Biliyor musunuz? Yeryüzü bugün keskin bir çizgiyle ikiye ayrılmıştır; Bir taraf Gazze, bir taraf da diğer yanı.
Coğrafyada sadece iki yer vardır; Birincisi Gazze’yi gösteren nokta, sonra yeryüzünün diğer tarafları.
Yeryüzünün bütün yolları ve yönleri de aynı şekilde ikiye ayrılır; Birincisi Gazze’ye giden yol, Gazze’yi gösteren yön, diğeri de bütün yollar ve yönler.
Yeryüzünün bütün şehirleri ikiye ayrılır; Birincisi Gazze, sonra diğer bütün şehirler.
Şehirlerin semaları da aynı şekilde ikiye ayrılır. Birincisi, üzerindeki siyah dumanlarıyla, toz bulutlarıyla, alev yumaklarıyla, yükselen çığlıklarıyla, siren sesleriyle ve tekbirleriyle Gazze’dir, sonra diğer bütün şehirlerin sessiz mavi semaları.
Bir Müslüman olarak biz böyle bakıyoruz, böyle görüyoruz, böyle düşünüyoruz.
Gazze bizim tek gündemimiz, Gazze bizim yüreğimizin attığı yer, Gazze bizim her şeyimizle üzerinde yoğunlaştığımız tek nokta.
Gazze bizim sözlerimizin başı, sohbetlerimizin ana konusu, gözümüzü açtığımızda da, gözümüzü yumduğumuzda da hep Gazze ile beraberiz.
Bugün dünyanın bütün insanları ikiye ayrılırlar; Birincisi Gazzeliler, sonra diğerleri.
Gazzeli her bir Müslümanın siması, yüzlerinin çizgileri, gözlerinin bakışları yüreğimizin ta derinliklerine kayıtlıdır, nakşolmuştur.
Yeryüzünün bütün çocukları ikiye ayrılır; Bir tarafta Gazze’nin çocukları, dünyanın diğer bütün çocukları da öbür yanda.
Biz onları hemen biliriz, ellerindeki taşlarından biliriz. Çünkü yeryüzündeki bütün taşlar da ikiye ayrılır; Birincisi Filistinli, Gazzeli çocukların ellerindeki taşlardır, onların biricik tanksavarlarıdır o taşlar, hiç bırakmazlar onları, babalarının kucaklarında mezara giderken bile ellerinde görürüsünüz o taşları.
Yeryüzünün bütün tabutları da aynı şekilde ikiye ayrılır; Birinci Gazzeli çocukların tabutlarıdır, ne kadar küçük ne kadar da güzeldir o yeşil örtülü tabutlar.
Büyük bir kısmı da tabutsuzdur, babalarının kucağında bembeyaz, kana bulanmış örtülerle hep mezarlara giderken görürüz onları.
Ve biz Gazzeli çocukları bir de yıkıntıların arasından çıkarılırken tanırız, yüzleri kan ve toz duman içerisinde, fakat gözleri ışıl ışıl. Hele bir de seslerinden tanırız, Aman Allah’ım ne müthiş bir “Ya Rabbî” deyişleri, tekbir ve şehadet getirişleri var.
Dünyanın bütün anneleri de ikiye ayrılır; Bir tarafta Gazzeli çocukların anneleri, öte yanda diğer bütün anneler ve kadınlar.
Ne muhteşem duruşları vardır Gazzeli annelerin! Onları çoğu zaman kucaklarındaki çocuklarını Rablerine teslim ederken görürüz, ya da kendileri şehadete erişmiş, tebessüm eden yüzleriyle görür biliriz.
Bir de gözlerinden başka bir yerleri görünmeyecek şekilde zırhlara bürünmüş cephane yüklü Siyonist köpeklerin karşısında dişi aslanlar gibi haykırırken görürüz Gazzeli anneleri, Gazzeli kızları ve kadınları.
Yeryüzünü hep böyle ikiye ayrılmış şekilde gördüğümüz gibi Bayramlar da bugün ikiye ayrılır, Kadir Geceleri de ikiye ayrılır, oruçlar ve iftarlar da ikiye ayrılır. Gazze’ninki hep böyle kendisine benzer.
Gazze bir gün galip gelinceye kadar bu böyle sürüp gideceğe benzer. Görüldüğü üzere Gazze’nin zaferi ve galibiyeti öyle kolay değil.
Çünkü Gazze galip gelirse mağlup olan taraf sadece siyonizm olmayacak, sadece beş altı milyonluk israil yenilmiş olmayacak,
Gazze galip gelirse, yeryüzü istikbarı hükmen mağlup sayılacak,
Gazze galip gelirse ABD emperyalizmi de hükmen mağlup sayılacak,
Gazzeliler galip gelirse koca bir Batı emperyalizmi hükmen yenilmiş sayılacak,
Gazze galip gelirse Müslüman ülkelerin başındaki her bir firavun hükmen mağlup sayılacak, Mısır’ın katil ve gasıp yönetimi hükmen mağlup sayılacak,
Suudi Amerika hükmen yenilmiş sayılacak, Kuveyt’in kuklaları, Bahreyn’in kuklaları, Körfezin bütün kukla yönetimleri hükmen yenilmiş, fiilen devrilmiş sayılacak.
Ve bir gün bu mutlaka gerçekleşecek, yeryüzünün bütün mazlumları bayram edecek.
Bu temenni ve duygularla bayramınız mübarek olsun.