Sinema ve Güç
“,,,Kalemle yazmayı öğreten…”in adıyla…
“Yaratan Rabbinin adıyla oku!” ayetini vahyeden sonsuz kudret sahibi Allah’a (CC) sonsuz hamdu senalar olsun. “...Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ...” ayeti kendisine vahyolunan Yüce Resul’e (sav) sonsuz salât ve selamlar olsun.
Hemen hemen bütün dünyayı etkisi altına alan büyük toplumsal ikna aracı sinema, gün geçtikçe gücüne güç katıyor.
Bütün dünyada ilgi odağı olan sinema sektörü gün geçtikçe gücüne güç katmaya devam ediyor. Sinema sektörü de birçok sektörde olduğu gibi kültür ve ideoloji propagandası konusunda ikna aracı olarak kullanılmaktadır. Sinema aracını en iyi kullanan 1945’ten beri Yahudi propagandası ve Evangelist yaklaşıma katkı sağlayan Hoolywood’tur. ‘Piyanist’, ‘Armageddon’, ‘Hayat Güzeldir’ filmlerinde yapılan Yahudilik ve Evangelistliklık propagandalarını en belirgin şekilde görebiliyoruz.
Sinemanın ortaya çıktığı ilk yıllarda Komünist Lenin sinema gücünün farkına varmış, sinemaya sanattaki en etkili araç gözüyle bakmış ve Sovyet Devrimi’nin ilk yıllarında sessiz sinemanın örneklerini araç olarak en iyi şekilde kullanmıştır.
Polonyalı sinemacı, yönetmen, senaryo yazarı Krzysztof Kieslowski sinemanın gücünü şu sözleriyle açıklar: “Sinema dünyayı değiştiremez ama sinema seyircisi dünyayı değiştirebilir.’’ `Minyeli Abdullah 1-2`, `Çizme`, `Sürgün` gibi ses getiren filmlerin `Hacı Fellini` lâkaplı yapımcı-yönetmeni Mehmet Tanrısever sinemanın gücüne ilişkin: “Bir cami yaparsın, menzili bir kilometredir. Bir okul yaparsın, menzili 10 kilometredir. Ama bir film yaparsın, menzili 40 bin kilometredir. İyi bir film yaparsan onu Amerika da, Çin de, Afrika da seyreder.’’ Görüşünde…
Peki, İslam kültürünü yaymada sinema ne derece kullanılmaktadır? Buna cevap Araştırmacı Gazeteci Yazar Mehmet Ali Gönül, bir makalesinde İslam dünyasının sinemada büyük çoğunlukla izlettiren değil de, ‘İzleyici’ konumunda olduğunu şu sözleriyle açıklıyor: “İslami kültür, sinemayı neresinde barındırır diye düşünce egzersizi yaparsak, çok uzak olduğumuz bir konu olduğu ortaya çıkar. Bu bağlamda İslami sinemanın tamamen var olmadığı da söylenemez. Özellikle dünyada büyük sinema gücüne sahip İran’ın İslami sinemanın oluşumuna büyük katkı sağladığı göz ardı edilemez.
Zehra`nın Gözleri", "Hz. Meryem”, “Ashab-ı Kehf” filmleri bu katkıya örneklerden birkaçı…
Ayetullah Turgut/Doğruhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.