Şeytanın Hileleri - 3

Şeytanın Hileleri - 3

Şeytan Kimlere, Nasıl Musallat Olur!

Resulullah Efendimiz (s.a.v) ile şeytan arasında geçen ve Ashab-ı Kiram’ın da şahit olduğu diyaloğun 2. bölümünü geçen hafta yayınlamıştık. Bu hafta da Resulullah (s.a.v)’ın sorduğu, şeytanın da cevapladığı ve “ŞEYTANIN HİLELERİ” olarak günümüze dek sahih kaynaklardan bize ulaşan ve her Müslümanın bilmesi gereken o diyaloğun 3. bölümü…
Resullullah (s.a.v) Efendimiz tekrardan İblis’e sordu:

- Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir?

Bu suale İblis şu cevabı verdi:

- Bilmez misin? Ya Muhammed! Bir kimse ki, dirhemini ve dinarını sever. O, Allah için bir ihlasa sahip değildir. Bir kimseyi görürsem ki; dirhemini dinarını sevmez, övülmekten, methedilmekten hoşlanmaz bilirim ki o ihlâs sahibidir. Hemen onu
bırakır kaçarım. Bir kul malı ve övülmeyi sevdiği süre, kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet, o size vasfını yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir. Bilmez misin ki; mal sevgisi, büyük günahların en büyüğüdür. Bilmez misin ki ya Muhammed, baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır.
İblis anlatmaya devam etti:

—Ya Muhammed, bilmez misin? Benim yetmiş bin tane çocuğum var. Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir. Sonra o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır. Onların bir kısmını ulemaya gönderdim. Bir kısmını gençlere yolladım. Bir kısmını da meşayihe (yani şeyhlere) saldım. Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim. Gençlere gelince, aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz. Çocuklara gelince; onlarla bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar. Bizimkilerin bir kısmını da abidlerin başına dert ettim. Bir kısmını da zahidlerin. Onlar bunların yanına girer, halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne hep dolaştırıp dururlar. Öyle bir hal alırlar ki; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye. İşte böylece onlardan ihlası alırım. Onlar bu halleri ile yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı. Ama bu hallerin farkında olmazlar.
İblis, bundan sonra aldattığı bir rahibin hikâyesini anlatmaya geçti ve şöyle dedi:

- Bilmez misin Ya Muhammed! Rahip Borsisa tam yetmiş yıl ihlas ile Allah’ a ibadet etti. Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki her dua ettiği hasta duası ve bereketi ile şifa buluyordu. Onun peşine takıldım; zina etti, katil oldu, sonunda da küfre girdi. Bu o kimsedir ki; Allah-u Teala aziz kitabında onu şöyle anlatır; “Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana ‘İnkâr et’ der. İnsan inkâr edince de; şeytan ‘Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım’ der. (Haşr / 16)

İblis bundan sonra bazı kötü huylar üzerinde durdu. Ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı.

YALAN
- Bilmez misin Ya Muhammed! Yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim. Her kim yalan söylerse o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse o da benim sevgilimdir. Bilmez misin? Ya Muhammed! Ben Adem’e ve Havva’ya yalan yere Allah adına and içtim. Çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.

GIYBET / KOĞUCULUK
- Gıybet ve koğuculuğa gelince. Onlar da benim meyvelerimdir ve şenliğimdir.

NİKAH ÜZERİNE YENİM ETMEK
- Her kim talak üzerine yemin ederse günahkâr olacağından endişe edilir. İsterse bir defa olsun, isterse doğru şey üzerine olsun. Her kim talakı ağzına alırsa ta hakikati belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. Onlar bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur. Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.