Geçen bir vatandaş gayet üzgün bir şekilde dert yanarak dedi:
’Teyzem Korona şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Teyzem duldu. Kocası vefat etmiş, üç çocuğu olan bir kadındır. Hastaneye giderken ağlayarak dedi: ’Abla eğer ölürsem üç çocuğum sana emanettir.’ Bu söz üzerine annem üzüntüden yere çöktü. Şeker, tansiyon hastalıkları nüksetti. Normalde ne tansiyon ne şeker hastalığı vardı. Bu olaydan sonra yatağa düştü. Benim annem gibi üzüntüden, korkudan hasta olan çok kişi var. İnsanların psikolojileri iyi değil. Hem hayat pahalılığı, işlerin durgunluğu, insanları çok zor durumda bırakıyor.’
Bu vatandaş yaşadığımız süreci özetledi. Fakat şunu belirtelim: ’Allah’ın velilerine, Allah’ı seven insanlara korku ve hüzün yoktur’ der Kur’an. İnsanı ölümden eceli korur. Allah dilemediği müddetçe bir yaprak bile düşmez. Kim nasıl ölecek, neyle ölecek, hangi sebeple ölecek, her şey Kader-i İlahide yazılıdır. Kadere iman eden kederden, hüzünden, korkudan kurtulur. Niye? Çünkü kaderimizi yaşıyoruz. Bu yaşadığımız hayatı, yaşadığımız ömrü, yazan bir kalem var. Önceden tasarlayan bir tasarımcı var. Önceden her şeyi adım adım yazmış, hesaplamış ve bize sunmuş bir Allah var. Dolayısı ile bir Müslümanın hangi şart ve durumda olursa olsun mahzun olması, kederlenmesi, hayata olan yaşam sevincini kaybetmesi yakışmaz.
‘Kıyametin kopacağını bilseniz, kıyamet üstünüze kopuyor olsa bile elinizdeki fidanı toprağa dikiniz.’ diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Yani bize yaşama sevinci veren bir Peygamberimiz var. En olumsuz durumda bile yaşama sevincinikaybetmemeyi öğreten bir Peygamberimiz var. Yani Müslüman yaşam sevincine sahiptir. Müslüman enerji doludur. Müslüman ümit vardır. Müslüman vazgeçmez.
Peygamberimiz insanları kötüleyen kimseleri susturmuş ve insanları kötüleyip insanoğlunu kötü göstermeye çalışanları en şerli kimseler olarak ifade etmiştir. Bu tür kişileri Peygamberimiz kınamış, susturmuş, konuşturmamış. Böyle insanlardan Allah’a sığınmak gerekir. Hayır, insanlar kötü değil. İnsanlar Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Yeryüzünde şeytanlar bozgunculuk yapmış olsalar da insanların oğlunda Allah’a iman etmeye yatkınlık vardır. İnsanlar mazlumdurlar. İnsanlar mahzundurlar. Yaratılmışlar içinden en hayırlıları insanlardır. Allah’ın muhatap aldığı varlık insandır. Bu yüzden Müslüman yaşam sevinci ile dolu olmalıdır. Çevremize olumlu enerji yaymalıyız. Peki, olumlu enerjiyi nasıl alacaksın? ‘Adam bu salgından dolayı işe gidemiyor, parası yok! Fakirlik çekiyor, yokluk çekiyor, salgın var rahat bir nefes almak bile zor! Maske var ağzımızda. Sokakta rahat bir şekilde bile gezemiyoruz. Rahat rahat ziyaretleşemiyoruz. Haydi, gel yaşam sevinci ile dolu ol!’ diye biri sorsa… Dese haydi bu süreçte yaşama sevincin artsın! Nasıl artacak?’ dese…
Allah azze ve celle der ki: ’Dikkat edin kalpler ancak Allah’ı zikretmekle tatmin olur, mutmain olur, yaşam sevinci bulur.’ Yaşam sevinci insanlarla değil Allah ile olur. Kendimizi Allah’a yaklaştıracak amelleri çoğaltmakla yaşam sevincimiz artar. Allah’a yaklaştıracak ameller nelerdir?
Birincisi selamı yayacağız. Bol bol selam vereceğiz. Allah’ım selam sensin ve selam da sendendir. Sevinçle selam vereceğiz. Güzel şeylerden bahsedeceğiz. Olumsuzlukları konuşmaktan ziyade olumlu, güzel şeyleri anlatacağız. Allah güzelin yaygınlaştırılmasını seviyor. İnsanları tedirgin eden şeylerin toplumda yaygınlaştırılmasını Allah da sevmez. Allah niçin küfrün yeryüzünde etkisizleştirilmesini istiyor? Çünkü küfrün egemen olduğu bir dünyada insanda yaşam sevinci kalmaz.
Dikkat edin bütün velilerin, rabbanilerin, salihlerin, şeyhlerin yaşama sevinci çok yüksektir. Bugünlerde gerek içerde gerek dışarda İslam’a ciddi bir saldırı var. Kafirlerin projesi olarak ortaya çıkardığı münafıkların şerrinden; Allah, Müslümanları muhafaza etsin. Kafirler, ülke dışında Kur’an yakarken içimizdeki İslam düşmanları da münafıkları piyasaya sürerek İslam’ı karalamaya çalışıyorlar.
İkincisi bol bol Kur’an okuyacağız. Ramazan biter bitmez Kur’an’ı raflara kaldıran birçok dostumuz var. Peygamberimiz der ki: ’Bir adam Kur’an okusa ve ailesinin yanına gitse dese ki ‘Vallahi billahi Allah benimle konuşmuş.’ Yalan söylemiş olmaz. ’Allah bizlere Allah sevgisinin lezzetini nasip etsin. Allah sevgisinin lezzeti müminin kalbindedir. Müminin ruhundadır. Allah onu hiçbir şeyde yaratmamıştır. Müminin kalbinde yaratmıştır. İnsanın içinde yaratmıştır. İnsana verdiği ruhun içinde gizlemiştir. Allah sevgisi, muhabbetullah Allah ile konuşmakla başlar. Allah ile konuşmak isteyenler Kur’an okuyacak. Yaşama sevincini artırmak isteyen sürekli Kur’an’la beraber olacak.