Yediklerimizin içinde ne var? 4

Şöyle bir kendimize soralım. Acıkınca kalkıp kendimiz bir şeyler mi hazırlıyoruz? Yoksa çağımızın modern nimetlerinden faydalanıp 20 dakikada kapımızda olan fast food zincirlerinden yemek siparişi verenlerden miyiz?

Şöyle bir kendimize soralım. Acıkınca kalkıp kendimiz bir şeyler mi hazırlıyoruz? Yoksa çağımızın modern nimetlerinden faydalanıp 20 dakikada kapımızda olan fast food zincirlerinden yemek siparişi verenlerden miyiz? Dışarda ailenizle, arkadaşlarınızla ya da tek başınıza olduğunuzda sağlığa riayet ederek mi menülere bakıyorsunuz? Yoksa nasıl olsa dünyaya bir defa geliyoruz deyip önünüze gelenleri yiyenlerden misiniz? Eğer haftada iki kez bile fast food yeseniz, insülin direnci geliştirme olasılığınız haftada bir alıma göre iki kat artıyor. Batıda insülin direnci diyabetten, kansere ve de kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığın en büyük nedenini oluşturuyor.

Peki, Nedir İnsülin Direnci?

Aynı zamanda metabolik sendrom olarak bilinen insülin direnci, insan vücudunun kaslarında, yağında ve karaciğerde bulunan hücrelerin insüline doğru şekilde tepki vermediği ve bu nedenle enerji için kandaki glikozu kullanamadığı durumdur. Pankreas, kanda artan glukoz seviyelerini telafi etmek ve hücrelerde oluşan direnci kırmak için sürekli daha fazla insülin üretir. Bu da zamanla kan şekeri seviyesinin yükselmesine neden olur. Ortalamada her üç insandan birisini etkilediği görülen insülin direnci sendromu; obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve tip 2 diyabet gibi tıbbi sorunlara yol açabilir.

Bu yazımızda fast food yiyecekler sıkça kullanılan ürünlere kısaca yer vereceğiz.

1) Amonyum Sülfat

Azotlu kimyasal gübre olarak kullanılır. Hiçbir şey ekmeğin kitle üretmesine amonyum sülfat kadar yardımcı olmaz. Aşırı tüketim neticesinde mide-bağırsak sistemine zarar veriyor, baş dönmesi, mide bulantısı ve hormonal dengesizlik yapıyor.

2) Silikon Yağı

Eğer Nugget’lara bayılıyorsanız, düzenli bir silikon yağı tüketicisisiniz. Dimetil polisiloksan adı verilen ve silikondan yapılan bu madde daha çok fast food tavuklarda ve patateslerde kullanılıyor. Silikon yağı kontakt lens, bazı macun ve kayganlaştırıcı jellerin yapımında da kullanılıyor. Biyolojik olarak parçalanma özelliğine sahip olmayan bu yağlar, göğüs implantlarında da kullanılıyor.

3) TBHQ

Tersiyer Bütil Hidrokinon adı verilen bir kimyasal koruyucunun sadece 5 gramının sizi öldürebileceğini düşünür müydünüz? Normalde antioksidan olarak isimlendirilen Tersiyer Bütil Hidrokinon (TBHQ) doğal bile değil sentetik bir kimyasal. Peki, neden kullanılıyor? Normalde TBHQ işlenmiş besinlerde yağların ve margarinlerin raf ömrü arttırılabilir. TBHQ genelde çoğu işlenmiş gıdada bulunmasına rağmen, farklı maddelerde de bulunabilir. Bu madde aynı zamanda verniklerde, laklarda, böcek ilaçlarında, kozmetiklerde ve parfümlerde buharlaşma hızını azaltmak ve stabiliteyi arttırmak için de kullanılıyor. İşte bunlar Chicken Nugget’ın içeriğindeki iki madde aslında. Normalde Chicken Nugget’ın sadece % 50’si gerçek tavuk. Diğer kısmı ise mısır, şekerler, kabartıcı ve sentetik maddelerden oluşmaktadır.

