ADANA - Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, gazetecilerin telefonlarının dinlenmesiyle ilgili açıklama yaptı.
Çıtırık, CMK'nın madde 135'e göre; "Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.
Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.
Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir. Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir." dedi.
Çıtırık, MİT Müsteşarlığı dinlemelere dayanak olarak kod isim uygulamasının başbakan imzasıyla yürürlüğe giren MİT'in kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları yönetmeliğinin ilgili maddelerinde ifadesini bulan görev ile ilgili çalışmalarda gizli faaliyet, usul, prensip ve tekniklerinin kullanılabileceği hükmüne dayandırıldığını söyledi.
Çıtırık sözlerini şöyle sürdürdü, "Asıl önemli konu Başbakanlığın soruşturmaya izin vermemesi ve MİT'e bu tür dinlemeler konusunda yetki veren yönetmeliğin varlığını devam ettiriyor olmasıdır. Bu gizli yönetmelik kaldırılmadıkça ülkemizde binlerce insan yasaya ve hukuka aykırı bir şekilde dinlenmeye devam edecektir. Yasadışı bu dinlemeler maalesef alışkanlık haline dönüşerek sıradanlaştırılmak istenmektedir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde medyanın bu tarz uygulamalara karşı kamuoyunu bilinçlendirme görevini de yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak, skandal mahiyetindeki bu gelişmelere medyanın yeterince üzerine gitmediği, haber dahi yapmak istemediği gözlenmektedir. Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri, hukuk güvenliğini, otoriter-totaliter rejimlere özgü yöntemlerle ortadan kaldıran bu anlayışa karşı Barolar olarak; Avukatlık Yasasının 76. ve 95. Maddelerinin bizlere tanıdığı görev ve yetkiler çerçevesinde mücadele etme kararlığımızı asla kaybetmeyeceğiz."
MİT Müsteşarlığı'nca, gazeteciler Yasemin Çongar, Mehmet Baransu, Markar Esayan, Amberin Zaman ve Mehmet Altan'ın telefonlarının sahte isim ve kod adlarla dinlenildiği ortaya çıkmıştır. (İLKHA)