Yeşilay, Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 80’i aşkın ülkeyi 5. Kapasite Geliştirme Toplantısı'nda buluşturdu.
Pandemi nedeniyle online olarak gerçekleştirilen toplantıya 200 kişi katıldı. 3 gün süren toplantıda Covid-19’un bağımlılıklara etkisi, tütün, alkol, madde, oyun, kumar ve teknoloji bağımlılıklarının pandemi dönemindeki gelişimi gibi başlıklar ele alındı. Uluslararası Yeşilay Federasyonuna (UYEF) üye ülkeler, yerel ve bölgesel sunumlarıyla kendi ülkelerinde yaptıkları çalışmaları paylaştı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, bağımlılıkların küresel bir sorun olduğunun vurguladı.
"80 ülkede bağımlıkla mücadelemizi sürdürüyoruz"
Yeşilay olarak bağımlılıkla mücadeleyi yüz yıl önce başlattıklarını söyleyen Öztürk, "Zaman geçtikçe bağımlılıkların giderek daha büyük sorun haline geldiğini, sadece ülkemizde değil; tüm dünyada ülkelerin geleceğini tehdit ettiğini gördük ve ülke Yeşilaylarının kurulması için harekete geçtik. Bugün 80 ülkede tütün, alkol, uyuşturucu madde, kumar ve teknoloji bağımlılığı ile mücadelemizi bilimsel yöntemlerle sürdürüyoruz. Bu alandaki öncü kurum olarak deneyimlerimizi de tüm dünyayla paylaşıyoruz. 2020 yılında Covid-19 pandemisi dolayısıyla herkesin evlere kapanması, sosyal ihtiyaçlarını karşılamada sorunlarla karşılaşması gibi nedenlerle bağımlılık daha da önemli bir gündem maddesi haline geldi. Pandeminin bağımlılıklar üzerindeki etkisini konuşmanın ve farklı ülkelerin bu alandaki deneyimlerinden sonuçlar çıkararak mücadelemizi güçlendirmenin temel sorumluluklarımızdan olduğunu düşünüyoruz." dedi.
"Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı pandemi döneminde tüm dünyada yaygınlaşacak"
Türkiye Yeşilay’ı olarak çalışmalarını önleme ve rehabilitasyon alanlarında yürüttüklerini ifade eden Öztürk, "Bağımlılıkla mücadelenin en önemli adımı, bağımlılığın oluşmasını engellemek. Bu nedenle biz önleme çalışmalarına büyük önem veriyor, öncelikle çocuklarla ve gençlerle çalışarak onlarda sağlıklı yaşam bilinci oluşturmayı hedefliyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile gerçekleştirdiğimiz Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programını bu kapsamda çok önemsiyoruz. Pandemi döneminde programı online olarak yürütmenin hem ülkemizde daha fazla kişiye ulaşmamıza hem de ülke Yeşilayları ile projeyi tüm dünyada yaygınlaştırmamıza katkı sağlayacağını umuyoruz. Bu konuda tüm ülkelere gereken desteği sağlayacağız." diye konuştu.
"Tütün kullanımı bağışıklığı zayıflatıyor"
Covid-19 ve tütün bağımlılığı ilişkisi üzerine değerlendirmelerini paylaşan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Sağlıklı Yaşam Program Yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder ise şunları söyledi:
"Tütün kullanımı her yıl 8 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açıyor. Pasif olarak maruz kalınan tütün dumanı her yıl 1,2 milyon kişinin ölümüne sebep olurken, her yıl 65 bin çocuk pasif içicilikle ilişkilendirilen hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Küresel olarak, her gün 22 binden fazla kişi, bir diğer deyişle saniyede 4 kişi, tütün kullanımından veya pasif olarak maruz kalınan tütün dumanından dolayı hayatını kaybediyor. Tütün kullanan bireylerde Coronavirus'ün bulaşma riski daha fazla oluyor. Tütün kullanımı bireyin elleriyle yüzüne dokunmaktan kaçınmasını zorlaştırıyor, genellikle sosyal bir aktivite olduğundan güvenli bir fiziksel mesafe kurma olasılığını azaltıyor ve nargilede ortak kullanım nedeniyle riski artırıyor. Tütün kullanan bireyler, tütünün bağışıklığı zayıflatması, akciğerlerde tahribat oluşturması, bağışıklık tepkilerini azaltması gibi nedenlerle Coronavirus kaynaklı sorunlara yönelik daha fazla risk altında bulunuyor. Mayıs 2020 tarihinde yürütülen DSÖ incelemesinde de mevcut kanıtların tütün kullanımının hastalığın artan şiddeti ve yatışı yapılan Covıd-19 hastalarının ölümüyle ilişkilendirildiğini belirtiliyor."