Kemalist zihniyetin hışmına uğrayarak hukuki linç yaşadılar.
Çeşitli oyun ve kumpaslarla ailelerinden ve toplumdan koparıldılar.
Kapısında, “Allah yok peygamber izinde” yazılı hücrelerde çeşitli işkencelere maruz bırakıldılar.
Zorla imzalattıkları sahte ve uydurma belgeleri delil kabul ederek, müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezalarına çarptırıldılar.
Bütün bu zulümler bir yana, sanki birer azılı “terörist”lermiş gibi bir de kamuoyunda algı oluşturdular.
Ne siyasi iktidarda ne hukuk nezdinde ne de medyada onların sesine ses verecek kimse yoktu. Herkes uydurulan iftiralar üzerinden onları topa tutuyordu.
2002’de AK Parti iktidara gelince bir umut ile sevindiler. “Bizimle birçok ortak paydası olan insanlar iktidara gelmiş ve bize uygulanılan adaletsizlikleri bertaraf edecekler” dediler.
AK Parti’nin çıraklık döneminde, “Bize yapılan zulümlerin farkındalar ancak daha tam muktedir değildirler...” diye hüsn-ü zan beslediler ve hem kavli hem de fiili destekte bulundular.
Kalfalık döneminde, “Devlet işine aklımız ermeyebilir, herhalde daha sırası gelmemiş...” diye hüsn-ü zana ve duaya devam ettiler.
Ustalık döneminde ise, fikir ayrılığına düştüler. Kimi “Tayyip bey mazlumlardan yanadır, bu adaletsizliğe er yada geç müdahale edecek” dediler. Kimi de tam tersine yorumlar yaptılar.
Derken 20, 25, 30 yıldır cezaevindeler...
Evet, Yusufi dede Ahmet Turan Kılıç ve diğer Yusufilerden bahsediyorum.
Her birinin yürek burkan birer hikayesi var.
Sadece bir kaç cümle ile Yusufi Ahmet Dede’den bahsedeyim.
Sivas olayı olduğu gün ve saatte Ahmet Dede olay mahallinde değildir. Bilakis ikamet ettiği mahallede bulunduğuna dair 15 mahalle sakini tarafından mahkemede şahitlik ediliyor. Olaydan 5 gün sonra evine operasyon yapılıyor ve uydurma delillerle tam 26 yıldır cezaevindedir.
Üstelik 85 yaşında ve ağır hasta. Hem de Sivas Numune Hastanesi’ndeki 8 uzman doktorun “Cezaevinde kalamaz” şeklindeki raporuna rağmen.
Kemalist zihniyetin gadrine uğramış nice Ahmet Dede’ler var Yusuf’un mekanında.
Sakın kimse “bunlardan haberimiz yoktu” demesin. Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bütün yetkili ve etkili merciler Yusufilerin mazlumiyetlerinden haberdardırlar.
Ey Yusuf suresini okuyan yetki sahipleri!
Ey Yusuf (a.s)’un kıssasını yaldızlı cümleler ile anlatan bir zamanın mücahitleri!
Okuduğunuz surenin, anlattığınız kıssanın benzeri bugün sizin yetkili olduğunuz bu ülkede yaşanmaya devam ediyor. Neden görmemezlikten geliyorsunuz?
Ey Yusuflar konusunda üç maymunları oynayanlar!
Ey adında “Adalet” olan ve her fırsatta “Adalet”e vurgu yapanlar, adil olun.
Mazlumların ahı arş-ı alayı titretiyor.
20, 25, 30 yıldır yaşatılan bu mağduriyetler daha ne kadar sürecek.
Unutmayın! Allah (c.c)’ın “El Adil” sıfatı hemen tecelli edebilir. Sizinle beraber toplum da Allah (c.c)’ın rahmet tokatından nasibini alır.
Yusuflar pozitif ayrımcılık istemiyorlar, af istemiyorlar, sadece adalet istiyorlar.
Adaletin hakim ve Yusufilerin özgür olduğu günleri görme temennisi ile...