İslam; malı olana zekat verme farizasını, malı olmayıp da manevi zenginliği olana da tezkiye etme vecibesini yüklemiştir. Ayeti kerimede buyrulduğu üzere zekat sınıfı sekizdir(Tevbe:60). Bu, aynı zamanda manevi yönden tezkiye edilmeye muhtaç olan sekiz sınıftır. Yani nasıl ki zekata muhtaç sekiz sınıf varsa aynı şekilde tezkiye edilmeye de muhtaç sekiz sınıf vardır. Örneğin, maddi açıdan fakir olana zekat verilir. Buna mukabil, maddi durumu olmakla birlikte manen fakir olan kimse tezkiye edilir. İslam, zekat farizasını maddi yönden zengin olanların; tezkiye vecibesini de manevi yönden zengin olanların yerine getirmesini emrediyor.
Zekat verileceklerin birinci sınıfı fakirlerdir. Fakir; geçim için mala ihtiyaç duyan kimsedir. Fakir kelimesinin bir anlamı da omurga kemiğidir. Yani fakirlik bel büker. Bunun gibi bazı kimseler maneviyat fakiridir. Kalp fakiridir. Maddi fakirlik, insana ağırlık yapar, belini büker. Oysa manevi fakirlik insanı kirli yapar. Bu nedenle Arapçada kire de “fakr” denilmiştir. Buna göre Müslümanlar, sadece zekat verecekleri malî fakirleri değil, aynı zamanda manevî fakirleri de arayıp onları tezkiye etmeye çalışmalıdır.
Zekat verileceklerin ikinci sınıfı miskinlerdir. Miskin; maddi yoksulluktan dolayı hareketten ve takatten kesilerek toprağa sürünen kimsedir(Beled:16). Maddi açıdan miskin kimse, topraktan kurtulmaya çalıştığı halde takatten düştüğü için bundan kurtulamıyor. Buna mukabil, diğer miskin, kendi kendini toprağa mahkûm eden kimsedir. Maddi açıdan miskin topraktan muzdariptir. Oysa mana yoksulu miskin kimse toprağın aşığıdır. Kendi kendini toprağa yani dünyaya ve nefse mahkûm eder. Baştaki miskin zekata, sondaki miskin ise tezkiyeye muhtaçtır.
Zekat verileceklerin üçüncü sınıfı zekat memurlarıdır. Yani maddi zekatı toplayanlar aynı zamanda zekat sınıfıdır. Öte yandan manevi tezkiye için gayret edenler, aynı zamanda ilmi donanıma ruhani motivasyona muhtaçtır. Nasıl ki maddi zekat memurlarına maddi bir motivasyon gerekiyorsa aynı şekilde tezkiye memurlarına da manevi bir motivasyon gerekiyor.
Zekatın dördüncü sınıfı Müellef-i kulüp yani kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlardır. Müellef-i kulüp mefhumu, sadece gayri Müslimlere taalluk etmez. Sıkıntıdan, stresten, manevi boşluktan dolayı kalbi dağınık, gönlü buruk ve de soğuk kimseler olabilir. Bunların kalplerinin derlenip toplanması, coşkulu ve mutmain bir hale gelmesi için bunlara manevi zekatı, yani tezkiyeyi vermek gerekir. İman nurundan mahrum, sevgiden ve sıcak bir ilgiden mahrum her insan, Kalbi ısındırılmaya ve derlenmeye muhtaçtır. Binaenaleyh Müellefe-i kulüptür.
Zekatın beşinci sınıfı kölelerdir. Köle olan kimse azat olmak için paraya ihtiyaç duyabilir. Bunun için kölelere zekat verilir. Öte yandan parası olan ve fakat nefsine köle olan kimseye zekat ne yapacak. Bunu ancak tezkiye azat eder. Nefsine, dünyaya, makama köle olan kimsenin azat olması zekatla değil, ancak tezkiyeyledir. Onun korku ve şehvet boyunduruğundan kurtarılmasıdır.
Zekatın altınca sınıfı borçlulardır. İnsanlara borçlu olup bunu ödeyemeyen kimseye zekat verilir ki minnetten ve mihnetten kurtulsun. Buna mukabil her insan Allaha borçludur. Allah’ın(c.c) borcunu ödemesi için insana zekat değil, tezkiye lazımdır. Bilinç lazımdır. Mal sahipleri borçlulara zekat; tebliğciler de Allahın hakkının fakında olmayanlara tezkiye verirler.
Zekatın yedinci sınıfı Allah yolunda çalışanlardır. Bunlar hem zekata hem de tezkiyeye muhtaçtır. Zekat, onların maddi ihtiyaçları içindir. Bunların manevî, ruhanî ve ilmî bir donanıma sahip olmaları gerekir. Bu da zekatla değil tezkiyeyle olur. Buna göre Allaha yolunda çalışanlara maddi zenginler zekat; manevi zenginler de tezkiye verecektir.
Zekatın sekizinci sınıfı yolda kalmış olanlardır. Yolda kalmışlık iki türlüdür; Yol masrafına sahip olmadığı için yolda kalmış olmak. Korkudan, rahatlıktan, cahillikten v.s dolayı Allah yolunda seyirden geri kalmak. Baştakiler zekata; sondakiler ise tezkiyeye muhtaçtır. Zekatla ihtiyacını temin eden kimse, yola devam ederek yol mahkumu olmaktan kurtulur. Aynı şekilde tezkiyeye muhtaç kimse bunu alarak güç ve cesaret, Ruh kazanır. Böylece yol mahkumu olmaktan kurtulur.
Maddi ihtiyaç ve mahrumiyet zekat sınıflarını; manevi ihtiyaç ve mahrumiyet ise tezkiye sınıflarını belirler. Mal zenginleri, zekatı; mana zenginleri tezkiyeyi verir. Her Müslüman zekatın ve tezkiyenin faili olmaya çalışmalıdır(Mü’minun:4). Peygamberin(sav) malı olmamış ki zekat versin. Ama o, tezkiye edicidir. Onun bir vazifesi de budur(Bakara:151). Zekat sınıfı, aynı zamanda “Tezkiye esnafı” olmaya çalışmalıdır. Böylece Zekat verdikleri kişi, maddi olarak ihtiyaçtan kurtulurken aynı zamanda manevi olarak da tezkiye olsun.
Ferdin ve toplumun kemali için zekat ve tezkiye faaliyeti yapan Müslümanlara selam olsun.