Hamdlerin tümü bize hamd etme gücü veren Allah’adır. Salat ve selam ise Resul-i Ekrem ve Onun yolundan giden tüm Mü’min ve Mü’minelerin üzerine olsun (amin)
İslam insanın bedenine ve canına önem verdiğinden kişinin hayatını muhafaza etmek, canının telef olmasını önlemek ve kişinin namaz, oruç vb. dini görevlerini yerine getirebilmesi için asgari veya zaruri miktarda yeme ve içmesini vacip kılmıştır. Zaruretin dışında kalan miktar ise israf noktasına varmadığı sürece mubahtır. Yemede ve içmede vücudun takatinden fazlasını kullanarak israf etmek hem zararlı, hem tehlikeli hem de haramdır. İtidal üzere olmak istenen bir şeydir. Hanefiler ertesi günün orucunu tutabilmek için güç kazanmak yahut da misafirin utanmamasını sağlamak vb. maksatlar ile ve zarardan korkmuyor ise itidalden fazla yemeyi istisna ederek bunların haram olmadığını söylemişlerdir. Yüce Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: “Ey Adem oğulları! Her mescitte ziynetlerinizi alın, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O israf edenleri sevmez.” (Araf:31) (İslam Fıkhı Ansiklopedisi Zuheyli 4.Cilt shf:320)
Yenilen şeyler helal ve temiz olan şeylerdir. Allah yeryüzünde faydalı olan her şeyi insanlar için helal kılmıştır. “Yerde her ne varsa sizin için yarattı.”(Bakara:29) Diğer bir ayette de “De ki: Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti hoş ve temiz rızkları kim haram kılmıştır.” (Araf:32) Bunların mubah olduğunu vurgulamak için Kur’an-ı Kerim ayetleri ve Hadisi şerifler oldukça çoktur. Mesela Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan helal ve temiz şeylerden yiyiniz.” (Bakara:168) Bir başka ayette şöyle buyurulmaktadır: “ (O Peygamber) onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri de haram kılıyor.” (A’raf:157)
İlim ve amelde devamlılık imkanı ancak bedenin selametiyle mümkündür. Bedenin selameti ise ancak gıdalarla mümkün ve vakitlerin tekerrür etmesiyle ihtiyaç kadarını o gıdalardan almakla kaimdir. Alemlerin Rabbi söyleyenlerin en doğrusu olduğu halde bu hususları belirtmekte ve dikkati çekmektedir. “Ey Resuller! Helal şeylerden yiyiniz ve Salih ameller işleyiniz.” (Mü’minun:51) İlim ve takvaya yardımcı olsun ve takvaya doğru adım atmasına imkan versin diye yiyen bir kimseye nefsini başıboş ve murakabesiz terk etmesi uygun bir hareket değildir. Çünkü böyle yaptığı takdirde nefis meraya dalan hayvanlar gibi yiyişe dalacaktır. Halbuki dini ayakta tutan ve icrasına vesile olan yiyişin üzerinde dinin nurlarının parlaması gerekir. Dinin nurları ise, kulu frenleyen dinin adab ve sünnetleridir. (İhya-ı Ulumuddin cilt 3)
Muttaki bir kimse nefsini bu adab ve sünnetle gemlemeli ki ilahi nizamın hassas ve şaşmaz terazisiyle taama karşı olan şehvetinin işleyiş veya işlemeyişini tartabilsin. Dolayısıyla günahları def’e ve ecri celbetmeye vesile olsun. Her ne kadar yemekle nefsin en yüksek zevki varsa da (yine günahı def edici ve ecri celbedicidir) Allah’ın Resulü aleyhissalatu vesselam buyurdular: “Kişi ağzına ve hanımının ağzına uzattığı lokmadan bile ecir alıyor” (Buhari-Sa’d b.Ebi Vakkas’tan)
Yemeğe başlamadan önce gıdanın haddi zatında helal olduktan sonra kesb edildiği yönünden de helal ve tayip olması takva ve sünnete muvafık bulunmasıdır. Diğer bir husus yemekten önce elin yıkanmasıdır. Hadiste “Yemekten önce abdest almak (el yıkamak) fakirliği; yemekten sonra yıkamak ise deliliği giderir,” buyrulmuştur.