4) Sistein-L

Önceki yazılarda değinsek de tekrar işlemekte fayda görüyorum. Fastfood restoranları, etlerine lezzet katmak ve ekmekler ile hamur işlerini yumuşatmak için insan saçından veya domuz tüyünden sentezlenmiş olan Sistein-L adlı bir amino asidi kullanırlar. Sistein-L soğan ve sarımsak gibi bitkilerden elde edilebildiği gibi, insan saçı ve domuz kılından da elde edilebiliyor. Üretim de en çok tercih edilen ise maalesef temini kolay ve bol olan insan saçı ve domuz kılı.

5) Gazlı İçecekler

Peki fast food tarzı sağlıksız yemeklerin yanında içtiğiniz gazlı içeceklere ne demeli? Her gazlı içecek içildiğinde, bu içeceklerin içerdiği asit ve gaz bileşimi, midenin diğer sıvı alınımlarına oranla üç kat büyümesine neden olur. Midede daha fazla süre kalabilen gazlı içecekler, mide yapısının bozulmasına neden olur. Gazlı içeceklerin tatlı olmaları, vücutta normalden daha fazla insülin salgılanmasına sebep olur ve bu durum sonucunda özellikle karın çevresinde yağlanma oluşur. Gazlı içecek bağımlılığı alkol veya sigara bağımlılığı ile eşdeğerdir. İçerdiği yüksek kafein, kemiklerden kalsiyumun çekilmesine neden oluyor. Çalışmalar, gazlı içeceklerin erken yaş gruplarında kemik kırılmalarını tetiklediğini gösteriyor. Gazlı içeceklerin bir diğer sorunu diş aşınmasıdır. Bu içeceklerin içerisindeki sodyum karbonat ve benzeri kimyasallar diş minesini aşındırıp eritmektedir. Yapılan araştırmalar, gazlı içecekleri tüketenlerin diş minelerinin normalden 2 ila 3 kat daha hızlı eridiğini göstermektedir.

6) Carminic Acid

Bir önceki yazımızda böceklerden elde edilebilen Karminden bahsetmiştik. Carminic Acid ise genellikle hamburger etlerine çekici bir renk vermek için sıkça kullanılan bir maddedir, çok çeşitli alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor.

7) Selüloz

Selüloz, doğal bir madde. Ağaç kabuklarında bol bol selüloz bulunuyor. Vücudumuz ise selülozu öğütmüyor. Hemen hemen her yiyecek maddesinin içinde bulunan selüloz, salatanın veya peynirin içinde bile bulunabilir. Bu, yiyeceklerin hacmini arttırmak için kullanılıyor.

Bilindiği üzere bağırsaklarımızda milyarlarca yararlı bakteri yaşıyor. Son yapılan araştırmalara göre sindirim sistemimizde 1400 farklı tür bakteri ve mikroorganizma var. Bu bakteriler tükettiğimiz bazı gıdaları sindirmemize yardımcı oluyor. Daha da önemlisi, bağırsaklarımızı çeşitli hastalıklardan koruyorlar. Fastfood tüketmekle ruh sağlığı arasında da ciddi bir bağlantı var. 9 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmada fast food tüketimi yüksek olan kişilerin depresyona daha meyilli olduğu ortaya çıktı. Bilim insanlarına göre aşırı fast food tüketimi psikolojik durumumuzu olumlu etkileyen bazı yağ asitlerini ve vitaminleri yeterince almamızı önlüyor. Bu da beraberinde ruhsal çöküntüyü, yani depresyonu getiriyor.

Hamburger, pizza, patates kızartması ve kolaların bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçtiğini görebilirsiniz. Tatları ve adları ne kadar hoş gelse de uzun vadede bu tür hazır yiyeceklerin bizde bırakacağı kalıcı hasarları göz ardı etmemek lazım. Onun için acıkınca soluğu hazır yiyeceklerde almak yerine içeriğini kendimizin hazırladığı sağlıklı besinlere yönelmemiz şart. Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle…

Muhammed Zeki Aygur

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Sağlık Haberleri

Teknoloji bağımlılığı çocuk ve gençlerin sağlığını tehdit ediyor!
Obezite çocuklarda hipertansiyon riskini artırıyor!
Kuruyemişler kalp ve damar sağlığını koruyor
Kasıktan dize doğru yayılan ağrıya dikkat!
Dr. Ceylan: Doğru zaman, doz ve süreyle antibiyotik kullanımı gerekmektedir