Amerika'nın son yaptırım kararlarıyla bir kez daha şaşırmadık. Kendi adımıza konuşuyoruz. Zira bu olaya ziyadesiyle şaşırmış, zihni allak bullak olmuş, bazı insanlar görüyoruz. Amerika ve batıya zihin olarak 'esir düşmüş' olanların, içine düştükleri travmatik çıkmazın acı sonuçları orta yere serilirken; Amerika’nın bütün insanlığın düşmanı olduğu noktasındaki kesin bilgiye sahip bizim gibi insanların bir kez daha haklı çıkmasının faydasız 'ahu vahlarını' dillendirmeye devam ediyoruz.
Türkiye ve Türkiye gibi ABD/batıya mahkûm edilmiş ülkelerin acı gerçekleri bunlardır. Onlara hizmet ettiğimiz, onların çıkarlarını koruyup geliştirdiğimiz ve bize dayattıkları bütün rezil projeleri kayıtsız şartsız uyguladığımız sürece bize acıyıp şefkatle!? davranmışlardır. Ama bu formatın dışına çıktığımız andan itibaren başımıza vurmaya başlamışlardır. Son elli yıllık tarihimiz bunun gibi sayısız örneklerle doludur.
Zihinlerde kaos yaşayanlar, her seferinde 'efendimiz bir daha böyle yapmaz' şeklinde, tekrar teslimiyetlerini bildirmişler, ancak bir sonraki şamar çok daha acıtıcı bir şekilde ülke ve halkımızın yüzünde şaklamaya devam etmiştir. Amerika ile ilişkilerimiz başladığı günden şimdiye kadar, sadece Amerika’nın çıkarları ön planda olmuş, Amerika’nın istek ve hedefleri gerçekleşmiş ve en ufak bir şikâyet ve karşı çıkışta da ambargo ve müeyyide furyalarıyla muhatap olmuşuz.
Kıbrıs Barı Harekâtı esnasında uygulamaya koyduğu silah ambargosundan 12 Eylül 1980 darbesine kadar, PKK terörüne verdiği alçakça destekten 28 Şubat karanlık darbesine kadar, FETÖ'nün çıban başı gibi palazlandırılıp alçakça yapılan 15 Temmuz darbe girişimine kadar irili ufaklı sayısız sorun ve dayatmalarla karşılaştık. Onlarca ambargo ve darbe belasıyla yüzleştik. Ama hiçbir zaman da ders almadık.
Amerika’nın dostu ve müttefiki yoktur. Amerika’nın çıkarlarına hizmet eden, hedef ve direktiflerine kayıtsız ve şartsız bir şekilde teslim olan ve her istendiğinde haraç/bedel ödemek zorunda olan 'kullanışlı dost ve müttefikleri' vardır. Bu standartlara uyan her ülke elbette 'bir aferin' hak etmektedir. Bu standartların dışına çıkanlar ise okkalı bir ambargo ile karşılaşmaktan kurtulmayacaklardır.
İşte karşılaştığımız bu son ambargo/yaptırım ile aslında ülke olarak doğru yolda olduğumuzun da bir göstergesidir. Doğru/şahsiyetli bir politika izlemeye devam ettiğimiz sürece de bu ambargolar başımızdan eksik olmayacaktır. Madem bu son ambargo olmayacaktır, Amerika’nın şeytani yüzünü net olarak görme azim ve kararlılığını ortaya koymamız gerekmektedir.
Zihinleri bu şeytani vesveselerle kaosa dönenlerin de bir an önce karar vermeleri gerekmektedir. Artık zihinlerini berrak hale getirmeleri için başlarını kumdan/Amerika’nın necis çöplüklerinden çıkarıp gün aydınlığına çıkmaları gerekmektedir. Hele o Pensilvanya'nın izbe çöplüklerinde haşhaş çekip duranların, özel bir hassasiyetle mumyalanarak, müzeye kaldırılması ve gelecek nesillere ibreti ümmet için sergilenmesi zaruret derecesindedir.
Herkes sevdiğiyle haşir olacaktır. Zihni, şeytani vesveselerle kaosa dönmüş olanların acıklı durumu ciddiyetini korurken, alacakları kararlarla bizleri yeni ambargoların muhatabı haline getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Neticede Amerika ile dost olanların dünyada işgal, ambargo ve zilletten başka bir nasipleri olmadığını hep beraber görüyoruz.