Hasan YILMAZ
Sınav üzerine…
Son zamanlarda sosyal hayat içinde en çok etkilenen kesimlerden biri de sınava hazırlanan öğrencilerdir. Hem yaş itibariyle dışarı çıkamama, evde ders çalışmaya adapte olamama, yarım kalan konuları uzaktan eğitimle anlamaya çalışma ve bu etkilerin ortaya çıkardığı stres…
Bir Rus araştırmacının sınava hazırlanan öğrencinin ameliyata giren hastadan daha stresli olabileceğini vurgulaması konuyu daha net anlamamıza yardımcı olacaktır. Her yıl eğitim anlayışımızdan kaynaklı farklı sorunların ortaya çıkması, hedefi yüksek olan öğrencileri etkilemesi, ciddi travmalara neden olmaktadır.
Bu psikolojiyi kaldıramayıp ağlayanlar, bayılanlar…
Bu örneklerden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz: Bize basit gelebilecek bir şey ya da bir söz başkası için çok ağır olabilir. Bu verileri müşahede ettiğimizde göstereceğimiz her olumlu tutum ve davranış bireyleri bir nebze de olsa rahatlatacaktır. Hem olumsuz davranıp hem de çocuğumuzun sağlığı daha önemli demek bir çelişki olduğu gibi, inandırıcılığı da olmayacaktır.
Bu yüzden olmalı ki dar günde söylenen samimi bir söz ya da sergilenen bir davranış bireylerin gönül dünyasında çok farklı karşılık bulacaktır. Dünyada en tehlikeli söz “Senden bir şey olmaz.” sözüdür. Bu sözden daha tehlikeli bir söz olacağını düşünmüyorum. Aileler sinirlenince çocuğuna böylesi sözler sarf etmesi çocuğunun yaşam biçimini belirlemesi için yeterli olacaktır. Böylesi travmaların yaşanmaması için ölçülü ve motive edici sözler sarf etmek hem bize hem de çocuklarımıza fayda sağlayacaktır.
Gelişen toplumlara baktığımızda aileler daha bilinçli bir şekilde çocuklarına yaklaşım sergilemektedir. Çocuklarının bilinç düzeyleri, sevdiği sevmediği sözler, hayalindeki meslekler noktasında ailelerin bilgi sahibi olması onların ne kadar hassasiyet gösterdiğinin işaretidir. Eğitime önem verip çocukların yaşı, geçirdiği evrelere dikkat eden her toplum uzun vadede de olsa kazanım elde edecektir.
Sınav denildiğinde sadece sınava maddiyat atfedilmemeli. Sınavın asıl gayesine bakıldığında sonuç odaklı düşünülüp psikolojik rahatlık hedeflenmektedir. Bu anlayışla bireyler maddi sınavlarla birlikte kendi değer ve inançlarını gözetirlerse travmalar düşecek ve stres azalacaktır. Çünkü maneviyatta bir şeylerden vazgeçme söz konusudur. Bir birey, inanç ve değerini düşünerek her şeyin hayırlısı diyebiliyorsa ya da olmasa da sağlık olsun diyebiliyorsa demek ki bu birey sınavın mahiyetini ciddi anlamda kavramıştır.
Maddi sınavlarda hırs, stres, heyecan, kaygı, kazanmaya odaklanma olduğu için davranışların normal olması, aşırı tepkiler bazı kesimler tarafından abartılsa da kendisini fani gören ve asıl sınava odaklananlar için çok normal görünmektedir. Çünkü onlar için bu dünya sadece bir yaşam vesilesidir. Geçici olan bir dünyada ölümsüzmüş gibi davranmak değer ve inanç sahiplerine çok da mantıklı gelmemektedir.
Misafiri olduğumuz bir mekâna çok da umut bağlamak insanı tabi ki travmalara sürükler. Bunların önüne geçebilmek için öncelikle ailelerin maddi gayretleri kadar manevi gayretler sarf etmeleri gerekir. Belki iki günümüz bir olmayacak belki de iki günümüz olmayacak.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.