Son bir hafta içinde ülkemiz ve bölgemiz önemli gelişmelere sahne oldu. ABD Başkanı Obama’nın İsrail ziyaret, İsrail’in üç yıl aradan sonra Türkiye’den özür dilemesi, Suriye sahasında muhaliflerin lideri Muaz El Hatib’in istifası ile ünlü İslam Âlimi Şeyh Said Ramazan El-Buti’nin Şam’da ders verdiği camide bir kısım öğrencileriyle beraber saldırıya uğrayıp katledilmeleri gelişen önemli olayların ana başlıkları oldu.
Diğer yandan, Katar’ın başkenti Duha’da toplanan Arap Birliği Zirvesinde Suriye’ye ait boş koltuğun Suriye muhalefetine verilmesi ile TC ile PKK arasında başlayan yeni görüşme süreci ve PKK’ nın ateşkes ilanı da yankı bulan olaylar arasında yer aldı.
Obama, ABD’nin Yahudi devletine olan desteğini bir kez daha net ve açık olarak ifade etti. Bu ziyaret, İsrail’in bölgede giderek yalnızlaştığı bir dönemin ardından yapılmış olması bakımından dikkat çekicidir. Peki, bu kritik zamanda gerçekleşmiş bu ziyaret, Siyonist devleti içinde bulunduğu izolasyondan bir nebze olsun kurtulmasını sağlayacak mı acaba? Bunu önümüzdeki günler gösterecek ama artık bölgede ne İsrail ne de ABD’nin eski itibarlarını bulamayacakları, mevcut güçlerini koruyamayacakları ve giderek eski konumlarını kaybedeceklerini belirtmek gerekir.
Obama, ABD’nin Yahudi devletine olan desteğini bir kez daha net ve açık olarak ifade etti. Bu ziyaret, İsrail’in bölgede giderek yalnızlaştığı bir dönemin ardından yapılmış olması bakımından dikkat çekicidir. Peki, bu kritik zamanda gerçekleşmiş bu ziyaret, Siyonist devleti içinde bulunduğu izolasyondan bir nebze olsun kurtulmasını sağlayacak mı acaba? Bunu önümüzdeki günler gösterecek ama artık bölgede ne İsrail ne de ABD’nin eski itibarlarını bulamayacakları, mevcut güçlerini koruyamayacakları ve giderek eski konumlarını kaybedeceklerini belirtmek gerekir.
Çünkü bölgede onlara bu itibarı veren yönetimler yok artık. Kalanlar ise, eskisi gibi kayıtsız şartsız teslimiyet politikalarını sürdüremeyeceklerdir.
Amerikan Başkanı Obama’nın İsrail’e yaptığı ziyaretin İran’a bir saldırı hazırlığı mahiyetinde değerlendiren görüşlere katılmadığımızı ifade edelim. ABD artık Ortadoğu’da üçüncü bir savaşı göze alamaz. Girdiği Irak ve Afganistan işgallerinden bir sonuç alamadan çıkmış bir ABD’nin, İran gibi güçlü ve kararlı bir devlet ile savaşı göze alabilmesi uzak bir ihtimaldir. Obama her ne kadar İsrail ziyareti esnasında esip gürledi ve İsrail’e sınırsız destek vadinde bulunduysa da, bu İran ile bir savaşın yakın olduğu anlamına gelmez. Bunun adı psikolojik savaştır sadece.
Zaten İran’da, buna karşılık vermekte gecikmedi. Rehber Hamanei, bir saldırı söz konusu olursa İsrail’in Telaviv ve Hayfa kentlerini haritadan sileceklerini söyledi. İran, haddi zatında bunu yapacak güce ve kararlığa da sahip bir ülkedir. İran’ın bu kararlılığını İsrail kibri görmezden gelse dahi, İsrail’in tek başına İran’a bir saldırıyı göze alabileceğine hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü İran, bir savaş durumunda, bölgenin ve dünyanın birçok yerinde Amerikan ve İsrail hedeflerini vurabilecek askeri güce sahiptir. Bu açıdan Obama’nın ziyareti esnasında ilk gündem maddesi İran nükleer programı oldu. Amerikan tarafının bir askeri saldırı konusunda İsrail ile mevcut ihtilafı giderdiklerine dair ortada bir işaret yok.
İsrail ve Amerika’nın bundan böyle bölgede yapabilecekleri şey saldırıdan ziyade savunma pozisyonu olacaktır. Bir de yapacakları, bölgede fitne çıkarıp ihtilafları körüklemek, ırk ve mezhep esaslı ihtilafları kurcalayıp bölgeyi daha da parçalamak, Arap Baharı ülkelerinde istikrarsızlık oluşturacak karışıklıkları körüklemek.. vb.
İsrail’in üç yıl önce gerçekleşen Mavi Marmara katliamı dolayısıyla özür dilemesi ise Siyonist devletin içinde bulunduğu yalnızlığı bir nebze de olsa gidermeye ve Suriye konusunda mevcut ihtilafları bir tarafa bırakıp İsrail’in hali hazırdaki ortamdan istifadesini sağlamaya yöneliktir. Baas rejimini devirmek için kararlılıkla savaşan İslami guruplardan çekinen İsrail, bunlara karşı daha rahat hareket etmek için Türkiye’den bunun için özür diledi. Kısacası İsrail, kazın geldiği yerden tavuğu esirgemedi.
Şam’da İslam Âlimi Şeyh Said Ramazan El Buti’nin katledilmesi ise, Suriye sahasında olayların ulaştığı noktanın ne kadar korkunç olduğunu bir kez daha ortaya koydu. İslam ümmeti Suriye konusunda harbiden sınıfta kaldı. Bu İslam Âlimini hangi karanlık odaklar katletti ve bununla nereye varmayı istediler acaba?
Suriye’de iki yıldan beri akan kanı durduracak bir çözümü kimlerin istemediği belli. Amerika, İsrail ve Batı dünyası, bölgede İsrail’in güvenliğini tehdit eden her ülke ve gücün yıkılmasını istiyorlar. Önümüzdeki günlerde muhaliflere bomba yağdırırlarsa hiç şaşmamak gerekir. Zaten Türkiye’den dilenen özür bunun ilk adımı oldu. Geri kalan adımları da önümüzdeki günlerde göreceğiz.