Salgın dolayısıyla büyük ihtimalle bu yıl evlerimizde karşılayacağımız Ramazan, oruç, teravih ve bayram için birileri Müslümanlar adına telaşlanmış görünüyor.
Muhammed Aleyhisselam’ın ümmeti olarak bütün bir yeryüzü bizim için mesciddir, mabeddir.
Bu Nebevi hükmü iyi anlayabilmemiz için bizden önceki ümmetlere, özellikle mabed merkezli bir ibadet hayatı olan İsrailoğullarına iyi bakmamız gerekir.
Çünkü Allah (cc) onları Hz. Musa, Tur dağına çıktığında buzağıya taptıkları, daha sonra emredildikleri şehre girmedikleri ve daha birçok konuda asi oldukları için hem mabed merkezli hem de bize göre sert bir şeriatla terbiye etmiştir. İçinde Tevrat nüshaları bulunan Ahid Sandığı ve o sandığın bulunduğu Ahid Çadırının önü başta kefaret ve adaklar olmak üzere ibadetin merkez noktasıydı, mutlaka orada yapılmalıydı. Daha da önemlisi, söz konusu görevleri herkes kendi başına yapamazdı, Hz. Harun soyundan gelen görevliler (Levililer) eşliğinde yapması gerekirdi.
Hz. Davud’un(a.s.) Kudüs’ü fethetmesi, Hz. Süleyman’ın mabedi inşasıyla birlikte ibadetin merkezi de orası olmuştu.
Daha sonra Kudüs ve mabed önce Babil sonra (m.s.) 70 yılında Roma tarafından yıkılınca İsrailoğulları mabed merkezli bir din yerine Tevrat merkezli din anlayışına ağırlık vermişlerdir.
Rabbimiz İslam’la birlikte birçok yükü kaldırmış, özellikle yeryüzünü bizler için mescid kılmış, toprağı temiz saymıştır.
Evlerimizde karşılayacağımız Ramazanın faziletinden hiç bir şey kaybetmeden ifa edeceğiz inşaallah. Belki namazlarımızı camilerde, kardeşlerimizle birlikte kılamadığımız için mahzun olacağız; ama onun dışında bir kaybımız olmayacak. Hatta teravihi evde kılmanın daha faziletli olduğuna dair rivayetleri de unutmayalım.
Sakin bir şekilde gerek tek başımıza gerek ev halkıyla birlikte kılacağımız namazlarımızdan inşaallah değişik bir feyiz alacağız.
Şova dönüşen iftarlardan da kurtulacağımız için şahsen bundan dolayı sevinçli olduğumu da belirteyim. İsrafsız ve gösterişsiz yapacağımız ikramlarımızın Allah katında daha makbul olacağına inanıyoruz.
Acaba Ramazanı ertelerler, orucu iptal ederler mi diye birileri boşuna beklemesinler. Biz her türlü ahvalde yaşanabilecek bir dinin mensuplarıyız.