8-9 hafta süren yaz Kur'an Kursları camilerde bu ikinci haftadır devam ediyor. İlk günler 100-150 arası öğrenci gelirken kursların bitimine doğru bu sayı 10-15'lere kadar düşüyor. Yıllardan beri bu durumu müşahede ediyoruz. Hatta geçen sene ‘Yaz Kur'an Kursları Bitti Ama' başlıklı yazımızda da değindiğimiz bu duruma çözüm önerileri sunmuştuk.
Aslında yaz aylarında camilerden daha uygun ders yeri bulunmaz. Birçok camimizde klimalar var. Camiler geniş ve ferah. Hem de yıllarca içinde Allah'ın ismi gece gündüz zikredilen yerler olmaları hasebiyle Kur'an'ın ve İslam'ın öğrenileceği en mümbit mekanlardır. Peki, bu camilerde niçin istenilen eğitim verilemiyor? 150 öğrenci ile başlayan dersler ne diye 10-15 öğrenci ile sonlanıyor?
Elbette yaz tatili olması hasebiyle 3-5 öğrencide eksilme azalma olabilir ama bu oran %85 oranında değişiyorsa durumu sorgulamak gerekmez mi? İlk olarak bu işi sadece cami imamının ve müezzinin boynuna yıkmak doğru olmaz. Hatta Diyaneti bile aşan bir durum olduğunu belirtmek isteriz. Bunu söylerken imamları ve Diyaneti küçümsemek için söylemiyoruz. Liseden mezun olur olmaz imam olmuş birçok imam arkadaşımız var. Elbette çocuk eğitiminde, bu durumda olan bir imam, zorlanacaktır. Yine 2 kişi yüzlerce çocuğa hem de her yaşta olan bu çocuklara eğitim vermeleri gerçekten de çok ciddi bir birikim, hazırlık istemez mi?
Biz diyoruz ki Yaz Kur'an kurslarına MEB desteği gereklidir. Yani Diyanet ile MEB ortak bir protokol imzalasa ve Din Kültür Öğretmenlerine yaz Kur'an kurslarında ders verme imkanı resmi olarak oluşturulsa iyi olmaz mı? Din öğretmenlerinin yaz tatilini geçirdiği şehirde kurslara öğretici olarak katılması sağlansa çok yararlı olur diye düşünüyoruz. Yine bununla beraber Yaz Kur'an Kursları açılmadan il valisi, Müftü, İl Milli Eğitim Müdürü, eğitim psikolojisi uzmanları, program geliştirme uzmanları başta olmak üzere güçlü ve yetkili bir Koordinasyon Merkezi oluşturulmalıdır. Her şehir kendi imkân ve bünyesinde Yaz Kuran Kurslarının daha faydalı olması için elinden gelen her imkânı kullanmalıdır.
Halkımız Kur'an eğitimini çok önemsiyor. Her yaşta çocuğunu camiye, hocaya gönderen bir toplumuz. Bu toplumun böyle çok önemsediği bir eğitimi bir imam ile bir müezzinin boynuna yıkmak sizce ne kadar doğru? Bu konu ile ilgili sadece yaz tatili için değil genel anlamda İslami eğitim ve eğitim sistemimiz ile ilgili söylenecek çok şey olmakla beraber biz bu konuyu dile getirmek istedik. Gerisi vicdanlı yetki sahibi yöneticilerimize kalmış.
Malumunuz son günlerde çocuklarla ilgili çok iğrenç olaylar duyuyoruz. Tüm bu olan vak'alar birikmiş bir ihmalin, inkarın, asimilasyonun neticesidir. Batı 200 yılı aşkındır bizi imanımızdan, İslam'ımızdan aşındıra aşındıra bu hale getirdi desek çok söylemiş olmayız herhalde. İşte camilerdeki Kur'an eğitimi, okullardaki Din eğitimi dersleri, hutbeler, vaazlar, İslami STK'ların bu çılgınlıkla mücadele ettiğini, set olduğunu sanıyorduk. Demek ki yeterli değilmiş Eylül. Senden ve senin gibi mazlumca katledilen tüm çocuklardan milletim adına özür diliyorum Eylül. Ama sana söz inşallah bu ülke sadece kendi toplumuna değil tüm mazlumlara kurtuluş gemisi olacak. Karanlıklardan aydınlığa küfürden imana insanlığı taşıyan bir gemi olacağız Eylül.
Bu arada Sayın Fuat Sezgin Hocam! Ölümünden sonra ismini duymak, seni öldükten sonra anmak, eserlerinden haberdar olmak toplum olarak bizi üzdü. Ne yazık ki değerli hocam! Bu ülkede hakka ve hakka hizmet edenlere size yapıldığı gibi çok ciddi bir sansür vardı. Halen de kısmen var. Ama sizin gibi değerli alimlerin ve muhacirlerin, mücadele eden büyüklerimizin hatırı için insanlığa, İslam'a iyilik yapan her kişiye hak ettiği değeri veren bir ülkeye dönüşeceğiz sana sözümüz olsun. 2019 yılı senin yılın olarak ilan edilecekmiş. İnşallah başta ülkemiz olmak üzere bize ümit bağlamış mazlum ümmete sahip çıkan, ekonomik baskılarla bunalmış, yurtları harabeye döndürülmüş mazlum İslam şehirlerini imar ve ihya edecek liderlerin ardından giden bir topluma dönüşürüz. Bakanlıkların seçildiği, mazbataların alındığı bu günlerde bizi hayra götürecek yöneticiler isteyen bir halkın olduğunu yöneticilerimizin unutmaması dileği ile…