Tek suçları Müslüman olan ve İslami bir yaşam için çaba sarf ettikleri için zindana atılan Yusufiler resmen zindan köşelerinde unutuldular. Hazreti Yusuf'u zindana atan Firavun rejiminin vezirinin onu unutması gibi. Yusufiler unutuldu. Hem de dindar olduğunu söyleyen hükümet tarafından. Dindar hükümet dindarların dışındaki tüm mahkûmların sesine kulak verdi ama dindarları görmedi. Bu nasıl dindarlıksa artık?
Haydi, biz taraflı davranıyoruz. Yusufileri taraflı bir bakış açısıyla masum, günahsız, zulme uğrayan mağdurlar olarak görüyoruz. Tamam, bize inanmayın. İyi de sabah akşam sizleri öven, size bağlı medya organları olduğu herkesçe bilinen televizyon ve gazetelere de mi inanmıyorsunuz? O yayın organlarında çalışan birçok yazar ve programcı Yusufilerin mazlumiyetini delilleriyle anlatan programlar yaptılar. Ama hükümet bana mısın demiyor. Sağır sultanları oynuyor. Kameraların karşısında Yasin ve arkadaşlarını vahşice katleden alçakları bile sözde delil yetersizliğinden bırakan hükümet karanlık 28 Şubat mağduru dindar Müslümanları 20 yıldan fazladır zindanlarda çürütüyor.
Yeter artık. Ey özgürlükçü, adil ve dindar bir parti olmakla övünen AKP, Yusufi mazlumların anne, baba ve çocuklarının tahammülü kalmadı. Bölge Müslümanlarına daha ne kadar acı çektireceksiniz? 28 Şubatın o karanlık döneminde tutuklanan binlerce mahkûmu serbest bıraktınız. Balyozcuları, Ergenekoncuları, KCK'lıları… O dönemin birçok mimarını da baş tacı ettiniz ki şimdi başınıza bela olmuşlar. Paralelciler gibi…
Neden her tür karanlık yapıya, katillere, canilere tanıdığınız merhamet ve hoşgörüyü Hizbullah tutuklularına göstermiyorsunuz. Şu an sizin de düşmanınız olan ve her tür yasadışı pis işe karıştıkları ayan beyan ortaya çıkan Paralel yapının mağduru olan Hizbullahi Müslümanlara derin yapılarla beraber siz de vuruyorsunuz?
O mazlumların ahını almaktan korkmuyor musunuz? Evlatlarına hasret giden, evlatlarını göremeden, gönülleri kırık Rablerine uçan dudakları zikirli, Mü'min anne ve babaların beddualarının akıbeti sizleri tedirgin etmiyor mu? Bu ne biçim ahirete iman? Bu ne biçim Müslümanlık?
Bakın daha annelerinin karnındayken babaları barbarlar tarafından zindanlara atılan Yusufilerin çocuklarının feryatlarına. Kulak verin o yürek yakan haykırışlara. Onlardan biri şöyle diyor: “Artık babamsız geçen bayramları saymıyorum, çünkü saymaktan yoruldum. Artık Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'a seslenmiyorum. Çünkü o cezaevinde geçirmiş olduğu günleri unutmuş olmalı ki sesimize kulak vermiyor. Ondan dolayı Sümeyye Erdoğan'a sesleniyorum. Sümeyye Erdoğan da cezaevi yollarından geçmiştir. Sizce bir evlat babasından ayrı bir bayram geçirebilir mi? Babasız bayram geçirmeyi hak ediyor mu? Sizce bir evlat ayda bir saat ile baba özlemini ve sevgisini giderebilir mi? Gideremez. Çünkü ben her anım da babama ihtiyaç duyuyorum ve her anım da babamın yokluğunu hissediyorum. Taa iliklerime kadar…”
Bir tutuklu eşi ise şunu söylüyor: “Alınları secdeye değen insanlar var bugün yönetimde. O yüzden onlara çağrımız şu olacak: Bu zulmü bizlere reva görürseniz yarın Allah'a hesap veremezsiniz. Bir empati yapsınlar. Kimse bu vebalin altında kalkamaz. Biz Allah için sabır ediyoruz. Biz de biliyoruz ki yolumuz Kur'an'dır onun için bekliyoruz. Sabrediyoruz, Allah'u Teâlâ sabrımızı arttırmasaydı dayanamazdık. Bu yol peygamberlerin yoludur.”
Ey hükümet, mazlum Müslümanları, Hizbullah cemaatini insanlık dışı yöntemlerle ötekileştirip haklarında korkunç bir algı oluşturan derin, karanlık güçlerin ipiyle kuyuya inmeyi ne zamana kadar sürdüreceksin? Gelen giden bu mazlum camiayı vurmuş. Allah'tan ve imanından başka hiçbir dayanağı olmayan bu mazlum camiaya zulmeden güçlerin, yapıların kaderini hep birlikte görüyoruz.
Allah adildir ve adaleti sever. Bölge Müslümanlarına zulmeden Erkenekon'un akıbetini hep birlikte gördük. Camilerde Kur'an dersi veren Yusufileri örgüt üyeliği yaftasıyla zindanlara doldurup her birine 15 yıl, 20 yıl ceza veren vicdansız paralelci savcı ve hâkimlerin akibetleri de malum. 6-8 Ekim vahşetini Müslümanlara yaşatan PKK çetelerinin geldiği nokta da hiç parlak değil.
İşte burada hükümeti uyarıyorum. Mazlum Yusufilerin tahammülü kalmadı artık. Yusufilerin eşlerinin, çocuklarının, anne ve babalarının yürekleri ayrılığa ve zulme dayanma kapasitesini aştı. Mazlum yüreklerden yağmur gibi bedduaların üzerinize yağmasını istemiyorsanız eğer bu zulme son verin. Kimse sizden lütuf istemiyor. Yusufiler haklarını istiyor. Adil yargılanmayı istiyor. 28 Şubatın diğer mağdurlarına tanınan adil yargılanma haklarını talep ediyor.
Sakın mazlumların bedduasını küçük görmeyin. Nice iktidarlar güçlerinin zirvesindeyken zulme uğrayanların beddualarıyla tepetaklak olmuşlardır.