Zulümle abad olanın ahiri berbat olur. Tarih buna şahittir. Zalimler mutlaka yaptıklarının bedelini ödemişlerdir. İşledikleri zulüm ve cürümler yanlarına kâr kalmamıştır. Er geç hak ettikleri cezayı bulmuşlardır. Ve zalimler hiçbir zaman hayırla yâd edilmemişlerdir, bilakis nefretle anılmışlardır. İsimleri her zikredildiğinde lanetlenmişlerdir.
Allah-u Teâlâ zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir. O (c.c) yerdeki ve gökteki her şeyden haberdardır. O (c.c) sonsuz ilim ve hikmet sahibidir. O’nun (c.c) her işi hikmetledir, adaletledir. Zalimlerin işlediği zulümlerin cezasını öyle bir güne erteliyor ki, o gün gözlerin korkudan yerlerinden fırlayacağı dehşetli gündür.
O dehşetli günde azamet sahibi Rabbimiz zalimler için çok acı ve yakıcı bir azap hazırlamıştır. İman ehli mazlumların rahat edeceği o günde zalimler yaptıkları bütün kötülüklerin hesabını tek tek vereceklerdir. O gün her şey ortaya çıkacaktır. Yapılan hiçbir şey gizli kalmayacaktır. Kim ne yapmışsa karşılığını eksiksiz görecektir.
Dünyadayken iktidarlarını zulümle sürdüren inkârcı azgınlar için o gün bir hüküm verilecektir. Ve o hükmün gereği, âlemlerin sahibi yüce Rabbimizin görevli melekleri tarafından yerine getirilecektir. Allah’ın emirlerine karşı gelip adaletten ayrılan zalimler için verilecek hüküm, içinde ebediyen kalacakları cehennem olacaktır.
Dünyadayken hakikatlerden haberdar olmalarına rağmen kibirlerinden dolayı zulümlerinde ısrarcı olanlar, hüküm verilip gereği uygulanmaya başlandığında “Ahh keşke bu zulümleri ve bu günahları işlememiş olsaydık. Keşke mazlumlara karşı merhametli olsaydık. Keşke ezilmiş ve güçsüz düşürülmüşlere karşı bu kadar acımasız ve gaddar olmasaydık.” diyecekler.
Dünyada verdikleri kararlardan, yaptıkları katliamlardan, yaktıkları canlardan, döktükleri kanlardan dolayı nedamet duyacaklar, pişman olacaklar. Azamet sahibi Allah’tan bir kez daha dünyaya gönderilmeyi isteyecekler. İçinde bulundukları zillet halinden kurtulmak için feryad edecekler. Gözyaşları içinde “Ne olur Rabbimiz bize bir şans daha ver.” diye yalvaracaklar.
“Keşke bize bir kez daha dünyaya geri dönüş imkânı verilse de, hatalarımızı telafi edip yeryüzünde iyilik yapanlardan olsak. İman ehli müminlerle birlikte aynı safta olup zalimlere karşı mücadele etsek.” diyerek nedametlerinde ısrarcı olduklarını gösterecekler. Ancak isteklerine olumlu hiçbir karşılık verilmeyecek o gün.
O gün zalimlerin azap göreceği, yaptıklarının cezasını çekeceği çetin bir gün olacak. O gün zalimlerin yüzlerinin kararacağı, dünyadayken Allah’ın emirlerini hakkıyla yerine getirenlerin ise yüzlerinin ağaracağı gün olacaktır. O gün, mazlumların kanını akıtan zalimler topluluğunun yakıcı azabı tadacakları ve cehenneme sürülecekleri unutulmaz tarihi bir gün olacaktır.
İşte bu yüzdendir, her fırsatta “Zulümle abad olunmaz” deyişimiz. İşte bu yüzdendir, yaşanan zulümlere karşı gelişimiz. Mazlumların kanını acımasızca akıtan, katliamlar yapan, kurdukları zulüm düzeninin devamı için muvahhitler hakkında pervasızca idam kararları veren zalimlere karşı her daim korkusuzca hakkı haykırandan olmamız işte bu yüzdendir.
Bizler yeryüzünde zulümle iktidarlarını sürenlerden beriyiz. Emperyalistlerin desteğiyle hüküm sahibi olan dalkavukların yaptıklarına karşıyız. Adaletsizlik ve zorbalıkla sürdürülen zulüm düzen(ler)inin yıkılıp yerle yeksan olması için mücadelemize ivme kazandırıp üzerimize düşeni yerine getirmeye ve mazlumların hakkını savunup zalimlere karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.