Partisinin 1.Olağan İl Kongresinde konuşan Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İç güvenlik paketinden yolsuzluğa, Siyonist İsrail’in Lübnan Hizbullah’ına saldırmasından Fransa’da yayımlanan karikatüre, Cizre saldırılarından 6-7 Ekim olaylarına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır ve Cizre’deki olayların iç güvenlik paketi için malzeme olarak kullanıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, hükümetin yapılan vandalıklar karşısında çaresiz kaldığını belirterek şöyle konuştu: “Diyorlar ki, polisin yetkisi yoktur. Gördünüz işte vandallar sokağa çıktı. Yaktı, yıktı, katletti, talan etti, polis bir şey yapamadı. Doğru söylemiyorsunuz. Kurban bayramının 3. günü başlayıp 4. gününde katliamlara dönüşen, kurban kesmek vahşettir deyip, bayram günü insanları kurban eden o vahşi zihniyet, vahşetleri gerçekleştirirken, Diyarbakır’ın tepesindeki o vali ne demişti.
Biz o gün polisi sokağa salsaydık, çok şehit verirdik o yüzden polisi çıkartamadık. Neymiş polisin eli kolu bağlı değilmiş. Neymiş polisin canı tatlıymış. Polis kendi kendini korumalıymış. Öyleyse gariban Ahmet, Hasan, Hüseyin, katledilmiş ne olacak. 77 milyon nüfus var 100 kişi ölmüş ne olacak. Nüfus çok fazla eksilmez. Ama polise bir şey olmasın.
Cizre’de 8 saat boyunca bir mahalledeki bir ev, bir Kuran Kursu ve bir Cami, ağır makineli silahlarla taranırken neredeydi Şırnak Valisi. Yeni duydum. Haberim yok. Olsa müdahale ederdim diyor. Öyleyse bu iç güvenlik paketinin düzenlenmesi gerekiyor deniliyor. Olağan üstü halleri getiriyorsunuz. Deyin ki, polisin yetkilerine rağmen biz bazı şeylerin önüne geçemiyoruz bu yetkilileri artıracağız. Şu uygulamalarla olağan üstü hal yetkilerini geri getireceğiz o daha iyiydi. Biz baş edemiyoruz deyin biz de anlayalım ne yaptığınızı.” diye konuştu.
“Darbeler için ihaleler almayın”
Diyarbakır ve Cizre’deki olayları çıkaran, halkı oralarda sokağa dökenlere de seslenen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hani siz diyordunuz ya biz halkı özgürleştireceğiz? Hani siz diyordunuz ya biz özgürlüklerin önünü açıyoruz. Bakın dikkatli olun. Uyanık olun. Kimin ekmeğine yağ sürdüğünüzü görün. O vahşeti sergiliyorsunuz. Bir de tehdit sözleri savuruyorsunuz. Şöyle olmazsa darbe gelişir. Böyle olmazsa darbe süreci derinleşir.
Bununla şimdi olağan üstü halin, yarın da belki sıkıyönetimin, ondan sonra da askeri bir darbenin zeminini hazırlıyorsunuz uyanık olun. Bunu bilerek yapıyorsanız o ayrı. Deyin ki, biz kirli gruplarla kol kola girmişiz. Onlarla işbirliği yapıyoruz. Onlar için zemin hazırlıyoruz. Bir darbe olması gerekiyor. Onun için biz bunu yapıyoruz deyin. Bu milleti kandırmaktan vazgeçin.
Şimdi siz kantonculuk oynuyorsunuz. Mahalleleri hendeklerle kazıyorsunuz. Buraya kimseyi sokmayacağız diyorsunuz. Gerçekten orda 16-17 yaşlarındaki gençleri kazıdığı o hendeklerden dolayı kimsenin oraya girmeyeceğini, devletin askeri ve polisi oraya giremeyeceğini mi hissediyorsunuz? Aklınızı başınıza alın. Size göz yumuyorlar. Önünüzü açıyorlar. Oralarda belki bir katliam yapmanızı bekliyorlar. Sonra bunlar oluşunca da oraya asker de girer polis de girer. O gençleri telef etmiş olursunuz. Memlekete de sıkıyönetim veya olağan hal getirmiş olursunuz. Bunun müsebbibi de siz olursunuz.”
Cizre’de yaşananlara ve burada HÜDA PAR’a yönelik yapılan karalama politikalarına cevap veren Yapıcıoğlu, partilerine yönelik yapılan iftiraların akıl ile izah edilmesinin imkansız olduğunu söyledi.
