Yeni bir operasyon

Hasan SABAZ

Gazetecilik bazen gazetecilikten ibaret değildir.

Bu meslekle uğraşanlar bazen çok farklı işlere el atarlar.

Görüntüde yapılan iş yine gazetecilik gibi görünse de perdenin gerisinde derin mahfiller, ekonomi canavarları, spekülatörler cirit atar.

Manşetleri belirleyenler her zaman gazetelerin yayın kurulları değildir.

28 Şubat günlerinde “İsmini açıklamak istemeyen subay”ların açıklamaları gündemi belirler, siyaseti dizayn ederdi.

Bir büyük gazetenin yayın yönetmeni patronu için ihale kovalarken, bir diğeri fabrikasına teşvik vermeyen Maliye Bakanını haberlerle zor duruma düşürebiliyordu.

Bu mesele sadece Türkiye'nin sorunu da değil aslında. Uluslararası yayın kuruluşları küresel siyasi dizaynın en önemli aktörleri konumundadırlar.

Gazeteciler kimi zaman bir meseleyi skandala dönüştürebilir kimi zaman da bir skandalın üzerini özenle örtebilirler.

Evet, gündemde “Panama belgeleri” var.

“Kontrollü ayak kaydırma operasyonu” olarak da anlaşılabilecek bir istihbarat çalışması olan “Wikileaks”ten sonra ortaya çıkan yeni “skandal” bu konuyu gündeme almamıza vesile oldu.

Ortaya sarsıcı bir skandal çıktı.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ), bir anda gündemi sarstı.

“Panama belgeleri” (Panama Papers) projesiyle 12 milyona yakın gizli belgeden söz edilerek bir anda dünya gündemi değiştirildi.

Panama'da bulunan Mossack Fonseca'nın (offshore hukuk ve danışmanlık şirketi) 40 yıllık arşivinden ele geçirilen –ya da temin edilen diyelim- belgelerin ortaya çıkış biçimi, özel bir zamanlamayla özel bir hedefe yönelik ‘sızdırıldığı' tartışmalarına neden oldu.

İlk isimler tartışmanın gereksiz olmadığını ortaya koyuyor.

Önce kısaca “Offshore bankacılık”tan söz edelim.

Ekonomi ile ilgili kaynaklarda şöyle bir ifade geçer:

“Kıyı bankacılığı diğer adıyla “off-shore banking”, ülke dışında sağlanan fonların yine ülke dışında kullandırılmasını amaçlayan ve sektörle ilgili her türlü yasa ve yönetmeliklerin dışında kalan serbest bankacılık olarak tanımlanmaktadır.”

Bu bankacılık sistemi daha çok kara para aklama, vergi kaçırma, parayı yasadışı işlerde kullanma amaçlıdır. Çok uluslu şirketler dâhil küresel sermayenin de bir kısım yükünü taşıdığı için kolay kolay kimse “kral çıplak” demez, diyemez.

Hesaplar yurtdışında gösterildiğinden, resmi denetimden kaçarlar ancak parayı ülke içinde kullanabilirler.

Bu işlemden dolayı ülkelerin Merkez Bankaları zarar ederler.

Offshore'un kendisi karanlık bir iş; ama belgelerin sızdırılması çok daha karanlık bir iş olarak görünüyor.

ICIJ Başkanı Gerard Ryle, CNN International'a verdiği mülakatta, Panama belgelerinin Alman hükümeti tarafından satın alındığını açıkladı. Bu açıklama belgelerin Alman istihbaratının eliyle sızdırıldığı kuşkusu doğurdu. Ryle, Alman hükümetinin belgeleri ABD ve İngiltere hükümetleriyle paylaştığını da söyledi.

Ryle, daha da ileri gitti ve belgeleri getiren “kurye gazeteci”nin ismini deşifre etti.

12 milyon belge ve adım adım gelen siyasi ve ekonomik operasyon…

Şimdilik, Putin'in, Esad'ın, Kral Selman'ın adı geçiyor; ama bu işin nerelere uzanacağını kim bilebilir?

Belgeleri Alman hükümeti almış, İngiltere ve Amerika ile paylaşmış. Yani bu demek oluyor ki, yeni bir küresel operasyon ile karşı karşıyayız.

Halkta infial oluşturulacak, hükümetler sallanacak, bazı isimler siyasi arenadan çekilecek.

Evet, bu yeni bir operasyondur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.