Referandum tartışmalarını yaşarken batıda referandum arzularının patlak verdiği bir sürece giriyoruz. 1648 Vestfalya antlaşmasıyla kurulan ulus devlet düzeni mevcut olduğu sürece; her ulus doğal hakkı gereği ulusal bağımsızlığını isteyecektir.
Kürdistan referandumunu hazmetmeye çalışan Ortadoğu'nun yanı sıra ABD de yapılan ve ABD yetkililerince ‘terör olmayan!' 60 civarında insanın katledilmesiyle sonuçlanan saldırı gündemi değiştirmeye yeten bir olaydı. ABD'de toplumsal olayları ve bireysel saldırıları organize işini çok iyi yapan İngiltere'den bahsetmiştik. ABD'yi kuran İngiltere haliyle ABD'yi çok iyi biliyor. Küresel güçler, Ortadoğu'daki anlaşmazlığın karşılığını kendi ülkelerine taşıdılar ve bu hesaplaşmaları artık Avrupa, ABD ve Rusya ülkelerinde de görüyoruz. ABD'de ki son saldırıda, tek bir sabıkası bile bulunmayan saldırgan 64 yaşında emekli bir muhasebeci, katliam denecek bir saldırı gerçekleştirmesi ve tartışma yönünü silah lobisine çekmek için silah yasalarının esnek olduğu Nevada eyaletini seçmesi, yanında ise 10 adet silahla cansız ele geçirilmesi derin hesaplaşmaları akla getiriyor. ABD kamuoyunu etkilemek için silah lobisi ve Pentagon hedef alınmaktadır.
Suudi Kralı Rusya'ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan İran'a gitti: Antlaşmalar, satışlar ve ittifaklar kuruldu. Suudi Kralı Selman, Trump geldiğinde kılıç dansı ile milyarlarca dolar silah almıştı. ABD'nin küresel rakibi olan Rusya'yı ilk kez ziyaret eden Suudi kralı, silah alımları ve antlaşmaları yaparken BM, Suudi Arabistan'ı Yemen'deki çocuk ölümlerinden dolayı kara listeye aldı ve ardından ABD Dışişleri Bakanlığı, THAAD füzelerinin Suudi Arabistan'a satışını onayladı. Rusya'nın kara kutusu olan S-400'ler Suudilere de teknolojisiyle birlikte satılıyor. Hatırlatmakta fayda var ki Türkiye'ye S-400 teknolojisi satılmadı. Suudi Arabistan bu teknolojiyle kendi silahlarını geliştirebilecek ve onarımını yapabilecek Türkiye ise maddi bedelinin yanı sıra Almanya'nın boşalttığı İncirlik'e, S-400 hatırına Rusya'nın yerleşmesi mümkün olabilir.
ABD köşeye sıkıştırılmak isteniyor, patlamaya hazır küresel bir sistem krizi var ABD bu krizi daha önce yaşadı ve kapitalizmin ilacı olan sıcak parayı basarak krizi atlattı fakat bu defa yeni çözümler bulmak zorunda. Global ekonomik piyasayı sadece ayı ve boğa piyasası olarak adlandırmak artık yetersiz olacak ve ekonomik düzene ejderha (Çin)piyasası geliyor. Boğaya karşı ayı ve ejderha ittifak halinde, temkinli ve hızlı büyümeyle ABD ‘ye karşı durabilecek ülke Çin'dir arkasından da İpek Yolunun son durağı olan İngiltere, ikisi birlikte hareket etmekte ve yüzyılın projesine hazırlık yapmaktadırlar. Projenin salahiyeti için Kürdistan bağımsızlığına da karşılar; Türkiye, İran ve Irak jeostratejik konumda oldukları için yakın olmaya da çalışmaktadırlar ve bu sebeple Irak'ın bütünlüğü savunmaktadırlar.
Suriye'de iç savaş başlamadan önce Esad'ın: “Suriye'nin bölgeye domino etkisi yapacağı” uyarısı vardı. Benzer bir uyarı Kürdistan referandumu için, İran Genel Kurmay Başkanı'ndan geldi: ‘Eğer Kürdistan sorunu çözülmezse bölgede on yıllarca sürecek çatışma başlar.' Ateşe körükle gidilmekte; sorunu çözmek bir kenara, sözü edilen çatışmanın fitili yakılmak üzere ve bölge cehenneme sürüklenebilir. ABD ve israil öyle bir ortamın hayaliyle plan yaparken İngiltere ise temkinli davranmaktadır.
Referandum demişken, Avrupa'da başlayan referandum rüzgârı birçok ülkeyi etkileyecek bir rüzgârdır. ‘Exit' ile patlak veren Avrupa'nın dağılma süreci kanton devletler olarak devam edecek görünüyor. Macaristan'da Romanlar, Almanya'da Bavyera, İngiltere'de İskoç ve Kuzey İrlanda ve çatışmalı referandumdan sonra bağımsızlık ilanına hazırlanan Katalonya bunlara örneklerdir.