Yapıcıoğlu şöyle devam etti: “Üstelik yüzde 90’nın üzerinde oy aldığınız mahallelerin etrafını kapatıyorsunuz. Size oy vermeyen o geri kalan yüzde 10’a hayatı zindan ediyorsunuz. Devletin umurunda mı? Devlet ister ki sen o geri kalan yüzde 10’nu da ezesin. Hani “En iyi Kürt ölü Kürt'tür ya” Sonra o da gelsin nasıl olsa onlar birbirini yiyor diyerek, silindir gibi o halkın üzerinde geçerek ezsin. Gelmeyin bu oyunlara. Darbelere zemin hazırlamak için ihaleler almayın. Bu milletin huzurunu bozmayın. Bu milletin evladını bir birine öldürtmeyin. Bir birine düşürtmeyin. Kime hizmet ediyorsunuz böyle.
Hem bunları yapacaksınız hem de meydanlara çıkıp diyeceksin ki, HÜDA PAR, HDP karşıtlığı üzerinde siyaset yapıyor. HÜDA PAR, orada AK Partinin sopası, militer gücüdür. HÜDA PAR, çok derin odaklarla işbirliği halindedir. HÜDA PAR, provokasyon peşindedir. HÜDA PAR, oradaki halkımızı katletme peşindedir. Şimdi ben soruyorum! Allah aşkına bu söylediklerinize kendiniz bile inanıyor musunuz?"
“Hükümetin açıklamaları çelişkili”
Cizre’de katledilen 12 yaşındaki çocuğun ölümüyle ilgili hükümetin çelişkili açıklamalarda bulunduğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu, bu çocuğun ölümünü de HDP’nin kendilerine mal etmeye çalıştığını hatırlatarak, “Cizre’de Nihat adındaki 12 yaşındaki o masum çocuk, oyun oynarken bir av tüfeğiyle vurulmuş. Hemen ardında İçişleri Bakanı, silah ve o çocuğun vücudunda çıkan mermi bizim içişleri bakanlığının envanterinde yoktur diye bir açıklama yaptı. HDP’li siyasiler sıraya dizildiler. Bu olayı da bizim üzerimize yıkmaya çalıştılar. Bazıları polisler yaptı dedi. Bazıları HÜDA PAR da bu işin içindedir dedi. Sonra ne oldu. Raporlar açıklandı. Mardin özel hareket şube müdürlüğünde görevli bir polis memuru, Cizre emniyetindeki polisler yetmiyor diye takviye olarak göndermiş. Bu tüfek de onun üzerine zimmetliymiş. İçişleri Bakanı çıkıp açıklama yapıyor. Bana verilen bilgi budur. Peki kim bu provokatör. Ben mi çıkarayım bunu. Eğer yapamıyorsanız deyin. Hep beraber bir ekip kuralım ve onu bulalım.
Ama Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cizre olaylarından hemen bir gün sonra çıktı ve bir açıklama yaptı. Evet, bu bir provokasyondur. Dışarıdan sızmaya çalışan provokatörler var. Biz bunlardan bazılarını yakaladık. Peki, nerde bu provokatörler? Kim nereden gelmiş? Bu milletin bunu bilmeye hakkı yok mudur? Niye açıklamıyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Veya çatışmasızlık sürecine zarar gelmesin diye birilerine vermiş olduğunuz bir sözden dolayı mı söylemiyorsunuz? Ya da o provokatörler, devletin memuru ve kendi amirlerinin emirleri doğrultusunda hareket ediyorlar diye mi açıklamıyorsunuz? Eğer bu soruların sorulmasını istemiyorsanız yakaladığınız bu provokatörleri açıklayın. Halkın bunu bilme hakkı var.” diye konuştu.
“Müslümanlara karşı haçlı seferleri ve ittifakları devam ediyor”
Fransa’da Charlie Hebdo’nun peygambere yönelik yaptığı alçakça karikatüre değinen Yapıcıoğlu, buna en kalabalık ve en görkemli tepkinin Diyarbakır’da gösterildiğini hatırlatarak, “Ben o mitingi tertip eden peygamber sevdalısı kardeşlerimi tebrik ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Bu karikatür olayından sonra, Avrupa’daki bazı ülkülerin idarecileri dediler ki, bu dergiye yönelik silahlı saldırı eylemini gerçekleştiren kişiler Müslüman olabilir ama bizim İslam ile herhangi bir sorunumuz yoktur. Birileri de dedi ki, bir buçuk milyar İslam aleminin tamamı bu eylemden sorumludur. Bunun hesabı herkesten sorulmalıdır.
