Allah'u Teâlâ bu dünyayı mükâfat ve ceza diyarı olarak değil, imtihan ve sınama diyarı olarak yaratmıştır. İnsanoğlunun yaşam ve mücadelesinin her anında bu imtihanın şartları geçerlidir.
İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem'in iki çocuğu Habil ile Kabil arasında başlayan mücadele kıyamete dek devam edecektir. Zalim ile mazlum, iman ile küfür, hak ile batıl arasındaki bu savaş bazen zalimin bazen de mazlumun lehine olagelmiştir.
Bu mücadelenin yanında zalimlerin zalimlerle olan savaş ve mücadelesi de var olmuş ve kıyamete dek de devam edecektir. Allah'u Teâlâ, bir zalimi başka bir zalime musallat etmiş, zalimi başka bir zalimin eliyle cezalandırmış. Dilediği zaman dinini zalimin eliyle de olsa güçlendirmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: “İşte kazandıkları (günahları)ndan ötürü zalimlerden bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız.” (En'am: 129)
Peygamber aleyhisselam da zalimin zalimle cezalandırılmasını ve hepsinin topyekûn ortadan kaldırılmasını şöyle tarif etmiştir: ‘Zalim Allah'ın kılıcıdır, yoldan çıkmış azgınları onunla cezalandırır. Sonra o zalimden de intikam alır.'
Aziz ve celil olan Allah şöyle buyurdu: ‘Buğzettiklerimle buğzettiklerimden intikam alırım. Sonra da döner hepsini cehenneme döker sürer, atarım.'
Batı dünyasında gerçekleşen Birinci ve İkinci Dünya savaşları, İslam âlemindeki diktatör ve zalimlerin yerine göre başka bir zalim tarafından devrilmesi bu sünnetullahın sonuçlarındandır.
…
Burada dikkat edilmesi gereken esas melese, Müslümanların zalimler arasındaki menfaat ve çıkar eksenli çatışmalarda taraf olmamalarıdır. Bir zalime karşı başka bir zalimin safında yer almamasıdır. Tarihte olsun günümüzde olsun bütün zalimler kirlidir, necistir, hakkın ve mazlumların düşmanıdır.
Amerika Rusya'dan, israil İngiltere'den, Çin Almanya'dan, Fransa İtalya'dan… Hepsi birbirinden pis ve necistir. Dün, ümmet coğrafyasını bölen, parçalayan, fitne tohumlarını eken İngiltere ve Fransa'nın görev ve misyonunu bugün Amerika almış. Eline fırsat geçse Rusya ve Çin onlardan geri kalmaz. İslam âlemindeki uşak ve hizmetçileri onlardan daha necistir. Elbette ki bu güçler arasındaki çatışmadan ümmet olarak istifade edilmeli. Ama hiçbir zaman bunlardan yana meyil, tarafgirlik ve dostluk olmamalıdır.
Allah'u Teâlâ, zalimlere meyletmenin tehlikeli sonucunu şöyle bildirmiştir: “Zalimlere en ufak bir meyil göstermeyiniz. Yoksa size de cehennem ateşi dokunur.” Hud: 13
Müslümanlar, zalimlere değil, birbirlerine meyletmeli, hakk üzere kardeşane ve dostane ilişki ve ittifaklar kurmalıdırlar. Ümmetin kurtuluşu ve yeryüzünün adalet üzere imarı ancak bu yolla gerçekleşecektir.