BATMAN - Ramazan ayı oruç farziyetinin yanında yardımlaşma, dertlilerin derdini azaltma, sevinçleri arttırma ayıdır. Ramazan ayında maddi durumu iyi olan mü'minlerin yerine getirdiği farziyetlerden birisi de zekâttır. İslam'ın beş şartında biri olan zekât Kur'an-ı Kerîm'in 32 yerinde, namazla birlikte emredilmektedir. Zekât sayesinde fakirlerin zenginlere karşı kalblerindeki haset ve kıskançlık ortadan kalkar. Kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur. İslâm dini, toplumun dertlerini tedavi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. Allah'ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar.
Zekâtın toplumsal yönünü, fıkhi boyutunu ve manevi faziletlerini Doğruhaber'e anlatan Molla Beşir Şimşek hoca, zekât kurumunun hakkıyla işletilmesi halinde toplumda fakir ve muhtaç insanının kalmayacağını vurguladı.
Zekât Toplumsal Bir İbadettir
Zekâtın ferdi bir ibadet olduğu gibi aynı zamandan toplumsal yönünün de olduğunu ifade eden Molla Beşir Şimşek, zekâtın toplumsal yönünü anlattı. Zekât ibadetine önem verilmediği ve hakkıyla yerine getirilmediği için toplumda ciddi bir sosyal adaletsizliğin olduğuna vurgu yapan Şimşek hoca, "İnsanlar fakir ve zengin diye iki sınıftan oluşuyor. Allah'u Teâla kimi insanı fakirlikle kimisini de zenginlikle imtihan ediyor. Dolayısıyla bu iki sınıf insan arasındaki kaynaşmayı sağlamada, köprüyü kurmada en büyük etken zekâttır. Hakikaten zekâtın önemi toplumumuzda yeterince anlaşılmadığı için bugün birçok sıkıntı yaşanıyor. Yani yaşadığımız sıkıntıların bir sebebi de bu ibadetin ihmal edilmesinden kaynaklanıyor.
Zekât, Kardeşlik Vesilesidir
Zekât ibadetinin hakkıyla yerine getirilmesi durumunda toplumda fakir insanların kalmayacağını belirten Şimşek hoca, "Bir memleketin ve yörenin zengin olan insanları Allah'u Teâla'nın kendilerine emrettiği şekilde kendilerine vermiş olduğu maldan zekâtlarını verseler o yörede ve şehirde fakir hiçbir insan kalmayacak. Bununla beraber toplumun bu iki tabakası arasında güçlü bir kardeşlik hâsıl olacak. Bu gün insanlar arasındaki kin, nefret, adavet gibi duyguların belki de büyük bir kısmı bundan kaynaklanıyor. Hatta şunu da söyleyebiliriz: Bugün yeryüzündeki katliamların ve savaşların en büyük sebebi de bu iki sınıf arasındaki farklılıktan kaynaklanıyor" diye konuştu.
Kendinizi Zekât Verilenlerin Yerine Koyun
Ramazan ayı gelince fakir ve ihtiyaç sahiplerinin kendilerine zekât verilmesini beklediği gibi zengin olanların da zekâtını özellikle bu mübarek ayda vererek daha çok sevap kazanmak için bu ayı beklediklerini dile getiren Şimşek Hoca, "Zengin kardeşlerimiz zekâtlarını verirken malının en değerlisinden ve en kötüsünden değil ikisi arasındaki maldan çıkarması lazım. Ayrıca her zaman zengin kardeşlerimiz kendilerini zekât verecekleri fakir insanların yerine koysun. Kendisi fakir olsaydı acaba zengin kardeşinden nasıl bir malın kendisine zekât olarak verilmesini beklerdi. Zekât verecek olanlar bunu düşünerek zekâtını vermelidir" diye konuştu.
Zekâtınız İslami STK'lar Aracılığıyla İhtiyaç Sahiplerine Ulaşsın
"Zekât verecek insanlar işlerinin yoğunluğundan fakir insanlara ulaşmakta zorluk çekebilirler" diyen Şimşek Hoca, bu durumda olan kişilerin zekâtlarını hayır işleri yapan İslami Sivil Toplum Kuruluşlarının aracılığıyla gönül rahatlığıyla verebileceklerini söyleyerek şöyle konuştu: "Zengin olan insanlar malındaki zekâtı çıkarttıktan sonra bu zekâtı fakir fukara insanları bularak vermekle mükelleftir. Bu gün zekât veren insan işini gücünü bırakıp bu tür insanları bulmakta zorluk çekebilir. Toplumumuzda bu hayır işlerini yapan İslami Sivil Toplum Kuruluşlarımız, yardım derneklerimiz ve gıda bankaları var. Kendilerine fakir insanlara yardım etmeyi misyon edinmiş bu kurumlarımız sadece Ramazan'da değil diğer aylarda da fakir insanlara yardım ulaştırmak için çalışıyor. Bunlar yardıma ihtiyacı olan kişileri ve aileleri de tespit ediyorlar. Zenginlerimize düşen bu kolaylıktan yararlanmasıdır. Zengin olan insanların fakir insanları bulmak için işlerinden dolayı zamanları olmaz. Onun için zengin olanlar bu yardım dernekleriyle birebir irtibata geçip yardımlarını mümkün mertebe bu tür yerlere teslim etsinler. Hatta onlarla beraber gidip fakir olduğu tespit edilen insanları ve evlerini görsünler. Yardım dernekleri nasıl çalışıyor onu da görsünler. Böyle yaparlarsa zekât verdiklerinde hem gönülleri rahat olur hem de zekâtlarının nereye gittiğinden emin olurlar."
Ramazan'ın Bereketinden Efendimiz Gibi İstifade Etmeliyiz
Bizim için en güzel örnek olan Peygamber Efendimizin (s.a.v) bile Ramazan ayında daha çok sadaka verip ihtiyaç sahibi insanlara yardım ettiğini belirten Şimşek Hoca, Peygamber Efendimizi örnek almamız gerektiğine dikkat çekti. Şimşek hoca şöyle konuştu: "Peygamber Efendimiz, Ramazan ayı girdiğinde bu mübarek ayın faziletlerinden yararlanmak için bu ayda daha çok cömert oluyordu, daha çok sadaka veriyordu, daha çok infakta bulunuyordu ve fakir fukarayı daha çok gözetiyordu. Dolayısıyla biz Müslümanların da Peygamber Efendimizi örnek almamız lazım. Bu mübarek ayın faziletlerinden ve bereketinden dolu dolu yararlanabilmek için sadaka vererek, infakta bulunarak, fakir fukarayı gözeterek, insanlara şefkat elimizi uzatmalıyız. Bu zaman dilimi bizim için iyi bir fırsattır. Bunu her yönüyle değerlendirmemiz lazım" (Şükrü Gündüz - İLKHA)