Aslında bunları ifade edenler, Müslümanları ve İslam’ı hedef yaptıklarını daha sonra gösterdiler. O dergiye yönelik saldırıyı yapan kişi Fransız vatandaşı ve Paris doğumluydu. Ama olaydan sonra Fransa’nın uçak gemisi Hint okyanusuna doğru yola çıktı. Paris nere Hint okyanusu nere.
Almanya Başbakanı Merker, İslam’da Almanya’nın bir parçasıdır dediği için kendi partisinin içindeki siyasetçilerin ve medyanın sıkıştırmasıyla ifadesini değiştirerek evet, Almanya’da 4 milyon Müslüman yaşıyor ama İslamcılık ve aşırılıkla mücadele edilmesi gereken şeylerdir demeye başladı.
Hal böyleyken, yani İslam’a ve Müslümanlara karşı haçlı seferleri durmamışken, ümmetin içinde bulunduğu hale bir bakın. Herkes özellikle haçlı ittifak ve Siyonizm, İslam’ı ve Müslümanları hedef yaptığı halde, Müslümanlar bir biriyle uğraşıyor namluları bir birine doğru çeviriyorlar.
İşte Suriye 300 bine yaklaşan can kaybı. 4 yıldır ortalık tozduman, şehirler harap, altyapı bitmiş. Pek çok farklı gurup, birbirleriyle savaşıyorlar. İnsanlık tarihi Müslüman olan halkların birbiriyle savaştığına şahitlik etmemiştir. Avrupa tarihinde halkların bir birinde savaşması olmuştur. Fakat İslam dünyasında tarih kaydetmemiş. Ama özellikle son Suriye hadisesinden sonra, İslam dünyasında mezhepler arası savaşlar çıkarmak için türlü türlü şeytanlıklar çıkarıyorlar. Henüz bugüne kadar bunu başarabilmiş değiller. Asla başaramayacaklar da. Herkesin dikkatli olması gerekir ki, bu çabalarından vazgeçmişte değiller. Her gün farklı farklı yerlerde bombalar patlıyor.
Daha Geçtiğimiz cuma günü Pakistan’da bir camide cuma namazında bomba patladı katliam yapıldı. Ondan bir gün önce Kerkük’te bomba yüklü araçlarla intihar saldırıları gerçekleştirildi. Eğer bu coğrafyada yaşayan İslam ümmetinin evlatları olarak uyanık olmazsak, eğer kardeşliği kuşanmazsak, şeytanın ve bugün ki insi şeytanlarının çevirdiği dolapları bugün görmezsek, bizi birbirimize düşman edecekler, bizi birbirimizin eliyle bir birimize kırdıracaklar. Uzakta seyrederek keyif çatacaklar.
Son 30- 35 yıl içerisinde 10 milyonun üzerinde Müslüman’ı katlettiler. Onlarda ise sadece belli sayıda. Ama ortalığı ayağa kaldırdılar. Sanki bizimkiler (haşa) insan değiller.
Eğer birbirinin komşusu olan iç içe yaşayan bu halklar, İslam’dan soğutulursa, dinlerinden kendilerine öğretilen değerlerden uzak düşerlerse, o zaman çok daha kolay birbirilerine düşman olabilecekler ve bir birileriyle daha rahat çatıştırılabilecekler. Daha rahat kinlendirebilecekler.” şeklinde konuştu.
Yapıcıoğlu, bu topraklarda bu coğrafyada yaşayan insanları birleştirecek en güçlü çimentonun İslam olduğunu, bundan başka bir harcın ve çimentonun olmadığını kaydetti.
“Kim Siyonizm’e karşıysa, ümmet onu desteklemelidir”
Etnik temeldeki çatışmaları bir yanda körükleyenlerin, öbür taraftan mezhep temelli çatışmaları körüklemek istediklerini, bunu gerçekleştirmeye çalışanların heveslerinin kursaklarında bırakacak bir olayın birkaç gün önce yaşandığını hatırlatan Yapıcıoğlu: “Birkaç gün önce olan olay, bu çatışmaları çıkaranların heveslerini kursaklarında bırakacak bir tarzdaydı. Hatırlarsanız Siyonizm Suriye’nin Golan tepelerinde bir saldırı düzenledi. Orada Lübnan Hizbullah’ına mensup bazı Müslümanlar katledildi. Lübnan Hizbullah’ı genel sekreteri Seyit Hasan Nasrallah iki kelimelik bir mesaj verdi. “Sığınaklarınızı hazırlayın” Akabinde bir misilleme gerçekleştirildi.
