Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde eğitim gören yaklaşık 18 milyon öğrenci, iki hafta önce karne heyecanı yaşadı. Yaz tatiline giren öğrenciler, 18 Eylül'de yeni eğitim ve öğretim yılına başlayacak.
İkra Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İkra-Der) Başkanı Murat Arslan, tatil süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, yaz tatillerinin çocukların manevi eksikliklerinin giderilmesi için fırsat olduğunu belirtti.
Arslan, "Biz eğitimciler olarak, tatil derken çocuğun serbest bir şekilde her türlü aktiviteyi yapıp sağda solda gezmesi, istediği kadar uyuması, başıboş bir şekilde bırakılmasını kastetmiyoruz. Çünkü tatil o anlama gelmiyor. Biz eğitimcilere göre tatil, başka bir alana geçiş süreci, yoğun bir eğitim-öğretim temposundan bir nevi tebdil-i mekân yapıp, eğitim ve öğretimle birlikte farklı alanlara yönelmektir. Peki, ne yapılmalıdır? Okul dersleri bir iki saat tekrar edilmeli, kitap okuma saati belirlenmeli, ailece kitap okunacak bir saat belirlenmeli, sosyal ve kültürel aktivitelere katılabilecek programlar ayarlanmalıdır. Örneğin futbol turnuvası ve yüzme kursu tarzında olabilir. Var olan enerjisini bir alanda, bir kursta değerlendirebilir. Bunun yanında manevi eğitimi geliştirmek adına velilerimiz yaz aylarında Kur'an ve siyer dersleri verilen camiler ve kursları araştırarak, çocuklarının namaz kılma, Kur'an okuma noktasındaki eksikliğini tamamlamak zorundadır. Çünkü eğitim-öğretim dönemi içinde çocuk gününün çoğunu okulda ve derslerle geçiriyor. Ama yazın bu 3 aylık süre zarfında hem kızımıza hem oğlumuza Kur'an'ı öğrenme imkânı sunabiliriz. Çocuğumuz eğitim-öğretim döneminde camiye gitme alışkanlığı edinmemiş olabilir ama biz bu tatil süresi içerisinde Kur'an kurslarını vesile ederek, onlara cami ehli olma alışkanlığını da kazandırabiliriz." dedi.
"Kazanımların unutulmaması adına tekrar yapılması gerekiyor"
Eğitimciler olarak velilere de tavsiyeleri olduğunu dile getiren Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuklarımız ve gençlerimiz okullarda eğitim-öğretim açısından bazı kazanımlar elde etmişlerdir. Tabi, bunların unutulmaması adına tekrar yapılması gerekiyor. Gün içerisinde bir iki saat tekrar programları olmalıdır ama burada dikkat edilmesi gereken, günün tamamında sadece ders çalışma odaklı bir program şeklinde olmamalıdır. Dersler için kısa süreli bir tekrar dönemi olabilir. Çocuklarla oturulup bu 3 aylık süre zarfında bir program çıkarılması gerektiğine inanıyoruz. Çocuğumuza 'Şunu yap, bunu yap.' değil, öncelikle çocuğumuzu yetişkin bir birey olarak kabul edip kendisine olan özgüveninin artması açısından karşımıza almak zorundayız. Dayatmacı bir şekilde önüne birçok program çıkarıp yapmasını istersek belki kısa bir süre o programı uygular ama kendi programı olmadığı için belli bir süre sonra o programa sahip çıkmaz."
"Zamanımızın bir kısmını çocuklarımıza ayırmak zorundayız"
Velilerin, zamanlarının bir kısmını çocuklarına ayırmak zorunda olduklarını ifade eden Arslan, "Çocuğumuz bizim için çok önemlidir. Özellikle eğitim-öğretim döneminde iş yoğunluğu derken çocuğumuza zaman ayıramayabiliyorduk ama bu tatil sürecinde ayıramadığımız zamanın telafisini yapmak mümkündür. Netice itibariyle ebeveynler çocuklarıyla ne kadar çok vakit geçirirlerse bu onların gelişimleri açısından faydalı olur. Var olan sorun ve sıkıntıların tespitinde de daha mantıklı çözümler üretilebilir. Bundan dolayı işimize veya başka meşguliyetlere ayırdığımız zamanın bir kısmını kesinlikle çocuklarımıza ayırmak zorundayız. Tatil sürecinde çocukların önüne bir program çıkarıp ya da bir kursa göndermekle işimiz bitmiyor. Onlarla beraber kitap, Kur'an okuyabilir, namaz kılabiliriz. Beraber dışarıda gezip sosyal ve kültürel aktivitelere katılabiliriz. Yani çocuklarımızla vakit geçirme adına tatil süreci bulunmaz bir fırsattır." şeklinde konuştu.
İLKHA