Adana’da basın mensuplarıyla kahvaltıda buluşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, burada yerel ve ülkenin sorunlarına değindi, sorunların çözümü noktasında yetkililere çağrıda bulundu.
Yapıcıoğlu, kentin yerel sorunlarının yanında Türkiye’nin gündeminde yer alan; emekli maaşları, alkolden kaynaklı ölümler, Öğretmenlik Meslek Kanunu, 3 Suriyeli gencin vahşice yakılarak öldürülmesi ve Birleşmiş Milletlerin Yemen’e uygulanan gıda yardımını kısıtlaması konularına değindi.
Adana’da birçok ziyaretlerde bulunduklarını ve Adanalının gözünden memleket sorunlarını görmeye çalıştıklarını belirten Yapıcıoğlu, "Memleketin her tarafında olduğu gibi Adana’da da birinci gündem ekonomi. Dövizdeki dalgalanma halen konuşulmaya devam ediyor. Fiyatların ani yükselişinden sonra alınan kararlardan dolayı şiddetli serbest bir düşüş yaşandı. Dolar bu sabah itibariyle 11 TL civarında. Fakat bu düşüş henüz fiyatlara yansımış değil. Adana’da görüştüğümüz çiftçilerde dövize bağlı olarak yükselen gübre ve akaryakıt fiyatlarından şikâyetçi ve dövizde yaşanan düşüşün fiyatlara yansımamasını şiddetle eleştiriyorlar. Görüştüğümüz esnaflar zamlanan fiyatların kısa sürede düşmeyeceğini düşünüyorlar. Çünkü döviz yüksekken aldıkları ürünler ellerinde olduğu müddetçe fiyatları çok fazla indiremeyeceklerini söylüyorlar. İstanbul Ticaret Odası Başkanı’nın dediği gibi gerçek şu ki füze hızıyla çıkan fiyatların paraşüt hızıyla inmesi doğru değildir. Umuyoruz ki dövizin düşüşüyle birlikte etiket fiyatlarının düşsün ve hayat pahalılığından dolayı bezmiş olan insanların şikâyetleri azalsın." dedi.
"Emekli maaşlarına zam yapılmalı"
2021 yılı için asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik zam hakkında o dönem yapılan zamma paralel olarak yapılan diğer zamların durdurulmadığı takdirde maaşlara yapılan zamların eriyeceğini söylediklerini hatırlatarak "İşçi ve emeklilerin maaşlarına yapılacak zammın enflasyonun altında kalmaması gerektiği yönünde düşüncemiz var. Özellikle memur emeklileri işçi emeklilerine göre kısmen daha iyi maaş almalarına rağmen işçi emeklilerinin açlık sınırının yarısı kadar bir maaşla geçinmeye çalıştıklarını ve bu emeklilerin maaşlarına zam yapılması noktasında bir görüşümüz var." dedi.
"Sadece içkinin sahtesinin öldürdüğü yönünde oluşturulan algı yanlıştır. İçkinin normali de öldürüyor"
Ülke genelinde sahte içkiden dolayı ölenler birlikte tekrar gündeme gelen alkole bağlı ölümler hakkında değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Sahte içkiden ölenlerin sayısı 100’e yaklaştı. Halen hastanelerde tedavi gören vatandaşlarımız var. Sadece sahte içki öldürmüyor. Sahte içki hemen öldürüyor ama normal içki de insanı yavaş yavaş öldürüyor. İnsanın akıl ve beden sağlığına, toplumsal sağlığa ciddi şekilde zarar veren içki ile ilgili farkındalık oluşmalıdır. Sadece sahte içkiye dikkat çekilmesi bu farkındalığa olumsuz anlamda etki etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Alkollü içkiler nedeniyle her yıl yaklaşık 2,5 milyon insan ölmektedir. Bu ölenler sahte içkiden dolayı ölenler değildir. Alkol ve buna bağlı hastalıklardan ölen insanların çokluğuna rağmen sanki sadece içkinin sahtesinin öldürdüğü yönünde oluşturulan algının yanlış olduğunu buradan ifade etmek istiyorum." şeklinde konuştu.
Uzun süredir beklenen ve şimdi gündeme gelen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun sevindirici olduğunu dile getiren Yapıcıoğlu, basın toplantısına ülkedeki diğer önemli başlıkları değerlendirerek devam etti.
"Başkası tarafından bize yapılan vahşete karşı bizim tarafımızdan başkasına yapılan vahşete de tepki gösterilmeli"
3 Suriyeli gencin 16 Kasım’da İzmir’de yakılarak katledilmesine de değinen Yapıcıoğlu, bu vahşeti bir dönem Almanya’da Neo-Nazilerin Türkiyeli vatandaşların evlerini kundaklamasına ve onları yakmasını hatırlattığını dile getirdi.
