Gaziantep’in merkez Şehitkâmil İlçesinde bulunan İmam-ı Azam Camiide Kur'an-ı Kerim dersi alan ve müezzinlik yapan 82 yaşındaki Ali Amca, Kur'an öğrenmek için yaş sınırı olmadığını ispatlayarak, görenleri imrendiriyor.
1940’lı yıllarda zor zamanlarda Kur’an’ı Kerim öğrendiklerini ve okumada sıkıntı yaşadıklarını belirten 82 yaşındaki Ali Vanlıoğlu, o dönemlerde Kur’an’ın yasaklanmasından dolayı Kur’an’ı Kerimi gözetmenler eşliğinde ahır ve mağaralarda gizli gizli öğrendiklerini söyledi.
İlerlemiş yaşına rağmen düzenli olarak günlük Kur'an okuyan ve sürekli Camide müezzinlik yapan 82 yaşındaki Ali Vanlıoğlu amca, kendi zamanlarında Kur’an öğrenmenin zor olduğunu ve imkânların kısıtlı olduğunu belirterek, “Gençlerin, yüce kitabımızı öğrenmek için azimli olmalarını ve benim gibi yaşlanmayı beklememelerini tavsiye ediyorum.”dedi.
Kur’an öğrenmenin ve öğretmenin fazileti ile ilgili bütün hadisleri büyük bir aşkla ezbere bilen Ali Amca, Kur’an ile ilgili ayet ve hadisleri küçük yaşından itibaren ezberlediğini belirterek, küçük yaşta öğrenilen ilmin kalıcı olduğunu vurguladı.
1940’lı yıllarda Kur’an okumak ve okutmak yasaktı
Peygamber Efendimizin çocuklarına Kur’an öğreten ve öğrenmelerine yardımcı olan ebeveynlere Cennette mücevherden bir taç giydirileceğini belirten Ali Amca, “Bizim zamanımızda bütün imkanlar kısıtlı idi. Biz mağaralarda, ahırların samanlık bölümlerinde Kur’an okurduk. O dönemler Kur’an’ın okunması, yazılması ve basılması yasaktı. Biz Kur’an okuduğumuz zaman iki tane nöbetçi koyardık. O iki nöbetçi asker geldiği zaman hemen bize haber verirdi. O zaman devletin iki tane memuru vardı. Biri bir taraftan diğeri diğer taraftan geldiği zaman bize haber verirlerdi. Bizler hemen Kur’anları saklar oradan kaçardık. Kur’an ile yakalanan kişi hemen cezaya çarpıtılır, cezaevine götürülürdü.” şeklinde cumhuriyetin ilk yıllarında dönemde çektikleri zorlukları anlattı.
1940’lı yıllarda Kur’an öğrenmenin ve öğretmenin yasak olduğunu ifade eden Ali Amca, özellikle günümüz gençlerine seslenerek, “Çünkü o zamanlar Kur’an okumak, okutmak yasaktı. Bunun yanında aynı şekilde imkânlard a yoktu. Kur’an’ın okunması, yazılması ve basılması yasak vardı.”ifadelerini kullandı.
Bizim zamanımızda şimdiki gibi imkânlar yoktu
Kur’an-ı Kerim bilmeyen herkese öğrenmelerini ve okumalarını tavsiye eden Ali Amca, Kur’an okumak insanı rahatlatıyor diyerek, “Bizim zamanımızda şimdiki gibi imkânlar yoktu. Şimdi her türlü imkân var. Gençlerimiz özellikle bunun kıymetini bilmelidir. Bu fırsat her zaman ele geçmez. Şu an kitaplar çok, öğreticiler çok, öğrenenler çok yani bütün imkânlar var ve bu gibi fırsatları kaçırmamak lazım. Allah (cc) bu gün bizlere bu imkânı vermiş. Hepimizin okuması lazım, dinimizi öğrenmeliyiz. Gençlerimiz kendilerine yakın cami ve Kur’an kurslarına gitmeli ve Kur’an’ı öğrenmelidir. Gençlerimiz Kur’an’ın ahlakı ile ahlaklanmalıdır. Öğrenenler kendi çevresine de öğretmelidir.”şeklinde konuştu.
Kur’an öğrenilen ve öğretilen evde huzur olur
Kur'an-ı Kerim'i öğrenme azminin küçük yaşından itibaren başladığını dile getiren Ali Amca, “Kur’an bilmeyen bir kalp Hz. Muhammed (sav) hadisinde buyurduğu gibi ‘Harebe eve benzer’ . Harab olan evde hiç kimse oturmaz. Demek ki, kalbinde Kur’an olan bir insan güzel ve tarif edilemeyecek bir konağa benzer. Kur’an-ı Kerim’in nuru ile herkes nurlanmalıdır. Kendi ailesine öğretmelidir. Kur’an okunmayan bir evde bereket olmaz. Kur’an öğrenilen ve öğretilen evde huzur olur.” diyerek herkesin Kur’an okuması ve onunla amel etmesi tavsiyesinde bulundu. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)