Fiziksel, kimyasal veya psikolojik nedenlerle meydana gelen aşırı derecede sarsılmaya ve örselenmeye travma denir. Kur'an'da buna “zelzele” adı verilir. “Hani inananlar çok şiddetli bir sarsıntı-zelzele geçirmişti”(Ahzab:11) buyrulur. Burada zelzele bir tür travmadır.
Zelzele, sarsıntıdır, sarsılmaktır. Bireysel, toplumsal, ekonomik ve siyasi sarsıntılar vardır. Yer sarsıntıları vardır. Her biri farklı şekilde tezahür etse de sonuçta hepsi zelzeledir ve kendi şiddetine göre travmalara yol açmaktadır. Tabiatı gereği yer sarsıntısı olan zelzele sarsıcı bir etkiye sahiptir. Bunun gibi bazı hadiseler de insanı sarstıkça sarsar.
“Travmaya neden düşülüyor ki” konusuna girmeyeceğiz. Ancak travmadan kurtulmak nasıl mümkün olur? buna bir nebze değineceğiz.
Travma zelzeledir. Aynı kökten gelen Zelle ise unutarak yapılan yanlışlıklar, isabetsiz kararlar, hesap hatalarıdır. Zelle, ayağın kaymasıdır. Buna göre zelzeleden namı diğer travmadan kurtulmanın ilk yolu bunu zelleye çevirmektir. Zelle tabiri, genelde peygamberlerin ilahi uyarıya konu olmuş halleri için kullanılır. Mesela Hakk Teâlâ Hz. Âdem'in yasak ağaçtan yemesini şeytanın zellesi olarak ifade buyurmuştur(Bakara:36). Demek ki bir hatanın, bir davranış ve tutumun yol açtığı zelzelenin, büyük tahribata yol açmasını önlemenin yolu hemen o hatadan geri dönmektir. İşin ciddiyetini fark ederek zelzelenin şiddetini düşürmektir. Zelle, zelzelenin şiddetinin düşürülmüş halidir. Malum düşük şiddetli zelzeleler insanları pek etkilemez. Ancak zelzele şiddetli olunca herkes dehşete kapılır.
Ey İnsanlar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o saatin sarsıntısı çok büyük bir şeydir(Hac:1). İşte o travmaya kapılmadan kendinizi koruyun onu zelleye çevirin. Bu nedenle zelzeleye yol açacak bazı hallerin farkına varan Nebiler derhal ve tamamen gerekli adımları atmışlardır. Bu da onların maruz kaldıkları sarsıntıyı, zelzeleyi zelleye çevirmiştir.
Zelzele, iç ve dış kırılmalara sebep olabilir. Eğer bunlar tevbe etmek, derhal yanlıştan dönmek suretiyle onarılırsa zelzele zelleye dönüşür. Onun yıkıcı etkisi en aza indirilir. Aksi takdirde zelzele insanın içinde toplumda ülkede geniş coğrafyada fay hatlarının açılmasına sebep olur.
Bir kadın ismi olan Zelal; saf, duru, berrak, soğuk su manasındadır ve “Zelzele” ile aynı köktendir. “hocam ne alaka?” diyenler olabilir. Evet, alakası vardır. Çünkü sarsılmak aynı zamanda durulmaktır. Su sarsılınca, akınca, yukarıdan aşağıya hızla düşünce üzerindeki çerçöpten kurtulur. “Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarınca sel olup aktılar. Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi… Fakat köpük atılır gider…” (Rad:17) ve bu şekilde su Zelal olur. Bunun gibi gerekli ders ve ibretler alındığı takdirde aslında zelzeleler insanı, toplumu Zelal yapar. Onu hatalarından, yanlışlarından arındırır.
Zelal kadın ismidir. Demek ki Zelal olmak için aşk ve muhabbet gerekir. İç hesaplar ve desiseler insanın içini karartır, Zelal olmasına engel olur. Fitneleri olayları köpürtenler de Zelal olamaz. Aksine Zelal olmak için durulmak, arınmak gerekir. Berrak ve şeffaf olmak gerekir.
Ortadoğu'da Suriye'de Türkiye'nin içinde Amerika'yla iş tutan ülkeler, örgütler, yapılar bir travma geçiriyor. Zelzele yaşıyor. Çünkü Amerika şeffaf değildir. Fay hatlarına oynuyor. Toplumların ülkelerin arasını açmak için planlar yapıyor ve kim buna kapılırsa çer-çöp oluyor. Sarsılıyor. Buna karşı en sağlam en pratik çözüm tevbe ederek dersler çıkararak bu zelzeleleri, travmaları zelleye çevirmektir. Ve nihayet Zelal olmaktır.
Zelzele travması ancak Zelal olma stratejisiyle bertaraf edilir.