Veya Joe Biden sizinle beraberse iyi bilin ki asla kazanamayacaksınız. Velev ki davanızda haklı olun.

Meseleyi Türkiye ve dünya ölçeğinde siyasi açıdan ele almadan önce kendi küçük çevremizden başlayarak anlamaya çalışalım.

Eğer sevilmeyen, kötülüğü tescillenmiş birisi sizinle aynı fotoğrafta görünüyorsa, hatta sosyal çevrenizde somut olarak sizi destekliyorsa bu durum sizin için hiç de hayırlı bir şey değildir. Hatta yolunuz doğru, davanızda haklı olsanız bile size zarar verecektir.

Komşuluk ilişkilerinden tutunuz sosyal ve ticari hayatınızda durum aynıdır. Hele dini hayatınız böyle bir fotoğrafı zaten baştan kabullenmez.

Gelelim gündemin bir numaralı maddesine, Amerikan başkan adayı Joe Biden denilen herifin Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki beyanatına.

Önce şunu unutmayalım, bugün dünyanın en güçlü devleti olan ABD müsaadenizle mümkün olduğu kadar hep kendi isteklerinin olmasını ister, şöyle veya böyle bunu gerçekleştirmeye çalışır.

Joe Biden’ın beyanatı, yani Türkiye’de muhalefetin desteklenmesi ve AK Parti iktidarının şöyle veya böyle alaşağı edilmesi bizzat ABD derin devletinin görüşüdür ve Biden, Trump’ın buna halel getirdiğini, kendisi başkan olduğunda bunu gerçekleştireceğini iddia ediyor.

Ve Türkiye şimdi sekiz ay önce verilen bu beyanatı konuşuyor.

Bilindiği üzere dünyadaki bütün devletlerin ve siyasilerin ister gerçek, ister biraz abartılı bir “dış mihraklar” söylemi vardır. İçeride işler iyi gitmediği zaman bu “dış mihraklar” söylemine başvururlar.

Zaten Türkiye’deki muhalif çevreler AK Parti’nin bunu fırsata çevirdiğini iddia etmekteler. Aslında böyle bir söylem de muhalefetin hazır şablonudur.

Fakat bu meseleyi şablonların dışında bir noktaya çekmek istiyorum. Amerika, eşkıyalığı, haydutluğu, gasıplığı ve zalimliği tescil edilmiş bir devlettir, bu konuda dünya kamuoyunda ve özellikle Türkiye’de büyük bir mutabakat vardır.

Bu durumda böyle bir güçle aynı fotoğrafta yer almak, baştan kaybetmektir. Belki ABD’den böyle bir destek almadan kazanma durumunda olanlar bile sırf bundan dolayı kaybetmektedirler.

Her ne kadar ABD’nin desteğiyle benlikleri tam olarak oturmamış toplumlarda iktidarlar değişiyor olsa da, ciddi ülkeler sırf ABD desteklediği için buna direnmektedir.

Bugün insanlığın önemli bir bölümü bunu kendisine ölçü olarak almıştır;

“Seni ABD destekliyor öyle değil mi? Mesele tamamdır, gerisini konuşmaya gerek yok!”

Üstelik bu işin içinde ayrıca siyonist terör devleti de varsa -ki o olmadan olmaz- sözü uzatmaya hiç gerek yoktur.