
İkincisi; sarıkla Yüce Allah'ın farz kıldığı namaz ibadetini eda ettiği için Kemalist zihniyetin hışmına uğrayan Tuğamiral Mehmet Sarı'nın emekliye sevk edilmesi.
Öncelikle YAŞ kararları nasıl alınır? Alınan bu kararların mesulü kimlerdir? Sorularını cevaplayarak başlayalım.
YAŞ kararları, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınır. Oylarda eşitlik halinde Başkanın katıldığı tarafın oyları geçerli sayılır.
2010 yılından önce Şura üyeleri arasında sivillerden sadece Başbakan ve Milli Savunma Bakanı vardı, gerisi hepsi orgeneral-korgeneral ve amirallerden oluşuyordu. Dolayısıyla asker ne karar verirse o olurdu. Başbakan ile Milli Savunma Bakanı sadece görüntü olarak YAŞ toplantılarına katılır ve deyim yerindeyse noterlik görevini yaparlardı. Şayet bir karara itirazları olsa da sonuç değişmezdi.
Şimdi ise Şura üyeleri; Cumhurbaşkanı Yardımcısı, İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim, Adalet, Hazine ve Maliye, Milli Savunma Bakanları ile Genelkurmay Başkanı, Hava, Deniz ve Kara kuvvetlerinden oluşuyor. Dolayısıyla yetki sivillerde yani hükümette. Alınan kararlardan da tamamen Cumhurbaşkanı ve hükümet mesuldür.
Dolayısıyla 2021 YAŞ toplantısında alınan tüm kararlar gibi, "şaibeli birçok general ve albayın rütbesinin yükseltilmesi" ve "sarıkla namaz kıldığı için Kemalist çevrelerce linç edilmek istenen Tuğamiral'in emekliye sevk edilmesi" kararının sorumlusu da Cumhurbaşkanı ve diğer şura üyeleridir.
Doğrusu YAŞ kararları yetkisinin askerin elinde olduğu dönemlerde, İslami yaşam biçimini ve İslami değerleri hazmedemeyen kişilerin rütbelerinin yükseltilmesi; namaz kılanların ise görevden atılması ya da emekliye ayrılmasına hepimiz alışmıştık. Ancak 19 yıldır tek başına iktidarda olan ve YAŞ kararları yetkisini de elinde bulunduran siyasi iktidarın bu kararları kabul edilebilecek türden değildir.
Hem iktidarda olacaksın hem yetkiler elinde olacak hem de azgın bir güruhun oluşturduğu algının etkisinde kalarak sarıkla namaz kıldığı için linç edilmek istenen personelin mağdur edilmesine sebep olacaksın.
Dikkat edilirse YAŞ toplantısına günler kala "azgın azınlık" diye tabir ettiğimiz güruh, "Cübbeli amiral için ne karar verilecek? Ne olacak?..." şeklinde kamuoyunda ciddi bir algı oluşturuldu. Maalesef oluşturdukları algı netice verdi ve sarıkla namaz kıldığı için hedef haline getirilen Tuğamiral Mehmet Sarı emekliye sevk edildi.
Anayasa'nın 125. Maddesine göre YAŞ kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır. Dolayısıyla Mehmet Sarı'nın YAŞ kararıyla emekliye sevk edilmesi, kendisine yargı yolunun kapatıldığı anlamına geliyor. Öyle görünüyor ki sadece emekliye ayrılması değil, bu süreçten sonra işi kitabına uydurarak rütbesinin geri alınmasına kadar mağdur edilebilir.
Şayet YAŞ kararıyla emekli edilmeseydi, disiplin cezasına yargı yolu açık olduğu için Mehmet Sarı tekrar görevine dönebilirdi.
Evet, bu konunun özeti şudur; AK Parti 19 yıldır tek başına iktidarda olsa bile daha muktedirdir diyemiyoruz.
Askeri personel başta olmak üzere İslami hassasiyeti olan kamu personelleri mağdur edilecek korkusuyla, isteseler de İslami yaşam tarzlarını ortaya koyamayacak ve hep bu kompleksi yaşamaya devam edecekler.
Duyarlı yetkililere duyurulur!