"Maalesef bizden birileri bize sığınan birilerini yaktığında Neo-Nazilerin bizim vatandaşlarımız yaptıkları aynı vahşete yaptığımız tepkileri gösteremedik. Bu da bizim ülkece ayıbımız oldu. Bu konu maalesef halen siyasetin gündemine girebilmiş değil. Benzer olaylara hak edilen tepkiyi göstermezsek bu vahşetin benzerlerini yapmak isteyenlere cesaret vermiş oluruz. Herkes mutlaka bu olaylara tepki göstermelidir. Vahşet sadece başkası tarafından biz yapılan değil bizim tarafımızdan başkasına aynı zulüm yapıldığında da tepkimizi ortaya koyabilmeliyiz." ifadelerini kullandı.
"Dallarda kalmış limonlar önümüzdeki dönemi ciddi şekilde etkileyecek"
Adana’da yaptıkları temaslarda özellikle çiftçilerle görüştüklerini ve sıkıntılarını dinlediklerini ifade eden Yapıcıoğlu, "Gerçekten çiftçi dertli. Adana gibi bir tarım kentinde çiftçiler burnundan soluyor. Artan gübre fiyatlarından dolayı bazı çiftçiler önümüzdeki dönem tarlasını ekemeyecek. Girdi fiyatları o kadar yükseldi ki yetiştirdikleri mahsulü satarken masraflarını çıkartmaktan endişe ediyorlar. Bilindiği gibi limon üreticilerinin 2020 yılının nisan ayında ihracata yapılan kısıtlamanın etkileri halen devam ediyor. Narenciye bahçelerini gezdik ve dallarda duran limonları gördük. Bazı limon yetiştiricileri, ücretsiz bir şeklide limonları vermelerine rağmen bu ücretsiz verilen limonları sadece işçilik parası ödeyerek toplamaya yanaşmayanların olduğunu söylediler. Dallarda kalmış limonlar önümüzdeki dönemi ciddi şekilde etkileyecek."
"Adanalılar kentin siyasetçilerce sahipsiz bırakıldığından şikâyetçi"
Adanalıların hemen hepsinin Adanalı siyasetçilerin kente yeteri ilgili göstermediklerine dair şikâyetlerin kendilerine iletildiğini belirten Yapıcıoğlu Parti ayrımı yapmaksızın Adana’nın siyasetçilerce sahipsiz bırakılmış bir kente dönüştürüldüğünü ifade etti.
Yapıcıoğlu, "Özellikle Adana’nın güneyinde çarpık kentleşme neticesinde plansız ve daracık sokaklar, trafik sorunu ve buna bağlı birçok sorun baş gösteriyor. Adana nüfus olarak Türkiye’nin 6’ncı büyük kenti olmasına rağmen uyuşturucuyla ilgili istatistiklerde Adana’nın İstanbul’dan sonra en fazla uyuşturucunun kullanıldığı yer olarak kayıtlarda yer alıyor. Bu yoğun uyuşturucu kullanımı, gençlerimizi pençesine düşüren uyuşturucu baronlarına karşı yeterince mücadele edilmediğini bizlere göstermektedir. Daha önceden de İçişleri Bakanlığı tarafından uyuşturucuyla mücadele konusunda planlar ve çalışmalar yapıldı. Fakat yapılan bu çalışmaların yeterli olmadığını istatistikler bizlere gösteriyor. Yeniden ciddi tedbirlerle Adana’nın bu illetten kurtulması için bazı adımların atılması gerekiyor." dedi.
"Birleşmiş Milletler’in Yemen’de 8 milyon insana yapılan gıda yardımı kısması oradaki insani krizi büyütür"
Yemen’de yaşanan insani kriz hakkında da konuşan Yapıcıoğlu, Birleşmiş Milletler’in Dünya Gıda Programı tarafından Yemen’de 8 Milyon insana yapılan gıda yardımını kıstığını belirterek şunları söyledi:
"Neredeyse Yemen nüfusunun tamamının yardıma muhtaç bir haldeyken böyle bir kararın alınması oradaki insani krizi büyütür. Çağrımızı tekrar yineliyoruz. Başta Yemen olmak üzere iç savaşla boğuşan bütün memleketlerde bu iç savaşın bir an önce sonlandırılması için herkes elini taşın altına koymalı ve küresel barışı tehdit eden çatışmaların bir an önce sonlandırılması için ilgili kesim ve kuruluşlar bir an önce harekete geçmelidir." (İLKHA)