Şanlıurfa Hilvan Milli Eğitim Müdürü Mehdi Turgut, yeni eğitim müfredatı ile ilgili yaptığı değerlendirmede, müfredatın değerlere dayalı olması, bilime ve çağa uygun olması dolayısıyla faydalı bir çalışma olacağını söyledi.
2017-2018 Yeni Eğitim-Öğretim yılında 12 bin 500’ü aşkın öğrenci ve yaklaşık 800 yakın öğretmen ile eğitime hazır olduklarını belirten Mehdi Turgut, "Yıllar öce filozofun biri şöyle demiş ‘değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ bir kere değişim şart. Türkiye’de en son müfredat değişimi 2005’te yapılmış ve yıl 2017, yeni bir müfredat değişikliği oldu. Bu yıldan itibaren ilkokul 1. Sınıf, ortaokul 5. Sınıf ve lise 9. Sınıflarda uygulanmak üzere yeni müfredata geçiyoruz. Yeni müfredat Türkiye için bir gereklilikti, çünkü dünün güneşi ile bugünün çamaşırları kurutulmaz. Burada bakanlığımızın son derece önemli bir hamle ile bunu değiştirdiğini görüyoruz." dedi.
Turgut, "Çağımızda değişen bilgi, teknoloji, hayat şartları, sosyal şartlar ister istemez eğitime de yansıması gerekiyordu. Yeni müfredat Türkiye’nin yeni sesidir. Bunun son derece bilimsel, çağdaş, milli, manevi ve evrensel değerlerimize önem veren bir müfredat olduğunu görüyoruz. Özellikle değerlerimize yönelik müfredat güncellemesi ve yenilenmesi değerlerimiz açısından son derece önemlidir. Değerler ile birlikte eğitimi vurgulaması önemlidir, çünkü biz kadim bir medeniyet ve kültüre sahibiz. Bizim kadim medeniyetimiz ve kültürümüz şu anda dünyayı kurtaracak değerler barındırmaktadır." diye konuştu.
"Yeni müfredat değerler eksenlidir çağdaştır bilimseldir"
Turgut, "Yeni müfredat değerler eksenlidir, çağdaştır, bilimseldir. Bütün bunlardan çıkacak olan sonuçlar Türkiye’de özellikle gelecek açısından sosyal bilimlerde bir olayın sonucunu hemen göremezsiniz bu yıllar sonra yansıyacak. İki yıldır bu süreç devam ediyor. Toplumsal bir analiz yapılarak bu müfredat oluşturulmuş. Her şeyden önce çağdaş bir müfredattır, yani çağın gerekliliğine uygundur. Bilimseldir; özellikle hurafeye dayanan çağdışı, subliminal mesajlardan arındırılmış bir müfredat. Bunun dışında değerlere dayalı olması hem milli hem evrensel değerler. Akademik olarak öğrenci başka kaynağa ihtiyaç duymadan üniversite ve TEOG sınavlarına hazırlanabilir." dedi.
"Eşyadan çok eşyayı kullanan insanın niteliği ve niyeti önemlidir"
"Biz bazı şeylerden yıllarca hep korkutulduk." diyerek sözlerine devam eden Turgut, şunları söyledi: "Zamanın dili diye bir dil vardır. Aynı zamanda insanın yeniçağda imtihanı da ağırdır. Bilgi kaynakları eskiden çok farklıydı; bir köy öğretmeni, imamı bir de köyün ileri gelenin odasıydı. Günümüzde bilgi kaynakları müthiş derecede değişti. Şu anda günümüzde zamanın dili diye bir dil var. Onlardan bir tanesi bilişim aracıdır. Tablette bunlardan bir tanesidir. Eğer çocuğumuzu iyi yetiştirip diğer zararlı alışkanlıklardan koruyabilirsek ona bazı değerler verirsek mizan, ölçü, zamanı kullanma gibi değerleri verirsek, tablet çocuk için bir zenginliktir. Eşyadan çok eşyayı kullanan insanın niteliği ve niyeti önemlidir. Eğer bunu sadece eğitim amacı için kullanırsanız iyi olur. Hayat değişiyor, çocuklarımız bir sürü zararlı alışkanlıklar içindedir. El birliği ile var olan zararlı alışkanlıklarını giderip İnşallah tablette özellikle bakanlığımızın veya kişisel gelişim uzmanlarımızın çağın diline yönelik amaçladığı o duruma geleceğimize inanıyorum."
"Tablet kullanımının aile eğitim camiası ve medya ile el ele verilerek kontrolü sağlanmalı "
Yeni müfredatta yer alan tablet kullanımı ve eleştiriler hakkında konuşan Turgut, şunları ifade etti: "Sadece öğretmenler tarafından tabletleri şu şekilde veya bu şekilde kullanın değil de mutlaka aile, medya ve eğitim camiası el ele vererek ancak bunu aşabiliriz. Çoğu insanımız belki tablete karşı çıkar ama ben diyorum ki zamanın dili budur, her dönem mutlaka zararlı eşya ve aletler vardır, ama bunu iyi yönde kullanan insanlar dünyaya hükmetmiştir. Bizim de dünyaya hükmedebilmemiz için her şeyden önce necip bir millet ve ümmetiz. Arakan’ın, Suriye ve Irak’ın bizden beklentisi vardır. Bu nedenle kendimizi daha iyi donatmamız lazım. Siz çağın iletişim, bilişim gereçlerinden bağımsız kalarak eğitim yapamazsınız. Eşyanın kullanım amacı önemlidir. İyiliğe doğru kullandığınız zaman çok iyi bir sonuç alırsınız."
"Öğretmen olacak insan her şey den önce kendisine yakışanı giymelidir"
Geçmişte kılık kıyafetten dolayı kayıp bir nesil olduğunu ve kaybedenin Türkiye olduğunu vurgulayan Turgut, "Türkiye’de şu anda kılık kıyafet noktasından zorlayıcı bir mevzuatımız yok. OHAL olmasına rağmen son derece özgürlükçü bir ortam var. Hamdolsun öğretmenlerimiz artık inandıkları ve düşündükleri gibi derslerine girebiliyorlar. Nice öğretmenlerimiz kılık kıyafetlerinden dolayı soruşturmalara uğradılar. Farklı farklı olumsuz tavırlarla kar karşıya kaldılar. Biz bunları bir şekilde kayıp nesil olarak değerlendiriyoruz. Sonuçta kaybeden Türkiye oldu ve bir insan kaynağını kaybetti. Hiçbir şey insan kaynağı ile ölçülemez. Şu anda hiç kimse kılık kıyafetinden dolayı bir soruşturmaya tabi tutulamamıştır. Öğretmen olacak insan her şey den önce kendisine yakışanı giymelidir. Lisede şu anda belli bir mevzuat var bir ölçü var." diye konuştu.
Turgut, yeni uygulanacak olan müfredatın neticelerini birkaç yıl sonra göreceklerini, bu yıl bunun ilk uygulaması olacağı için başta öğretmenler ve öğrenciler olarak heyecan içinde bir an önce 18 Eylül’ü beklediklerini söyledi.
İLKHA