Diğer bir adab ise yemeğin yere serilmiş sofranın üzerine konulmasıdır. Zira böyle yapmak, masa üzerinde yemekten Allah Resulünün aleyhissalatu vesselam, fiiline daha yakındır. Çünkü Allah’ın Resulü İmam Ahmet b. Hanbel’den gelen rivayete göre kendisine bir taam getirildiği vakit yere koyarak yerdi. Bunu belirtirken masa üzerinde yemek yeme hususunda tenzihi veya tahrimi bir şekilde mekruh olduğu söylenemez. Çünkü masa üzerinde yemenin hakkında herhangi bir yasak sabit olmuş değildir. Masa üzerinde yemek Resulullah’tan sonra ihdas edilmiş ise de bunun manası yasaktır, şeklinde algılanmamalıdır. Zira Resulullah’tan sonra ihdas (sonra oluşan) edilen her şeyin kullanılması yasak değildir. Yemeği masada yemek onu kolaylaştırmak içindir. Bu da büyüklük ve kibir taslamaya sebep olmasa mubahtır. Sofraya ilk oturduğu vakit sofrada güzel oturmalı ve oturuşu yemeğin sonuna kadar devam ettirmelidir. Çünkü Allah Resulü aleyhissalatu vesselam çoğu zaman dizlerini çekerek ayaklarının sırtları üzerinde otururdu. Bazen de sağ ayağını diker sol ayağının üzerinde otururdu ve şöyle buyururdu: “Ben yaslanarak yemem, çünkü ben kulum. Kölenin yiyişi gibi yer, kölenin oturuşu gibi otururum.” (Ebu Davud-Buhari)
Yaslanarak su içmek mekruhtur. Çünkü mideye zararı vardır. Uzanarak, yaslanarak yemek yemek mekruhtur. Ancak çerez olarak yenen taneler bu hükmün dışındadır. Yemeği sadece lezzet alma ve zevklenme gayesi ile yememelidir. Zira bu yiyiş hayvanidir.
Allah Resulü aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuşlardır: “Hiçbir insan karnından daha şerli bir kabı doldurmuş değildir. Adem oğluna belini doğrultabilecek kadar birkaç lokmalık yeter. Eğer bu kadarla iktifa etmezse midesini üç kısma taksim etmelidir. Üçte birini yemeğe, birini suya, üçte birini de nefes almaya ayırmalıdır.” (Tırmizi, Nesai ve İbni Mace, El Miktad b. Keribden)
Kişi mevcut olan rızka ve hazır olan yemeğe razı olmalıdır. Namaz vakti gelmişse dahi, yemek yemeği namazdan ötürü beklemek de uygun değildir. Bir şartla ki namaz vakti daralmamışsa. Nitekim Peygamber aleyhissalatu vesselam buyurdular: “Yatsı namazı ile akşam yemeği aynı anda hazır olduğu zaman evvela yemekten başlayınız. Yani yemeği namazdan önce yiyiniz.” Kişinin ne zaman ki nefsi yemeği çekiyor ve yemeğin tehirinde herhangi bir zarar yoksa işte o zaman en evlası namazı daha önce kılmaktır.
Yemek Anındaki Edebler
Yemeğe besmele ile başlamak
Sonunu Elhamdulillah ile bitirmek. Eğer her lokma ile beraber “Bismillah” dese daha güzeldir.
Besmeleyi başkası da hatırlasın diye sesli okumak
Sağ eli ile yemek (sol el ile yemek mekruhtur. Bu şeytanın adetidir)
Tuz ile başlayıp, tuz ile sonuçlandırmak
Lokmayı küçük tutup güzelce çiğnemek
Bir lokmayı yutmadan diğer lokmaya el uzatmamak
Yenebilecek hiçbir maddeyi zemmetmemelidir. Çünkü Allah’ın Resulü aleyhissalatu vesselam “yiyilebilecek maddelerin hiçbirisini kötülemiyordu, eğer hoşuna giderse yerdi, aksi taktirde yemezdi (Müslim, Buhari)
Önünden yemek (ancak meyvelerde istediği taraftan yiyebilir)
Kabın zirvesinden ve taamın ortasından yememelidir
Ekmeği ve pişmiş eti bıçakla kesmemelidir
Çömlek veya başka bir kabı ekmeğin üzerine koymamalıdır. Resulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyor: “Ekmeğe hürmet ediniz. Çünkü Allah ekmeği göğün bereketlerinden indirmiştir” (Müslim)
Elini ekmekle silmemelidir
Sıcak yemeğe üflememelidir
Sayılabilen şeyler yeniyorsa, tek olacak şekilde yenmelidir
Yemeğin artığını yemek tabağına, çekirdekli yiyeceğin çekirdeğini yiyeceğin arasına atmamak
Yemek arasında fazla su içmemelidir. Susamışsa ve boğazında lokma kalmışsa o zaman içebilir.
Su İçme Anındaki Edebler
Su kabını sağ eline alıp Bismillah deyip suyu yuvarlatmadan emmek suretiyle içmek. Hz.Peygamber aleyhissalatu vesselam: “Suyu emerek yavaş yavaş içiniz. Onu bolca nefes almadan içmeyiniz. Zira ciğer hastalığı bu şekilde neşet eder” (Deylemi, Müsnedil Firdevs’ten)
Ayakta iken, uzanmış iken içmemelidir. (Özürlü hariç)
Suyu içerken su kabının altının üzerine damlamamasına dikkat etmek
İçmeden evvel kabın içini kontrol etmelidir
Cemaatin oturduğu yerde su ikram edildiğinde sağdan ikram etmeye başlamak
Su içilirken su kabı ağızda bekletilip nefes almamalı, çekilip nefes alıp tekrar içilmelidir
Üç nefesle suyu içmek
Başlarken besmele çekip, bitirince Allah’a hamd etmek
Allah’ın izin ve inayetiyle gelecek sayımızda konumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz, hayır dualarınız temennisiyle hepinizi Allah’a emanet ederiz.
İnzar Dergisi