Şafi, Maliki ve Hanbeli mezhebine göre; zekât, fıtır sadakası ve kefaretleri verirken onları kendi cinslerinden veya fıkıh kitaplarında geçtiği üzere o beldenin yaygın olan tahıllarından vermek gerekir. Bunların yerine para veya başka bir mal vermek caiz değildir. Bu görüşe giden âlimler, Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) fıtır sadakası ve kefaretlerle ilgili uygulamalarını delil olarak getirirler. Abdullah İbn Ömer'den (radiyallahu anh) şöyle nakledilmiştir:
Hz. Peygamber fıtır sadakasını 1 sâ' (dört avuç) hurma ve 1 sâ' arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir (Buhârî).
Hanefi mezhebi ve asrî bazı âlimlerin verdiği fetvaya göre ise; zekât, fıtır sadakası ve kefaretleri, hadislerde geçen yiyecekler üzerinden verme zorunluluğu yoktur. Onların kıymetinde olacak miktarda para vermek de caizdir (El Mevsilî, El İhtiyâr I, 160; Zuhaylî, Fetâvâ Muâsıra s.41). Çünkü asıl olan, fakir ve mağdurların ihtiyaçlarıdır. Para kendi ihtiyaçlarını karşılıyorsa bunu vermek çok daha iyidir.
İçerisinde bulunduğumuz bu asırda fakir ve mağdurların nakit paraya olan ihtiyacı toprak mahsullerinden çok daha fazladır. Bu bakımdan ikinci görüşle amel etmek daha isabetli ve daha faydalıdır.