HÜDA PAR Diyarbakır Ergani İlçe Başkanlığı 2'nci Olağan Kongresini düzenledi. Bir konferans salonunda gerçekleştirilen kongre, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından yoklama yapılarak, divan başkanlığı seçildi. Kongre, faaliyet ve mali raporun okumasıyla devam etti.
Kongrede katılımcılara hitap eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, iç ve dış gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“Üzülerek belirtmek gerekiyor ki bu coğrafyada yaklaşık olarak yüzyıldan beridir uygulanan batılı politikalar insanımızı değersizleştirdi” diyen Yavuz, 6-8 Ekim olayları üzerinden toplumun geldiği mevcut durumu değerlendirdi.
Yavuz, “Kendi komşusunu cani bir şekilde öldürebilecek bir anlayış bu topraklara mahsus bir anlayış mıdır? Siz değerli Erganililere bunu soruyorum. Özellikle yaşı belirli bir yaşın üzerinde olan muhterem ağabeylerime, ablalarıma soruyorum. Kendi komşusu düşmanı dahi olsa evine sığınmış olan insanı himaye eden, barındıran bir gelenekten; kendi komşusunun, hemşerisinin cesedini yakan bir barbarlığa biz nasıl geldik, bu hale nasıl düştük? Biz miyiz bu, yoksa bu insanlar gökten zembille mi indi? Bunu konuşmak zorundayız. Bunun sebebini bilmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Yaşanan sorunların ana sebebinin batılı politikalar olduğuna vurgu yapan Yavuz, “Maalesef Türkiye’de siyaset sonuçlar üzerinden adım atar, oysa meselelerin sebebi vardır. İşte bu meselenin de sebebi üzülerek belirtiyoruz ki; yüzyıldan beridir bu halka rağmen, bu halka dayatılmaya çalışılan batılı politikalardır. İsviçre’nin halkı için çıkarılmış olan bir kanun, Erganili kardeşimizi memnun etmez kardeşim. İtalyan halkının huzuru ve menfaati için çıkarılmış bir kanun Diyarbakırlı kardeşimizi memnun etmez. Neden suyu tersine akıtmaya çalışıyoruz. Onun için şu anda bu memleketin en acil ihtiyacı budur: Erganiliye, Diyarbakırlıya, Yozgatlıya, Edirneliye hitap edecek, onların üzerine rahat bir şekilde oturacak bir elbiseyi onlara giydirmektir. Siyasetin şu andaki bu halka olan namus borcu budur. Başka türlü yüzyıldan beridir, idare edildiğimiz batılı ve batıcı politikalar İtalyanlara, Almanlara ve İsveçlere göre hazırlanmış kanunlarla bu toprakları idare etmeye kalkarsanız çok iyi niyetli çabaların içerisinde de olursanız başarıya ulaşamazsınız."
Yavuz, yaşanan bu sorunlarını önüne geçmek için halkın inanç ve değerleriyle barışık yeni bir anayasanın elzem olduğunu vurguladı.
"Tehlike çanlarının çalmasına sebebiyet veren bir halin içerisindeyiz"
Toplumsal hayatta tehlikenin kendisini gösterdiğine dikkat çeken Yavuz, sözlerine şöyle devam etti:
“Bakın çok iyi niyetlerle 2002 yılından bu yana iktidara gelmiş AK Parti’nin hakkını yemeyerek, hakkını teslim ederek söylüyorum. Çok iyi niyetli çabaları ve toplumsal anlamda güzel icraatları oldu. Altına imzamızı attığımız ve zaman zaman da bu memleketin iyiliğine olduğunu düşündüğümüz şeylerde desteklediğimiz icraatları oldu. Gelin görün ki toplumsal hayata lütfen bir bakın. Hem siyasi hem de sosyal hayatta tehlike çanlarının çalmasına sebebiyet veren bir halin içerisindeyiz. Sizlere soruyorum şu gençliğin içerisine düştüğü manevi buhranın tehlikesinin farkında mıyız? Uzağa gitmeye gerek yok, kendi öz çocuğumuz anne ve babası olarak bizleri 10 dakika dinlemeye değer bulmazken, müdahale etmediğimiz takdirde 10 saat internetin başından kalkmıyorsa burada durup düşünmemiz gerekiyor. Öyle bir zamandayız ki hiç kimse artık kimseyi kandıramaz, mutlaka açığa çıkacak. İşte buyurun bir gerçekle yüz yüze kalmamız gerekiyor: çocuklarımızı kaybediyoruz, nesillerimizi kaybediyoruz." diye konuştu.
