Yüzü Yıkamak

Abdulhakim SONKAYA

Abdestte yüzün yıkanması farzdır. “nereye yönelirseniz orada Allah'ın yüzü vardır” "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim". (En'am:79 ). Yüz, bir vecihtir. Yüz insanın istikbalidir. Hak Teâlâ namaz için kendisine yönelen yüzlerin parlak olmasını ister. Nuru yansıtmasını ister. Tozunun ve kirinin izale edilmiş olmasını ister.

SEFER TOZUNDAN KURTULMAK

“Yüzler var ki, o gün parıl parıl, güler, sevinir.” (Mutaffifin: 38 -39). Yüzlerin parıl parıl olması parlayabilmesi için pırıl pırıl olması gerekir. Pırıl pırıl olması için de yıkanması gerekir.

Ayette geçen “müsfir” hem sefer hem de sefir ile bağlantılıdır. İnsan sefer halinde olduğu için yüzü tozlanır. Çünkü sefer yolda olur. Yol da tozludur. Bu nedenle belli aralıklarla o yüzün yıkanması gerekir ki hem seferin tozu ve etkisi üzerinde görülmesin hem de parlaklığıyla etrafına umudun ve güzelliğin ve sevincin nişanı olsun. Buna göre bu hayat yolunda abdest almayan kimsenin veçhi daima tozlu ve yorgun olur. Güzellikleri yansıtmaz olur. Bu nedenle Peygamber (sav) “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağrılacaktır. Yüzünün nurunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” (Buhârî/Vudû-3) buyurur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.