Sloganlar

Sloganlar

Teknolojik gelişmelerle birlikte artmaya başlayan pazarlama, tanıtım ve reklam faaliyetlerinde sıkça karşılaştığımız yöntemlerden biri kuşkusuz ki hedef kitleyi etkileme amacı güden sloganlardır.

Teknolojik gelişmelerle birlikte artmaya başlayan pazarlama, tanıtım ve reklam faaliyetlerinde sıkça karşılaştığımız yöntemlerden biri kuşkusuz ki hedef kitleyi etkileme amacı güden sloganlardır. Bir pazarlamacı ürününü satarken, bir şirket kendi reklamını yaparken, siyasal partiler kendi programlarını topluma arz ederken kulağa hoş gelen sloganlara ihtiyaç duyar. Sloganik ifadeler kamuoyu nezdinde kısa sürede tanınmak ve toplum katmanlarına hızla yayılmak açısından önemli bir işlev görmektedir. Bu yazımızda ‘slogan’ kavramına kısaca bir göz atacağız.

Orta Çağ karanlığından bir çıkış yolu arayan Batı, yeni bir medeniyet hakikati ile dünya sahnesinde yer almak yerine reklam ve propaganda yolunu seçmiştir. İçinde bulundukları dönemleri ‘Akıl Çağı’ ve ‘Aydınlanma Çağı’ şeklinde isimlendirerek başlattıkları modernleşme hareketini güçlü pazarlama tekniğiyle Doğu medeniyetlerine ispatlama içerisine girmiştir. Kendi zihniyetini dünyaya tanıtırken kullandığı en etkili metot tabii ki de sloganlar olmuştur. Avrupa orjinli ideolojiler İslam ve Uzak Doğu toplumlarını kendi çatıları altında toplamak adına etkili sloganlar geliştirmiş ve bu yolda epey bir mesafe almıştır.

Bilgi altyapısı yetersiz ve donanımsız insanların duydukları büyülü(!) sloganlardan kolayca etkileneceğini çok iyi bilen modernizm, oluşturduğu devasa lobiler ve global platformlarla tanıtım ağını alabildiğine genişletmiştir. Sanayi Devrimi’yle hızlı bir ilerleme kat etmeye başlayan teknoloji ise sloganlaşma seferberliğinin sistemli bir şekilde uygulanmasına yol açmıştır.

İslam dünyasındaki Batılılaşmanın ilk saç ayağı olan Genç Osmanlılar (Jön Türkler, İttihat ve Terakki), Batı tarzı sloganik propaganda tekniğiyle muhalif faaliyetler yürütmüştür. Sultan II. Abdülhamit’in konjonktürel olarak uyguladığı kısmi baskıcı politikaları fırsat bilen Jönler, döneme hâkim olan siyasal atmosferin sağladığı avantajla ‘hürriyet’ kavramını başarılı bir şekilde sloganlaştırmıştır. Jönlerin etkin olarak kullandığı “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.” sloganı aydınlar başta olmak üzere halk tarafından büyük ilgi görmüş, bu slogan sayesinde İttihatçıların faaliyetleri meşru bir zemin kazanmıştır. Nitekim kısa bir süre sonra hürriyet sloganları nihai hedefine ulaşmıştır.

Demokrasi, özgürlük ve tüketim Batı’nın 20. asırda İslam dünyasını dizayn ederken bayraklaştırdığı temel sözcükler olmuştur. “Yaşasın halkın yönetimi.” ifadesi Avrupa toplumunu faşist yönetimlerden kurtarırken Müslüman coğrafyalarda ise emperyalist güçlerin talan ve işgal anahtarı olarak belirmiştir. Ortadoğu’daki birçok kukla diktatör, Batı’nın “Size demokrasi getiriyoruz.” yalanına gerekçe olarak gösterilmiş ve Irak örneğinde olduğu gibi milyonlarca insan demokrasi sloganı ile vahşice katledilmiştir.

Üniversitelerde okutulan iktisat derslerinde sıkça tekrarlanan “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.” sloganı ise birçok sektörde organize bir şekilde pazarlanarak bireyselleşme ve liberal ahlak algısı güçlenmiştir. Böylece genç nesiller toplumdan soyutlanmış bir şekilde yetişmeye başlamıştır. Rutin hayatımızda başımızı çevirdiğimiz her yerde karşımıza çıkan birçok reklam toplumun kültürel kodlarını zamanla değiştirebilme etkisine sahiptir. Önemli bir kısmı tüketime teşvik eden reklamlarda kullanılan sloganların kişinin gündelik davranış ve söylemlerinde meydana getirdiği tesir göz ardı edilemez bir boyut kazanmıştır.

1960’lı yıllarda dünyanın belli başlı bölgelerinde boy gösteren ve her ülkede farklı fraksiyonlarda ortaya çıkan 68 Kuşağı Hareketi’nin en önemli özelliği etkili sloganlarla adından söz ettirmesiydi. Ne var ki bu hareketin ömrü uzun olmamış ve kısa süre sonra dağılmıştı. Bu durum sloganların insan zihninde geçici bir etki bıraktığına ve asıl gerçekliğin altyapısı güçlü medeniyet hakikatinde olduğuna güzel bir örnektir. Elbette ki her düşüncenin sahip olduğu birtakım sloganlar mevcut olsa da yalnız kaynağını hayatın özünden alan olguların haykırdığı sloganlar zihinlerde kalıcı etki bırakabilir.

Asıl olan hakikat, detay olan ise slogandır. İslam fikrinin temeli hakikat, Batı fikrinin temeli ise slogandır. Sloganlardan çabuk etkilenen insanlar sürekli rüzgârda savulan yaprak gibidirler ve hiçbir zaman tam manasıyla tatmin olamazlar. Sloganlar sadece anın ruhuna uygun olduğundan dolayı bir süre etkinliğini yitirmekte ve sloganik insanların düşünceleri de sürekli değişkenlik göstermektedir. İslam fikri ise zaman üstü bir olgudur ve bu hakikati özümsemiş insanlar ise daima mutmaindirler.

Sloganların geçici heveslerine kanmamak ve hakikatin peşinden gidenlerden olmak dileğiyle Allah’a emanet olun.

Selam ve dua ile.

Yusuf BİNGÖL

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.