Üniversite adaylarının bu yıl gireceği Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS ) hakkında değerlendirmelerde bulunan eğitimciler, yeni sistemin bu yıl içerisinde uygulanacak olması nedeniyle öğrencilerin sorun yaşayacağını belirtiyor.
Öğrencilerin eski siteme göre hazırlandığını ve kendilerini ona göre adapte ettiklerini belirten Özel Diyarbakır Kayapınar Lisesi Rehber Öğretmeni Avni Altın, birden değişen sistem nedeniyle öğrencilerin zorlanacaklarını söyledi.
Eski sitemdeki YGS ve LYS sistemine değinen Altın, yeni sitemle sınavın tek haftada olmasının olumlu olduğunu söyleyerek “Lakin sistemin bu sene itibariyle olması söz konusu olunca öğrencide ister istemez ciddi anlamda bir motivasyon kaybına neden oluyor. Çünkü öğrenci yeni sisteme göre ayak uydurmuştu, ona göre bir hedef belirlemişti, ona göre bir çalışma ortamı hazırlamıştı. Belki geçmişten gelen bir alt yapısını ona göre oluşturmuştu. Çünkü eski sistemde, YGS ’de bildiğiniz gibi Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Bilimleri bir kitapçık halinde veriliyordu. Öğrencinin eksik olduğu bir dersin, diğer ders ile telafisi vardı. Fakat yeni sitemde Temel Yeterlilik Testi (TYT) dediğimiz sınavda sadece Türkçe- Matematik soruluyor. Toplamda 80 soru ve 90 dakika veriliyor. İkinci oturum yükseköğretim kurumları testi, orda da 160 soru ve 180 dakikalık bir zaman süresi veriliyor.” dedi.
Altın, “Lakin temel olan sıkıntı şundan kaynaklanıyor. Şimdi ikinci oturumda 160 soru ve 180 dakika veriliyor. Tabii öğrenci kendi branşına göre yapacak. Ortalama 80 sorudan sorumlu olacak. Bu cihetle baktığınızda 180 dakika vermesi olumludur. Lakin birinci oturumda temel nitelik testi denen 80 sorunun, 90 dakika olması biraz sıkıntılıdır.” diye belirtti.
Altın, öğrencilerin, birinci oturum için verilen 90 dakikalık sürenin azlığından şikâyetçi olduklarını dile getirerek aynı zamanda ilk oturumda sadece Türkçe ve Matematik sorularının sorulmasının da Sözel bölümü öğrencileri için sorun yaşatacağını ifade etti.
“Bu sınav sisteminin 2018’de değil de 2019’da yapılması daha sağlıklıydı”
7- 8 aylık süre zarfında öğrencilerin adapte olmakta sorun yaşayacağını belirten Altın, sözlerine şöyle devam etti:
“Bununla beraber özellikle yeni eğitim siteminde öğrenci kardeşlerimizin, soru sayılarının azlığından kaynaklanan bir sıkıntısı var. Mesele klasik bir örnek verelim; fizikten YGS’de 13-14 soru çıkıyordu. LYS’den 30 soru çıkıyordu. Toplam 43-44 soru öğrenci arkadaşlara soruluyordu ve sınavın geçerlilik açısından olumlu sonuçları vardı. Yeni sınav sistemine baktığımız da tüm müfredatın tamamı fizikten 14 soru çıkıyor. Kimyadan 13, Biyolojiden 13 soru çıkacak. Şimdi bu cihetle baktığımızda acaba öğrenci arkadaşlarımızın tüm bilgilerini, özellikle sayısalcı olan öğrenci kardeşimizin tüm bilgilerini kalkıp da 13 soru ya da 14 sorunun içerisinde değerlendirmek ne kadar geçerli olur? Bu da tartışılan konulardan birisi, çünkü sınavın geçerliliğini ele aldığımızda az soruyla öğrencinin bilgisini ölçmek, çok soruyla öğrencinin bilgisini ölçmek, ikisini beraber mukayese ettiğimizde sağlıklı olan aslında soru sayıların fazla olması, artı öğrenci bu soru sayıları içerisindeki başarı oranını ortaya çıkarıp ona göre sağlıklı tercihler yapabilmeli.”
Altın, alt yapı olmadan sürekli tümden değiştirilen sınav sistemlerinin yanlışlar doğuracağını sözlerine ekledi. (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz - İLKHA)