Askeri rütbelerde yıldız en önemli semboldür. Rütbe yükseldikçe omuzlardaki yıldız sayısı artar. Yıldızın rütbe sembolü olması doğru bir tercihtir ve hakikate dayanmaktadır. Bunun ilahi yasalarda yeri vardır. Zira Hak Teâlâ “ant olsun indiği zaman yıldıza”(Necm:1) buyurur. Bu manada Kur'an-ı Kerim'de Necm suresi vardır.
Kur'an ayetlerine(Necm:1), yeryüzünde biten otlara(Rahman:6) ve parlak fikirlere de(Saffat:88) “necm” denilmiştir.
Necm suresi inen yıldıza omuz verilmesini buyuruyor. Değerli bir şey yukarıdan aşağıya inecek veya düşecek olursa bunun yere düşmeden yakalanması ve en değerli yerde bir nişan olarak kullanılması gerekir. Belki farkında olunmadan askeri rütbelerde yıldızın kullanılmasının böyle ilginç bir izahı vardır.
Ota da yıldıza da “necm” denilmiştir. Oysa ot yerde; yıldız göklerdedir. İnsan, Necm(yıldız) diye yerde biten ota bakarsa “müneccim” olamaz. Geleceğe dair öngörüde bulunamaz. Asker omuzunda yıldız taşıyarak kurmay zekâya sahip olacağını hesap ediyor. Fakat bu yıldız yerden mi bitmiştir yoksa gökten inen bir yıldız mıdır? Ona göre bunu değerlendirmek gerekir.
Askeri erkân “kurmay zekâ” diye kendine has bir zekâdan bahsediyor. Siyasi, askeri, felsefi bütünlük arz eden, şartlara göre en isabetli kararları almayı ifade eden özel askeri bir zekâ olarak tanımlanıyor. Unutmamak gerekir ki omuzlardaki her yıldız bu özelliğe sahip değildir. Yerden çıkan yıldız kurmay zekâ kazandırmaz. Seküler anlayış kurmay zekâ vermez. Zekâ ve duygu birlikte olmalıdır. Estetik ve heybet birlikte olmalıdır. Sırf seküler akıl yerden biten ottur.
Gökten inen yıldızlara omuz verilmesi gerekiyor. Kurmay zekâ müneccim olmalıdır. Astrolojik olarak, manevi olarak yıldızların konumunu iyi bilmelidir. Ancak bu şekilde kurmay zekâya, sağlam duyguya sahip olunabilir. Fakat bunun için gökten inen yıldızı nişan olarak almak gerekir.
Seküler zekâ sadece yerden biten yıldızı esas alır. Oysa bu, Rahman suresinde buyrulduğu üzere secde eden bir yıldızdır(Rahman:6). Bu yıldız sadece ve daima yeryüzü şartlarını esas alır. Maddi verilere göre hareket eder. Reel politiğe göre siyasetini belirler. Yerdeki yıldız secde eder. Yerdeki yıldız hep boyun eğer, gökteki yıldız ise azizdir. Şeytanları kovucudur. Geleceğin işaretlerini verir.
Asker omuzundaki yıldızın manasını ve konumunu iyi bildiğinde gerçek manada kudret ve kıymet sahibi olur. Müslüman Milletin ahlâkına, mukaddesatına ve değerlerine sahip çıkar. Gökten inen yıldıza omuz veren kurmay akıl, yeryüzünde aktör olur. Neyi koruyacağını, neyi kollaması gerektiğini gayet iyi bilir.
Eski sistemin ürünü olan askeri okulların kökten kapatılması son derece yerinde olmuştur. Bu Türkiye için büyük bir kazanım olacaktır. Fakat asker yetiştirecek yeni okullar rütbelerini yıldız sistemi gökten inen yıldızdan(vahiy) almalıdırlar. O zaman yıldız ona yol gösterici olur.
Yıldızlara omuz vermek sadece askerlerin işi değildir. Hak ilkelerin her biri bir yıldızdır ve kim bunlara omuz verirse o bu yıldızlarla makam sahibi olur. Rütbe ve derece elde eder. Kurmay zekâya sahip olur.
Bugün tekrar parlatılmaya çalışılan seküler-laik akıl kurmay bir zekâya sahip olamaz. Çünkü onun yıldızları yerden biter. Reel politikçidir. Maddi şartlara göre tavır belirler. Duygusu ve özgüveni zayıftır. Bu nedenle hakiki manada kurmay zekâ ancak gökten omuzlara ve tabi zihinlere inen yıldızlarla kazanılır. Ancak bu yıldızlara omuz verenler rütbelidir. Gerisinin tertibi yoktur. Devresi yoktur. Onun devri gelmez.