Demirtaş'ın işi zor.
İmralı, Kandil ve HDP içindeki farklı grupların seslerini duyurma istekleri karşısında nasıl bir tutum takınacağını şaşırdı kaldı.
Seçimden önce Zaman Gazetesine konuşurken dini kişiliklere vurgu yapması Hüseyin Aygün'ü öfkelendirmişti.
Seçimden sonra malumu ilan edip desteklerinden dolayı teşekkür ettiği kimi gruplar “Destek vermedik” anlamına gelen şeyler söylediler. Şaşırdı Selahattin.
Şaşkınlığı tavırlarına yansıdı.
Selahattin koalisyondan söz edince Duran Kalkan'dan bir sağ kroşe yedi. Kalkan, “HDP koalisyona giremez, girerse düzen partisi olur” açıklaması yaptı.
Selahattin sözünü geri aldı. Koalisyon yapmayacaklarını söyledi.
Bu kez Karayılan, Selahattin'i ringin köşesine sıkıştırdı ve halkın talebini okuyamamakla suçladı.
Selahattin bir süre piyasada görünmedi. Ardından özeleştiri verdi mi bilemiyorum; ama yine geri adım attı ve CHP-AKP koalisyonunu destekleyeceklerini söyledi. Yine Duran Kalkan tırmandı ringe. HDP ve Demirtaş'ı pasiflikle ve siyaseti iyi okuyamamakla eleştirdi. Bu kadar farklı yerde duran farklı kişi ve grubu idare edebilmek zor ve Selahattin sersemlemiş vaziyette.
Her söylediğine cevap veren ve fırça atan eli silahlı adamlar var Selahattin'in karşısında. İstedikleri anda kendisini harcayabileceklerini çok iyi biliyor.
Dua eder mi bilmem; ama eğer ediyorsa İmralı ile görüşmelerin olmaması için ettiğini söyleyebilirim. Neticede Kandil her şeye rağmen politik bir dil kullanabiliyor. Öcalan'ın daha önceden O. Baydemir ile ilgili “Diyarbakır'ın gençleri ağzını yırtar” şeklinde yaptığı açıklamayı sanırım herkes hatırlar.
En zoru Öcalan'ı idare etmek.