M. Zülküf YEL
Şeyh Ahmet Yasin’in kan çiçeklerine selam olsun
Ramazan Bayramı’nı kutlayamayan Filistin, zafer bayramını kutluyor.
Filistin direnişi, kazandığı zaferle İslam Ümmeti’ne bir kez daha izzet, onur ve zafer dersi verdi. İslam Ümmeti’nin kahraman evlatları, toza toprağa bulanan İslam Ümmeti’nin onurunu bir kez daha tutup yerden kaldırdılar.
Şehit kanları ile kazanılan zafer, özgürlüğün tek yolunun direniş olduğunu bir kez daha gösterdi. İman, bir kez daha küfrü hezimete uğrattı. İnsanlık onuru ve özgürlük sevdası, bir kez daha zalimlerin muhkem sanılan kumdan kalelerini yerle yeksan etti.
Her türlü kuşatılmışlığa rağmen kazanılan bu zaferin neticelerine sahip çıkmak gerekir. Ümmetçe bu zaferi sahiplenip, zaferin kazanımlarını muhkemleştirmeliyiz. Ümmet olarak, bu muazzam ve tarihin eşine az tanıklık ettiği direnişe gereken desteği veremedik. Ama hiç olmazsa kazanılan mevzilerin korunması hususunda üzerimize düşeni yapmalıyız.
Filistin halkı, direniş etrafında kenetlenerek birlik ve bütünlük oluşturdu. Kazanılan bu son savaş, öncekilerden de büyüktür.
Uzun yıllara yayılmış olan çalışma ve gayretler, parlak bir zafere dönüştü. Her türlü boykota ve mahrumiyete rağmen, Filistin halkı Hamas’a başkaldırmadı ve komplolara kanmadı. Tam tersine, direniş etrafında kenetlendi ve direnişi bütün imkânları ile sahiplendiler. Gazze Şeridi, sekiz yıldır süren kuşatma boyunca üç savaş gördü; ama bu savaşlar ve siyonist vahşet, Filistinlilerin azim, sebat, izzet ve direnişten örülmüş surlarında gedik açamadı.
Elde edilen zafer; işgal uçakları tarafından on binlerce ton patlayıcının üzerlerine boşaltıldığı, evleri başlarına yıkılan tüm Filistinli çocukların, yaşlıların, kadınların zaferidir.
Siyonist düşmana gelince, döktüğü mazlum kadın ve çocukların kanlarında boğuldu. Topyekûn saldırıya rağmen, hiçbir başarı sağlayamadığı gibi, stratejik ve taktiksel anlamda birçok mevzi kaybetti. Elinde bulundurduğu psikoloji üstünlüğü tamamen kaybetti. Ve inisiyatif direnişin eline geçti. israil kalbinden vuruldu ve en seçkin birliklerinden onlarcasını kaybetti.
Gazze toprağı, israil’in başta seçkin kuvvetleri olmak üzere, tüm ordusunun gurur ve kibrinin mezarı oldu. Mücahitler ayakları ile siyonistlerin firavuni gururunu çiğnedi.
Bugünden sonra, Filistinliler, siyonistlerin kendilerinin dengi değilmiş gibi onları aşağılamalarına asla müsaade etmemelidirler. Bu noktada verilecek taviz, bu parlak zafere gölge düşürür ve kazanımlarını törpüler.
Siyonistlerle muhatap olmada, Filistinliler elde ettikleri stratejik ve psikolojik üstünlük avantajını iyi kullanmalıdırlar. Bu anlamada kazanımlar somutlaştırılmalı ve kalıcı hale getirilmelidir. Bu zafere hiçbir katkısı olmayan Abbas ve ekibi de elde edilen bu üstünlüğün farkına varmalı, bu üstünlüğü boşa çıkaracak adımlar atmamalıdır. Artık siyonistlere arkalarını dönüp, yüzünü halkına çevirmeli ve siyonistlerin şantajına boyun eğmemelidir.
Bu savaşta, düşman askeri birçok kayıp vererek kesin bir hezimete uğradı. israil toplumunun adeta kimyası değişti. Artık siyonistlerin işgal ettiği tüm topraklarının direnişin menzilinde olduğu görüldü. Filistin ve Gazze güvende olmadıkça, siyonistlerin işgal etmiş olduğu Filistin topraklarında güvende olamayacağı gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. On binlerce yerleşimci göç etti. 6 milyondan fazla işgalci sığınaklara sığındı. Büyük Arap devletleri ordularının yapamadığını, Allah’ın yardımı ile direniş tek başına yaptı.
Belki bu savaşın en büyük kazanımlarından birisi de Filistin halkının bütünleşmesidir. Filistin halkı bir kez daha gördü ki, özgürlük ve zaferin en önemli unsuru Filistinlilerin bütünleşmesidir. Artık bu aşamadan sonra Filistin halkı bölünmüşlük durumuna dönmek isteyenlere prim vermeyecektir.
Filistin halkını temsil eden siyasi liderler ve grupların yöneticileri, geçmiş dönemde yapılan milli çalışmayı tüm yönleriyle değerlendirmeli, halk nezdinde yakalanan bu ruhu, yönetime taşımalı ve kurumsallaştırmalıdır. Artık hayati öneme haiz olduğu kavranan bu mesele, basit siyasi çekişmelere kurban edilmemeli ve Filistin halkı hayal kırıklığına uğratılmamalıdır.
Bu zafer sadece Filistinlilerin değil, yeryüzünde zulüm gören tüm ezilmişlerin ve yalın ayaklıların zaferidir. Mazlumların çile ufkunda bir kez daha zafer güneşi doğmuştur.
Direnişe selam olsun. Direnişleriyle mazlumlara ve mahrumlara ümit olan ve zulme karşı savaşın sembolü olan yiğitlere selam olsun. Kanlarını avuç avuç savuran ve yeryüzünde özgürlük ekenlere selam olsun. Gazze’nin kan çiçeklerine selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.