Bismillahirrahmanırrahim.
Ne acıdır ki birçok İslam beldesinin adını orada Müslümanların yaşadığı mağduriyet sebebiyle duyuyoruz. Orta Afrika, Bengladeş, Arakan. Adını daha önce duymuş olduklarımız da ancak katliam ve zulme maruz kaldıklarında gündemimize geliyor.
Doğuya ve batıya sılmi/barışı, huzuru götürmekle görevli Müslümanlara ne doğuda ne de batıda huzur ve güvenlik yok. Yeryüzünde adaleti hâkim kılmakla yükümlü İslam ümmeti, yeryüzünün birçok beldesinde zulüm altında. Ve şu anda, bu beldelerden sadece bir belde olan Arakan'ı konuşuyoruz.
Görüyoruz ki zulüm konusunda doğu batı farkı yoktur. Kafkasya'da yüzbinlerce insan trenlere doldurulup tehcir edilmiş; kimi bu trenlerde hayatlarını kaybetmiş; sağ kalanlar da bir daha bir araya gelemesinler diye dağıtılabildiği kadar dağıtılmıştır. Bosna'da Birleşmiş Milletler gözetiminde Müslümanlara neler yapıldığını biliyoruz.
Küfür milleti adeta zulümde birbirinden ders almaktadır. Son yüzyıl içerisinde balkanlarda yaşanan neyse bugün Arakan'da da yaşanan odur. Müslümanları önce her tür haktan yoksun bırakıyorlar. Ardından da baskılarla yerlerinden yurtlarından etmeye çalışıyorlar. Direnenleri ise katlediyorlar. Yurtlarını terk etmeyen Müslümanların önce camilerini yıkıyorlar; yetmiyor bizzat evlerine saldırıp yakıyorlar. Bugün Balkanlarda kaç tane cami, kaç tane medrese vardır sadece buna bakılsa İslam düşmanlarının ne derece medeniyet düşmanı oldukları belli olur zaten. Dikkat ederseniz yüzyıllarca İslam'ın hâkimiyetinde kalmış bir yerden bahsediyoruz.
Doğrusu Batının barbarlık ve duyarsızlığını konuşmamızın sebebi onlardan bir beklenti içinde olduğumuzdan değildir. Onların, mazlumların kanları üzerinde inşa ettikleri sefahet medeniyetlerinin ne denli bir deniyyet olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Ancak yine de onların o gizledikleri vahşi yüzlerini her göz sahibine tekrar tekrar göstermek zorundayız, her kulak sahibine tekrar tekrar duyurmak zorundayız. Gösterelim ki o sahte cazibedar medeniyetten yüzler çevrilsin ve gerçek medeniyet olan İslam'ın değeri anlaşılsın. Onların insanlıktan uzak duyarsızlıklarını anlatalım ki tüm Müslümanlar, bu kadar derdimizin tek devasının yine Müslümanlar olduğunun bilincine varsın.
Şunu kesinlikle biliyoruz ki; onlar için ne Halep'te, ne Halepçe'de, ne de Arakan'da ölen insanların bir değeri yoktur. Onlar için sömürge emelleri için kullanacakları ölümlerin değeri vardır, hayatın değil. Onun için petrole bulanmış can çekişen leylekler ilgilerini çeker. Hatta o karede bile esas göz bebeklerini dolduran petroldür.
Sonuç olarak; ne kadar zulmederlerse zulmetsinler ne kadar güç toplasalar toplasınlar; elbet bir gün akıttıkları kanda boğulacaklar. Bu ya aklını başına alıp ortak bir tavrı geliştiren Müslümanların eliyle olacak veya Allah-u Teâlâ direk müdahale edecektir. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Biz istiyoruz ki bu Müslümanların eliyle olsun. Öyle olsun ki; hem imtihanımızı kazanalım, hem de müminlerin kalplerini ferahlandırmış olalım. İnşaallah.