Şimdi herkes bekliyordu ki, Suriye’de yaşananlar nedeniyle ümmet, İsrail’e destek çıksın. Farklı alanlarda, farklı konularda, düşüncelerimiz ayrı olabilir. Suriye’de ki politikasını beğenmiyor şiddetle eleştiriyor olabiliriz. Fakat Siyonizm’e karşı bir hareket söz konusu olduğunda, kim olursa olsun. Bu ümmet onun mezhebine, meşrebine bakmamalıdır. Filistin’deki direniş hareketlerinin destek mahiyetindeki açıklamaları, inşallah bu ümmetin farklı mezheplerini ve farklı unsurlarını birbiriyle çatıştırmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmıştır.” dedi.
“Büyük bir dava yükünün altına omuz vermişiz”
Yapıcıoğlu, sadece seçimden seçime çalışan bir parti olmadıklarını, dünyalık hiçbir şey beklemeden Allah rızası için yola koyulmuş, yükün altına omuz vermiş, cehaletle, fakirlikle ve ayrılıkla mücadele eden bir ekip olduklarını söyledi.
Tarihi kültürü çok derinlerde olan Hz. Adem’den başlayan bir davanın bugünkü sürdürücüleri oldukları hatırlatmasında bulunan Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette bu davanın tek sahibiyiz iddiasında değiliz. Pek çok memlekette, farklı farlı insanlar ve gruplar bu davayı biliyorlar.
Biz biliyoruz ki, aydınlık ile karanlık, doğru ile yanlış, nur ile zülümat Hz Adem'in evlatların zamanında beri devam ediyor kıyamete kadar devam edecek.
İnşallah doğru bir istikamette, istikametimizi şaşırmadan üzerimize düşeni yaparak hedefimize doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Başarı ancak ve ancak Allah’tandır. Ama bu şu demek değildir. Kendi yapmamız gereken bir şeyi yapmayarak boş bir tevekkül içerisinde bulunacağız, yan gelip yatmayacağız. Zira biz biliyoruz ki, yarın öbür gün rüzi mahşerde yaptıklarımızın veya yapamadığımızın hesabı bizden sorulacak.
Rabbim; bu memleketin huzurunu kaçırmaya çalışan, bu memlekette insanların malına, canına zarar vererek, kendisine bir alan açmaya çalışan her kim varsa, rabbim bizleri, bütün bu milleti onların şerrinden muhafaza etsin. Onlara da fırsat vermesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı değil de AK Partinin başındaymış gibi miting alanlarında olmasının doğru olmadığını ifade eden Yapıcıoğlu, “O mitinglerde bir siyasi partinin lideriymiş gibi konuşması, bir siyasi partiye destek istemesi, kendisine de o makama da yakışmamaktadır. Parti ismi anmıyor olabilir fakat 400 milletvekilini işaret ederek, ‘Yeni milletvekilleri anayasayı değiştirilecek” diyerek bahsettiği partinin hangisi olduğunu 7 yaşındaki çocuğa sorarsanız bilir. Öyleyse ben parti ismini zikretmiyorum diyerek bu işin içinden sıyrılması olmayacaktır kimse de yutmayacaktır.” dedi.
“İçlerinde yolsuzluk olduğunu AK Parti yöneticileri biliyor”
Yolsuzlukla suçlanan 4 Bakanla ilgili de konuşan Yapıcıoğlu, “Geçtiğimiz haftalarda mecliste bir oylama yapıldı. Yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla soruşturulan eski bakanlarla ilgili bir oylama yapıldı. bunlar gitsinler mi, gitmesinler mi? 17 Aralık operasyonları yolsuzluk operasyonları değil, bu operasyonlar hükümete darbe girişimidir, muhtemelen hükümet haklıdır. Sadece yolsuzlukları soruşturmak amacıyla yapılmış safça bir şey değil. Ama bu sadece bir yüzü. Peki, madalyonun öbür yüzünde ne var? Bu iddialar gerçek dışı mı yani? Yolsuzluk yapılmamış mı? Kimseyi peşin peşin suçlama peşinde değiliz ama bunu halkta biliyor siz de biliyorsunuz. AK Parti’nin tabanı da biliyor hatta yöneticileri de biliyor. AK Parti kadroları içerisinde çok yoğun yolsuzluklar var. Kimse bunu inkar edemez, biz de o zaman seslendik. O, operasyonlarla, soruşturmalarla yargıdaki bazı adamları kullanarak hükümete bir darbe girişiminde bulunulmuş olabilir ama bu size yapılmış olan ve yapılmakta olan yolsuzluğun üstünü örtme anlamına gelmez.”ifadelerini kullandı.
Tek listeyle girilen seçimde kullanılan oyların tamamını alan Celal Gül yeniden Bitlis İl Başkanlığına seçildi. (Şükrü Tontaş - İLKHA)