Boşanma oranlarının arttığına vurgu yapan Yavuz, “Lütfen artan boşanma oranlarına bir bakın, insanlar birbirlerinden memnun değiller. Sadakat ortadan kalkmış. Sadece siyasette değil, ticaret ve sosyal hayatta menfaat ana ilke haline gelmiş. Eşler birbirlerine menfaat gözüyle bakıyor. Sadakat, beraber Allah’ın rızasını kazanma ve cennete gitme bir kenara konulmuş. ‘Bana dünyalığımı ne kadar temin edersin’ anlayışına dönülmüş. Böyle olunca menfaat üzerine dönen siyaset nasıl ki canavarlık oluşturuyorsa, menfaat üzerine dönen evlilik de canavarlaşıyor, canavarca hislerle eşler birbirinden ya uzaklaşıyor ya da Allah muhafaza birbirlerinin hayat hakkına kast ediyorlar. Artan boşanma oranlarına bakın lütfen. Korkunç derecede artıyor. Yolsuzluk ve hırsızlık vakalarına bakın lütfen. Artan suç oranlarına bakın. Ters giden bir şeyler var. Bunu bir siyasi partiyi mahkûm etmek veya ‘biz olsak daha iyisini yaparız’ demek için söylemiyorum. Bu bir partiyi aşan bir meseledir. Bu toplumsal olarak hepimizi ilgilendiren bir meseledir. Bu sadece HÜDA PAR’ın, AK Parti’nin, CHP’nin, MHP’nin, Saadet Partisinin meselesi değildir. Bu 80 milyon vatandaşımızın huzurunun temin edilip, edilmemesi meselesidir. Evet, siyaset kurumunun birinci görevi halkın huzurunu temin edecek siyasetler geliştirmektir. Ortaya konulan siyasetler gerginlik, huzursuzluk üretiyorsa o siyasetin bırakılması gerekiyor.” diye belirtti.
Siyasi partilerin halkın vicdanının sesi olmak zorunda olduğunu söyleyen Yavuz, “İşte içerde maalesef bu şekilde gelişmeler yaşanırken, dışarda ise çok farklı gelişmeler yaşanıyor. Onun için HÜDA PAR siyasetinin eksenine menfaati değil, insan ve adalet kavramlarını yerleştiriyor. Neye mal oluyorsa olsun, insan ve adalet. Siyasi partiler bu halkın vicdanının sesi olmak zorundadır, onları göz ardı edemez. Bu halkın talep ve beklentilerinin mutlaka idari mekanizmasına yansıtılması gerekiyor. Halkın inanç ve değerleriyle ilgili, halkın maddi ve manevi ile ilgili taleplerin hiçbir pazarlığa konu edilmeden mutlaka ama mutlaka siyasetin gündemine taşınması ve bunun icraata dökülmesi gerekiyor.” dedi.
Yavuz, "HÜDA PAR batılı politikanın kadınlara bakan icraatlarını da ret etmektedir. Bunu doğru bulmamakta, kadına verilecek en büyük kariyer ve statünün onun annelik vasfının olduğunu bu vasfa halel getirecek, bu vasfı ortadan kaldıracak hiçbir icraatın meşru olmadığına inanmakta, anneye en büyük statü, en büyük kariyer olan anneliği tercih eden ve bunu hayatının eksenine koyan kadına kadınlarımıza maaşın verilmesini bu halka taahhüt etmektedir." ifadelerini kullandı.
Irak Kürdistan Bölgesi'nde gerçekleştirilen referanduma da değinen Yavuz, halkın kararına saygı gösterilmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını söyledi.
Yavuz, "Bu halkın bu kararını suçlayıcı, mahkum edici, gerginliği tırmandırıcı, onlar aleyhine şeytanlaştırıcı bir duruma getirmenin ne bu memlekete ne bu coğrafyaya ne de başka bir çatışmayı kaldırmayacak olan İslam coğrafyasına hiçbir faydası olmayacaktır. Biz siyaset kurumu ve mekanizmasının sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Söylemiş oldukları sözlerin özellikle bu coğrafyada, kendi ülkemizde kendi memleketimizin insanlarının vicdanında nasıl tesir bıraktıklarının farkına varmalarını istiyoruz. Özellikle Kürdistan coğrafyasında, bu topraklarda yaşayan siyasal iktidarın siyasi parti temsilcilerinin buraya yansımalarını korkmadan, hiçbir endişeye kapılmadan raporlaştırıp ‘efendim yapmış olduğunuz bu konuşmalar, dile getirmiş olduğunuz bu hususlar bizim halkımızı yaralıyor, insanlar bunu yanlış anlıyor, biraz daha gerginliği azaltıcı, biraz daha toplumsal barışı ve toplumsal bütünlüğü dikkate alıcı konuşmalar yapmalısınız.' diye uyarmaları gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.
Yavuz’un konuşmasının ardından seçime geçildi. Seçimde delegelerin tüm oylarını alan mevcut başkan M. Emin Buran güven tazeledi.
Tekrar ilçe başkanı seçilen Buran yaptığı konuşmasında çalışmalarında azimle devam edeceğini belirtti.
Kongrenin sonunda Yavuz ve ilçe yöneticileri beraber aile fotoğrafı çektirdiler.
Kongreye, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Metin Kaya, Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, Başkan Yardımcısı Metin Turan, AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Şükrü Sayan, CHP İlçe Başkanı Mustafa Aslan ve partililer katıldı. (M. Hüseyin Temel- İLKHA)