28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi, İstanbul Zeytinburnu'nda basın açıklaması düzenledi.
15 Temmuz Meydanında düzenlenen basın açıklamasına, Mustazaflar Cemiyeti, Şehit ve Tutuklu Aileler Platformu, HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı ve çok sayıda kişi destek verdi.
Basın açıklamasından önce yapılan konuşmalarda yaşanan mağduriyetin son bulması istendi.
"Yıllardan beri FETÖ, FETÖ, FETÖ… diyorduk. Ama maalesef sesimizi duyan olmuyordu." diyerek konuşmasına başlayan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Temsilcisi Hasan Aydın, şunları kaydetti:
"Kardeşlerimiz FETÖ mağdurları olarak içerdeler. 10, 15, 20, 23 senedir içerdeler. 15 Temmuz itibarıyla FETÖ denmeye başlandı. Bu kardeşlerimizi suçsuz yere, haksız yere içeriye atıyorlar, diyerek sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. Ancak 15 Temmuz gecesine kadar maalesef FETÖ, FETÖ değildi. Ne zaman ki FETÖ tanklarla, toplarla, uçaklarla sokaklara döküldü, o zaman FETÖ oldu. Biz bunu önceden söylüyorduk. Yetkililere sesleniyoruz. Hadi diyelim 15 Temmuz yada 17/25 Aralık’a kadar FETÖ’nün FETÖ olduğunu bilmiyordunuz, 15 Temmuz'da FETÖ bütün pisliğiyle ortaya çıktı. Sizler de biliyorsunuz ve biz de önceden beri bu kardeşlerimizin haksız yere FETÖ kumpasları ve zulümleriyle içeriye atıldığını söylüyorduk. Madem ki FETÖ’nün böylesine yanlış, zalimane bir iş yaptığını ve kardeşlerimizi içeri attığını siz de fark ettiniz, o zaman adaletin tesisi ve tecellisi için artık bu zulüm yeter."
"FETÖ yargısı mağdurları ibaresi bu saatten sonra gerçekliğini yitirmiştir"
"Bizler iktidarda, mecliste değiliz ancak zulme ne zaman şahit olduysak bu zulmü meydanlarda duyurmak için elimizdeki bütün imkanları kullanarak seferber olduk ve olmaya da devam edeceğiz." diyen HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, "Ancak bir şeyi düzeltme ihtiyacı hissediyoruz. FETÖ yargısı mağdurları ibaresi bu saatten sonra gerçekliğini yitirmiştir. Çünkü FETÖ’nün emniyet, yargı yoluyla mağdur ettiklerinin net bir şekilde ortaya çıkmıştır ve bu mağduriyetleri giderecek olanlar da AK Parti iktidarıdır. Lafı eğip bükmeden şunu ifade etmek zorundayız: 28 Şubat zulmü gibi ifadeler, FETÖ yargısı mağduru gibi ifadeler şimdiye kadar bu zulmü anlatmada kullandığımız sözlerdi. Bundan sonra net bir şekilde şunu ifade edelim ki, bu artık bir AK Parti iktidarının vebali altındadır. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, ‘5, 10, 15 yıldır haksız bir şekilde cezaevinde yatan vatandaşlarımız var’ diyerek net bir şekilde ortaya koymuştur."
Elibüyük, "Bir önceki adalet bakanı olan Sayın Bekir Bozdağ, ‘Evet mağduriyetler var ama biz yeniden yargılama yolunu açarsak yargı sistemi çöker’ diyerek içerisinde bulunduğumuz durumu acı bir şekilde ifade etmiştir. Siz bir insanın bir günlük özgürlüğünün bedelinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? 15 yıldır çocuklarıyla bir kahvaltı sofrasında bulunmamanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Çocukları daha kundaktayken cezaevine girip genç kızlarının gelinliklerini giydiklerini göremeyen babaların hissiyatlarını anlayabiliyor musunuz? Evladına hasret giden, gözleri açık vefat eden anne ve babaların yaşadıklarını anlayabiliyor musunuz? " şeklinde konuştu.
"Vesayet kalksın diye Cumhurbaşkanını destekledik"
Cezaevinden kendisine gelen bir mektupta yazılanları özet olarak aktaran Şehit ve Tutuklu Aileler Platformu Başkanı Recai Yurdan, şunları söyledi:
"Cezaevinden bana şöyle bir mektup gelmişti: Biz 15 Temmuz gecesi sabaha kadar darbenin başarılı olmaması için dua ettik. Bir kesim de darbenin başarılı olması için alkış tutuyordu. Biz bir ay boyunca cezaevinde dua ederken ailelerimiz, çoluk çocuğumuz, 7’den 70’e herkes meydanlarda darbe gerçekleşmesin diye göğüslerimizi siper ettik. 15 Temmuz darbesi gerçekleşmedi ama vesayet denen olay hâlâ devam ediyor. Biz vesayet kalksın diye Sayın Cumhurbaşkanını destekledik."
"Bin yıl devam edecek denilen o meşum dönem hâlâ devam ediyor"
Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin ise yaptığı konuşmada adil yargılama yapmadığı gerekçesiyle kapatılan DGM ve özel yetkili mahkemelere dikkat çekerek, mağdurların yeniden yargılanması gerektiğini ifade etti.
