Mehmet ŞENLİK
Şeytanın İhsanı!
Bugünkü konumuza temsili bir hikâye ile başlayacağız; Adamın biri yoldan geçerken insanların bir puta (heykele) lanet ettiğini, ona tükürdüğünü, üzerine taş toprak tezek attığını görür. Onlara nedir bu heykelin suçu? Ve kime aittir? Diye sorar. Onlar "bu şeytanın bir temsilidir, hep insanlara zarar verdiği, onları yoldan çıkardığı için lanetliyoruz" diye cevap verirler.
Adamcağız bir müddet onları izler, kimsenin acımadığı, hiç merhamet etmediği bu puta acır ve herkesin düşmanlık ettiği bu puta ben bir iyilik yapayım diye düşünerek gider bir kova su ile gelir, içine attığı sabunlu bir bezle putun üzerindeki tüm pislikleri silip temizler ve üzerine bir kova su da döküp tertemiz ettikten sonra bırakır gider.
Ertesi gece yaşlı bir adam rüyasına gelir, ona: bugüne kadar senden başka bana acıyan kimseyi bulamadım. Senin bana yaptığın bu ihsanın karşılığını nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum. Adam, sen kimsin seni tanımıyorum der. Yaşlı adam: "ben senin o heykelini temizlediğin kimseyim" der. Adam demek ki sen şeytansın ha o zaman ne yaparsan sen bilirsin der.
Bunun üzerine şeytan onun elinden tutar, boş bir araziye götürür. Bir noktayı göstererek işte burada dolu bir küp altın var! Yarın gelir çıkarırsın sana bir iyiliğim olsun. Ancak yerini bulabilmen için buraya bir işaret bırakman lazım der. Adamcağız hemen birkaç taş toplar üstüne bırakır. Şeytan: "Olmaz senden önce biri bu işareti bulup defineyi çıkarabilir. En iyisi sen otur üzerine pisliğini yap kimse gelip onun altını karıştırmaz" deyince; adamcağız hemen kemeri indirip kendini rahatlatır... ve bir uyanır ki, eh be... yatağı sımsıcak!
İşte şeytanın ihsanı bu! Peşine taktığı ahmakları renkli rüyalardan sonra altına ettirerek pisliğin içinde bırakır gider. İşin yok ona yaptığın iyilikleri, fedakarlıkları say! Peşinden ağlasan da sızlasan da kendini yere atıp dövünsen de uçağın kapısına, kanatları altına asılsan da hiç bakmadan uçar gider.
Bu dünyada kimse şeytandan ne vefa ne de ihsan görmemiştir. Şeytan şeytandır, şeytanlığını yapmadan rahat etmez. Sen ona iyilik yapsan da o kendi mesleğini icra eder, onun mesleği ise kötülükleri süslü göstermek yalandan vaatlerde bulunarak aldatmak, yoldan çıkarmak ve harcamaktır.
Allah (cc), biz insanları şöyle uyarmaktadır! "Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatıp bir belaya uğratmasın." (A'raf: 27)
Bu, ayeti kerime insanoğluna bir uyarı yapmaktadır. Bu uyarıda anne ve babalarının şeytanla başlarından geçen olayların bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Şeytanın ezeli düşmanları olduğu, hiçbir zaman unutup ona güvenmemeleri gerektiği hatırlatılmaktadır.
Şeytanın insanoğluna ilk düşmanlığı anne ve babalarının cennetten çıkarılmalarına neden olan avret yerlerini dışarı çıkartmak suretiyle haya duygularını yıpratmak üzerinden olmuştur. Şeytan bu hususun insanın en hassas noktası olduğunu bildiği için ilkin oradan işe başlamıştır. Nitekim günümüzde de hep bu nokta üzerinden vurmaya devam etmektedir.
Şunu belirtmemiz gerekir ki, şeytan denilince sadece o cin asıllı olan aklımıza gelmesin! Aslında insan asıllı olan şeytanlar daha etkili ve daha tehlikelidir. Çoğunlukla insanlar kendilerine sağdan gelerek akıl hocalığı yapan şeytanların tuzağına düşmektedirler. Unutmamamız gerekir ki, büyük şeytan, aveneleri, elçileri, kurumları ve şubeleriyle gece gündüz iş başında ve fitnesini yapmaya devam etmektedir. Tüm insanların dikkatine...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.