Eşin, "Gönül isterdi ki 28 Şubat süreci sonuç ve kararlarıyla sona ersin. O dönem mağdur olan insanların hepsi özgürlüklerine kavuşsun ve mağduriyetleri giderilsin. Ama maalesef bin yıl devam edecek denilen o meşum dönem hâlâ devam ediyor. 20-25 yıldır cezaevinde olan insanlar bunun en büyük delilidir. O dönem bu mahkemelerde başkanlık yapan, savcılık, hâkimlik yapan, operasyonları yapan, polislerin belgeleri altına imza atan savcı ve hâkimlerin hepsi FETÖ üyesi olduklarından dolayı kimisi tutuklandı, kimisi görevden alındı, kimisi firari olarak aranıyor. Adil yargılama yapmadıkları için DGM’ler kapatıldı, özel yetkili mahkemeler kapatıldı. Eğer gerçekten sebep buysa bu mahkemelerin verdiği kararlar tekrar yargıya açılması gerekmez mi? Bu saatten sonra ismine ne denilirse denilsin şu anda cezaevinde olan Müslüman tutsakların özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmaların ardından basın açıklamasını, 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi adına Avukat Adem Aksu okudu.
"Bizler çeyrek asrı aşkındır eşleri, babaları, kardeşleri, oğulları dört duvar arasında olan mağdurlarız." diyen Aksu, "Yakınlarımız adil bir yargılamayla suçlu bulunarak cezaevine atılmadılar. Kimisi 28 Şubat darbe sürecinin o meşum döneminde Müslümanlara karşı yürütülen cadı avıyla gözaltına alındılar, haftalarca işkence gördüler, basın ve medyada afişe edildiler, düzmece ifadeler kendilerine zorla imzalattırıldı ve dönemin DGM’lerinde yargılanarak uzun süreli cezalar verildi." dedi.
"Ne Yusuf'u kuyuya atanlar ne de zindana atanlar payidar oldu"
Tarih boyunca nice zulümlerin yaşandığını, ders ve ibret alınmadığı için bu zulümlerin bedelinin ağır olduğu hatırlatan Aksu, "Ne Yusuf'u kuyuya atanlar ne de zindana atanlar payidar oldu. Yusuf'un maruz kaldığı iftirayı, mazlumiyeti ve mağduriyeti bile bile O'nun zindanda yıllarca kalmasına göz yumanlar da zulme sessiz kalmanın bedelini ödedi. Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ders ve ibretlerle dolu Yusuf kıssasından gereken dersi bugün dahi çıkaramayanlar, Yusuf aleyhi selamın maruz kaldığı haksızlığın, hukuksuzluğun bugün bir benzerinin sürmesine rıza gösterenler de akıbetlerinden endişe etmelidir. En nihayetinde Yusuflar muhakkak ki bu dünyada aziz kılınacak, ahirette de bahtiyar olacaklardır." diye belirtti.Aksu açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Onlar, 28 Şubat'ın brifingli yargısı ile FETÖ yapılanmasının emniyet ve yargıdaki unsurlarınca 20, 25 yılı aşkın zamandır zindanlarda olan Yusufilerdir. Bin yıl sürecek denen 28 Şubat darbesinin bugün de etkin oluşuna, Yusufilerin içinde bulunduğu durum şahitlik etmektedir. 28 Şubat darbecilerini yargılayacak, mahkûm edeceksiniz ama onların brifingleriyle mahkûm ettiklerini görmeyecek, haklarını iade etmeyeceksiniz! FETÖ elemanı polis, asker, savcı, hâkimleri terörist diye derdest edeceksiniz fakat onların terörist diye mahkûm ettiklerini görmeyecek, hepsini aynı zindanda tutacaksınız! Adil ve tarafsız karar vermediklerinden dolayı DGM ve özel yetkili mahkemeleri kapatacaksınız ama vermiş olduğu kararları iptal etmeyeceksiniz! Bunun izah edilir ve savunulabilir hiçbir yanı yoktur."
Gençken cezaevine girenlerin yaşlandığına, türlü türlü hastalıklara müptela kaldıklarına, kendileriyle birlikte anne ve babalarının da vefat ettiğine değinen Aksu, "Eşlerimiz, oğullarımız, babalarımız ne suç işledi ki bu zulümler onlara ve ailelerine reva görülüyor? Yakınlarımızın çıkması için elinden bir şeyler gelip de yapmayanlar, onları içeri atanlarla aynı vebali taşıyacaklardır. Bu vebalin altından kimse kalkamayacaktır." ifadelerini kullandı.
"Adaletin tecelli etmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyoruz"
Aksu, "Beklenti ve isteğimiz; yıllardır haksız ve hukuksuz gerekçelerle işlerinden olan, okullarını bırakmakta zorunda kalan, fişlenen ve yıllardır zindanlara mahkûm edilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için adalet mekanizmasının işletilmesidir. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ki, kendisi Mısır zindanlarında Muhammet Mursi’nin çıkması için açıklama yapıyor. Elbette ki bunu önemsiyoruz. Fakat kendi ülkesinde dönemin Sisileri tarafından zindana doldurulan Mursileri de görmeli, duymalıdır. Adalet Bakanına, tüm siyasi partilere ve kamuoyu vicdanına sesleniyoruz? Biz kimseden af istemiyoruz. Biz adaletin tecelli etmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyoruz. Ayrım yapmadan içerde olan Yusufiler dışarı çıkarılmalıdır." diye belirtti.
İLKHA